1. Anasayfa
  2. Bilgi Bankası

Konuş ki Seni Görebileyim

Konuş ki Seni Görebileyim
0

Toplumun bir bireyi olduğumuza göre; bu demektir ki, başkalarıyla konuşmaya ve iletişim kurmaya her zaman ihtiyacımız olacaktır. İçten ve doğru konuşmak; konuşulacakları, zihnimizde tasarladığımızda bizi başarılı konuşmacı kılar. Hele bir de davranışlarımızla, konuşmamız arasında uyum varsa ve ses tonumuzu etkileyici kullanabiliyorsak. Bizi dinlemenin keyifli olacağı kesin.

Diksiyon yani Doğru Güzel Etkili Konuşma kurslarında ;

  • Anadilin doğru ve güzel kullanımı (İstanbul Ağzı:Ölçünü dil,Standart dil,Ortak ağız)
  • Sözcük vurgularımızın doğruluğu *Boğumlanma denilen ,sözcüğün açık- seçik söylenebilmesi
  • Sözcüklerin doğru telaffuzu
  • Diyafram nefesi kullanımımız gibi daha pek çok ve o kadar değerli teknikler var ki…

Kendimizi besleyecek doğru adreslerde olmayınca, ne yazık ‘Konuşma Becerisi ve İletişim Becerisi’ gibi çok önemli bir alanın farkında olamayabiliyoruz. Üstelik bu konuda başarılı olmak kişilerin kendi ellerindeyken, bu durumu görmezden gelmekse, kişinin kendini kaybetmesi gibidir. Konuşma yetenek değil, beceridir. Bu beceri; çalışma ve eğitimle kazanılabilir. Bilgiçlik taslamadan, sert ve kırıcı sözlerden kaçınarak, karşımızdakilerin hoşlanmadığı konulardan çok da söz etmeden, kendimizle ilgili daha az konuşarak, kazanmak istediğimiz ya da dost olmayı arzu ettiğimiz kişiyi arkadaşlık hanemize alabiliriz. Eğer önce; en yakınımızdaki aile bireyimize veya arkadaşımıza söz söylerken; duygu ve düşüncelerimizi doğru ve içten bir üslupla dile getirebiliyorsak, olmazsa olmaz kural saygı özelliğimizi de eksik etmiyorsak… Benimsenmememiz için ne sebebimiz olabilir ki? ”İki dinle, bir söyle” demişler ve gerçekten de ‘Dinleme Becerisi’ güzel konuşan insanların ilk kazanımıdır. İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur ya da konuşamaz. Oysa önce dinlemek, sonra söyleneni anlamak, daha sonra yorumlayarak yanıtlamak konuşmamızın değerliliğini ortaya koyar.

Gözlem gücümüz tarafımızdan önemseniyor ve besleniyorsa, konuşmalarımızın renkli olacağı, sıkıcı olmayacağı kesin. Konuşmalarımızdaki bilgi gerçekliği de, güvenilir konuşmacı olmamızı sağlar elbette ve konuşmamızda amacımıza uygun, mantıklı bir akış sınırını çizebildiğimiz başarılı ifadelerimiz, bizim kişiliğimizi de yansıtacaktır. Yine konuşmalarımızda; en önemli ilkelerimizden biri ‘Ahlaksal Sorumluluk’ bizim ”Neyi Değil , Nasıl Söylediğimizin” en önemli etiketidir. Demek istediğim şudur ki, herkesin kendi arzusuyla yapacağı muhteşem salatanın renkliliği gibidir güzel konuşabilmek. Yeryüzündeki hayatı süsleyen zenginlik değil midir sizce? Kuşlar ayaklarıyla, insanlar dilleriyle yakalanırlar misali… Bizi, konuşmamıza ve davranışımıza imrenip de yakalasın etrafımızdaki insanlar. Dilimizden gelmeyen, elimizden nasıl gelebilir ki değerli okuyucular? Bu alanda, önce kendimizi eğiterek başlayacağımız yolculuk, Konfiçyus’un söylediği gibi:

Bildiğini bilenin arkasından gidiniz.

Bildiğini bilmeyeni uyandırınız.

Bilmediğini bilene öğretiniz

Bilmediğini bilmeyenden kaçınız.

dizeleriyle bizi uyanık tutsun isterim. Bakın ne güzel yazmış düşünen ve duygulanan ;

”Kavgayı bir ağacın yaprağına yazmak isterdim, sonbahar gelsin yaprak kurusun diye.. Öfkeyi bir bulutun üzerine yazmak isterdim, yağmur yağsın, Bulut yok olsun diye.. Nefreti karların üzerine yazmak isterdim, güneş açsın karlar erisin diye.. Ve Dostluk ile sevgiyi yeni doğmuş bebeklerin yüreğine yazmak isterdim, onlarla Büyüsün, dünyayı sarsın diye … ”

Duygularımızı, heyecanımızı ifade edebilme yeteneğimiz varsa buna teşekkürümüz olmalı. Çünkü duygulardır dünyamızı idare eden. Hislerimizin gücüne karşı konulmasını değil de, hislerimizin gücüne hayran olunmasını istemez miyiz? Bu demektir ki, konuşmalarımızda duygusal anlarımız çok değerlidir. Tasvirli, mantıklı, bilgili, öykülü, becerebilirsek fıkralı, eğlenceli bir konuşma bizi daima hatırlanır kılacaktır. Mesleğimiz ne olursa olsun, elde edebileceğimiz başarı fırsatlarını daha da iyi yakalayabilmenin yolunun; Doğru Güzel Etkili Konuşma (Diksiyon) ve İleişim Becerileri alanında kendimizi sürekli geliştirmekle mümkün olabileceğini ifade etmek isterim. Ve ünlü bilge Konfüçyüs’ü dil üzerine ünlü önerisini paylaşmam anlamlı olacak eminim.

– Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?

Konfüçyüs cevap vermiş:

– İşe önce dili düzeltmekle başlardım. Çünkü dil bozulursa kelimeler düşünceleri iyi anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa, yapılması gereken işler yapılamaz. Görevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve düzen bozulur. Töre ve düzen bozulursa, adalet yoldan sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. Bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.

Güzel konuşmanızla ,doğru iletişiminizle beslenen sevgi ve dostluk, hayatınızdan hiç eksik olmasın.

Şendağ Albayrak

Facebook Yorumları

İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.