Okulda oryantasyon; çocuğun yeni ortamını ve içinde yer alacağı durumları tanıması, bunlara alışması ve mevcut şartları kabullenebilmesi için; yakın çevreyi, okulu, karşılaşacağı uyarıcıları tanımaya yönelik yapılacak çalışmaları içermektedir. Bu süreç hem çocuk hem de anne baba için zordur. Çocuk yeni gireceği ortama karşı kaygılı ve tedirgin, anne baba ise meraklı ve endişeli hissedebilir. Bu süreç öğrenci için olduğu kadar ebeveynlerin de oryantasyon sürecidir. Bu hassas süreçte okula başlamadan önce okuldaki oryantasyonunun daha sağlıklı geçmesine etkisi olabilecek bazı öneriler altta paylaşılmıştır
Oryantasyon Sürecinde Ailelere Öneriler;
• Çocuğun Rutini Bozulmamalı
Okul öncesi dönem çocukları için yeni bir duruma uyum sağlamak zordur. Bu nedenle çocuğun hayatında okula başlamak gibi büyük bir yenilik olacaksa, başka yenilikler ertelenmelidir. Örneğin; taşınma, anne babanın ayrılması, bakıcı değişikliği, tuvalet eğitimi, memeden ayrılma, bezi bırakma gibi…onu etkileyecek başka bir değişim olmamasına dikkat edilmelidir.
• Sınırlar olmalı
Okullarda belli başlı kurallar vardır. Aynı şekilde ev içinde de sınırların olduğu bir ortamda yetişen çocuk, okulda kurallara uymakta zorluk yaşamaz. Ancak her istediği yapılan, sınırsız yetiştirilen, her zaman istediği gibi hareket eden çocuklar okuldaki kurallara ve okula uyum sağlamakta zorluk çekebilir.
• Doğru bir izlenim yaratılmalı
Genellikle ebeveynler çocuğun okulu sevmesi için okul hakkında “Bir sürü oyuncak var, istediğin kadar oynayacaksın, arkadaşların olacak, çok eğleneceksin’’ gibi tamamen olumlu bir tablo yaratarak çocuğu beklenti içine sokabilir. Ancak çocuk, okulda bazı sınırlar olduğunu, dilediği gibi davranamayacağını, oyun oynamanın dışında etkinliklere de katılması gerektiğini gördüğü zaman hayal kırıklığı yaşayabilir. Bu durum okula karşı tepki gösterme, gitmek istememe gibi uyum sorunlarına sebep olabilir. Bu nedenle okulla ilgili çocuğa doğru bilgi vermek okula uyum sorunu yaşamamak adına önemlidir.
• Cümleleri Doğru İfade Etmek Önemlidir
‘Seni okula bırakacağım’ cümlesi yerine ‘şimdi okula gideceğiz’ cümlesi kullanılmalıdır. Bırakılma kelimesi kaygı yaratabilir. Çocuk okula gitmek istememesi ile ilgili pazarlık yaptığında ise net ve kısa cümlelerle ‘anne-babalar işe gider, çocuklar okula gider’ demeli uzun uzun ikna cümleleri kurulmamalıdır. Bu durum süreci daha sancılı hale getirebilir.
Okula başlama durumu gereğinden fazla gündem maddesi haline getirilmemelidir. Kaygı yaratabilir.
• Kademeli başlangıç yapılmalı (Berlin Modeli 2003)
İlk günler birer saat olmak koşuluyla, gün geçtikçe çocuğun uyumuna göre okulda geçirilen süre uzatılmalıdır. Çocuk ilk gün okula uykusunu almış, yemeğini yemiş olarak gitmelidir. Aksi taktirde okula olumsuz yaklaşabilir. İlk günlerde uykuya ve yemeğe dahil edilmemeli, okulu uyku ve yemek için zorlanan bir yer olarak algılayabilir. Öğretmenine güven duydukça süre uzatılmalıdır.
• Kitap okunabilir
Okula başlamadan önce okulla ilgili çocuk kitaplarından faydalanılabilir. Kitapların resimlerinin çok, yazılarının ise az olmasına dikkat etmek gerekir. Okulda yapacakları ile ilgili görsellerden yararlanarak çocuğu bilgilendirmek, okulla ilgili olumlu bir hava yaratmak uyum sürecini kolaylaştırır.
• Sorumluluk verilmeli
Dökecek, kıracak, başaramayacak, çocuğa bir şey olacak korkusuyla çocuğun kendi kendine bir şey yapmasına izin vermeyip her işini üstlenen ebeveynlerin çocukları, okula uyum sürecinde zorluk yaşayabilirler. Çocuk okulda, evdeki gibi sorumluluklarını üstlenen bir ebeveyn bulamayınca nasıl davranacağını bilemez. Bunu başarısızlık olarak içselleştirebilir. Bu durum sonucunda özgüven kaybı yaşar ve bu duygusundan dolayı okula gitmek istemeyebilir. Örneğin; 4 yaşındaki bir çocuğun ebeveyni çocuğun yemeğini kendi yemesine izin vermiyorsa, bu durum okulda yemek saatlerini çocuk için bir problem haline getirebilir. Çocuk diğer arkadaşları gibi kendi başına yemek yiyemediği için güvensiz ve kötü hisseder. Bu durum okula uyum sürecini zorlaştırır. Bu nedenle çocuğa yaşına ve gelişimine uygun sorumluluklar vermek, yapamadığı noktalarda yardımcı olmak gerekmektedir.
• Gerçekçi olunmalı
Çocuğa aile ortamında prens, prenses, paşa gibi adlar takmak, çocukla oynanan tüm oyunlarda çocuğun kazanmasını sağlamak ileride okula uyum sürecini zorlaştırabilir. Çünkü çocuk okul ortamında da aynı ilgi ve alakayı görmek ve tüm oyunlarda en iyi olmak ister. Bu durumda çocuk okula gitmek yerine evinde kalmak ister. Yine aynı şekilde çocuğun başarısız olduğu alanlarda sırf mutlu olsun diye başarılıymış gibi davranmak da doğru değildir. Evde oyun oynarken sonuçtan çok süreçteki eğlencenin önemine vurgu yapılmalıdır. Sonuçta kazanılsa da kaybedilse de oyunda eğlenmenin üzerinde durulmalıdır.
• Güveni Sarsılmamalı
Okula gitmek istemeyen çocuğu ‘parka gidiyoruz’ gibi başka vaatlerle kandırarak evden çıkarmak ve neticesinde okula götürmek, çocuğun güveninin sarsılmasına ve okula karşı negatif bir tutum sergilemesine sebep olabilir. Bu gibi durumlarda çocuk okula gitmemek için normalde göstereceği direncin çok daha fazlasını gösterir. Bu nedenle doğru bir iletişim dili kullanmanın ve çocuğa her zaman gerçekleri anlatmanın önemi büyüktür.
• Yönlendirici Sorular Sorulmamalı
Okula dair sorulan sorular çocuğu yönlendirici tarzda olmamalıdır. Örneğin; ‘’Öğretmenini sevdin değil mi, sana bağırıyor mu, arkadaşların sana kötü bir şey söylüyor mu?’’ gibi sorulan sorular çocukta kaygı yaratır. Okula karşı olumsuz bir algı oluşturmasına neden olabilir. Onun yerine; ‘Bugün seni en çok güldüren şey neydi? Öğrendiğin oyunlardan bana da öğretir misin? En çok hangi yemeği sevdin?, bir roket olsa ve çok uzağa gidecek olsa hangi arkadaşının binmesini isterdin?’’ gibi sorular çocuğun düşündüklerini ifade etmesine vesile olabilir. Örneğin bir arkadaşına karşı olumsuz duygu hissediyorsa yanında olmasını istemeyecek ve onun rokete binip uzaklaşmasını isteyecektir. Bu tarz oyunlaştırılmış sorularla birlikte günün değerlendirmesi yapılabilir.
• Ev Cazip Hale Getirilmemeli
Oryantasyon sürecinde ev cazip hale getirilmemelidir.
Örneğin çocuklar için cazip olan ipad, telefon, televizyon sınırlandırılması gerekir. Okula getirirken arabada ipad ya da telefon verilmemeli, çocuk elinden telefonu bırakıp okulu tercih etmek istemeyecektir. Çünkü teknolojik aletlerde aynı anda birden çok uyaran vardır (hareket, ses, renk) ve her zaman ilgi çekicidir.
Çocuk okula gelirken sevdiği bir oyuncağı ya da eşyasıyla gelmesi için yönlendirilebilir. (Bu çocuğun kendini güvende hissetmesini ve istekle gelmesini kolaylaştırabilir.)
• İlk gün
Okula başlayacağı ilk gün uykusunu almış, yemeğini yemiş olarak gitmelidir. İlk izlenim önemli olduğu için çocuğu huzursuz edecek bir faktör olmamalıdır. İlk günden kalabalığa, yemeğe dahil etmek yemeğe karşı önyargılı bir çocuksa okula karşı fobi geliştirmesine bile neden olabilir. Bu açıdan ilk üzerinde durmamız gereken konu öğretmenine güven duyması olacaktır.
Son olarak;
• Oryantasyon sürecinde yaş grubu ve bireysel farklar göz önünde bulundurulmalıdır.
• Her çocuğun kendine ait bir oryantasyon hikayesi vardır ve bir başkasının hikayesi sizinki ile aynı olmayabilir. Karşılaştırma yapmak uygun olmayacaktır.
• Hikayeler farklılık gösterse de hedef hep aynıdır. Çocuk okula sağlıklı yollarla, mutlu bir şekilde, güvenle alışmasıdır.
@pdr.suleerk
pdr.suleerk@gmail.com