Merhaba sevgili okur
Seni burada tekrar görmek beni ne kadar mutlu etti bilemezsin. Umarım bugün yine keyifle okuyacağınız bir paylaşımda bulunuruz. Bugün sizinle birden fazla konuyu ele almak istiyorum. O halde başlayalım.
Keşif nedir? Keşif, yeni veya daha önce bizim anlamlı olarak tanımlayamadığımız bir şeyi artık algılayabilme eylemidir. Bu eylem yeni eğitim sistemimizin öncüllerindendir. Günümüzün eğitim felsefesi bu öncüle dayanıyor ise sizce de yapılması gereken ilk adım çocuklarımızın keşif yapmalarına fırsat sunmak değil midir?
Tamda bu görüşü benimsediğim için çocuklarla bir deney yapmayı uygun buldum. Deneylerde dikkat edilmesi gerekken ilk şey çocukların gelişim düzeylerine uygun olması ve merak içermesidir. Yaş guruplarına göre deneyler ve keşifler karmaşıklaşabilir veya da basitleşebilir. Aşağıda gördüğünüz fotoğraf bir renk oluşturma etkinliğinden kalan bir kare. Deney içeriği pek karmaşık değil. Bardaklara gramofon kağıtlarını yerleştiriyoruz ve birbirlerine karıştıklarındaki ortaya çıkan o renk cümbüşünü izliyoruz. Çocuklar burada gözlem yapıyor, tahmin ediyor, keşfediyor ve sonunda hangi renklerin oluştuğuna dair tahminlerini değerlendiriyor.
Aslında bahsettiğim bu bilimsel beceriler çocuklara çok şey katıyor. Çocuğunuzun sosyal ilişkilerinde de bu becerileri kullanabildiğini bir düşünsenize. İnsan ilişkileri aslında ne kadar da basit olurdu. Çocuklarımıza, geleceğin bireylerine bu becerileri kazandırabilmek inanın hiç zor değil.
4 bardak, gramofon kağıdı ve bir miktar su yeterli. Önemli olan onlara gerçekten zaman ayırabilmek. Bazı okurlarımdan beni çok üzen dönüşler aldım. ”Bizim çocuk televizyonun karşısından kalkmıyor ki dokunsun keşfetsin” gibi sözler duydum. İnanın o an ne söyleyeceğimi bilemedim. Eğer sizde bunu söyleyen bir anne, baba, teyze, amca iseniz unutmamalısınız ki hiçbir zaman gökkuşağı yağmur yağmadan açan güneşli bir havada doğmaz.
O gökkuşağının açması için bir yağmurun oluşması şarttır. Sizden dileğim bir gün o gökkuşağının açacağına emin olarak yolunuza devam etmeniz. Siz ne olursa olsun yanınıza şemsiyenizi alın. Yani çocuklarınızdan hiçbir zaman vazgeçmeyin. Onlara güvenin. Güven çocuklar için çok önemlidir. Örneğin bir durumda sen şunu yap sana dondurma alacağım gibi söylemde bulunup daha sonra dondurma almamak çocuk için güven kırıcı nitelikte bir davranıştır. Tabikide şunu yaparsan dondurma alırım demek doğru değildir. Ama eğer böyle bir söylemde bulunduysanız bunu gerçekleştirmekten başka bir yolunuz yoktur. Peki ya bunu demek yerine ne diyeceğiz?
Seçimi çocuğa bırakacağız. Örneğin yemekten sonra dondurma yemeyi tercih ediyor musun? yoksa yemek istemiyor musun? Bu konuda çok güzel bir örnek vermek istiyorum. Öğretmen bir arkadaşım sınıfında çocuklara ”Şimdi montlarınızı giyin bahçeye çıkma zamanı ama önce oyuncakları toplamalıyız” diye sözünü devam ettirirken çocuklar montlarını giymişler bile. Çünkü ben merkezci dönemdeler. Çünkü dünyada onlardan başka kimse yok. Sayın okurum bunu bilmemiz gerekiyor. Bunu bilerek konuşmalarımıza, hareketlerimize yön verdiğimizde daha sağlıklı bir yol almış olacağız.
Şimdilik bu kadar gökkuşağını gördüğünüz bir günde tekrar görüşmek üzere sağlıcakla kalın.