Cıncık Psikolog ne ya diyenlere gelsin bu yazı.
1996/1997 Yılları arası şeker mi şeker eni boyuna eşit 4 veya 5 yaşlarında bir veletken, hemen hemen her çocuk gibi ben de gönlümü misketlere kaptırdım. Minik bir koleksiyoncu olup çıkmıştım. O yaşlarda sergi açamadığım için haliyle bir poşet dolusu misketimle mahallede gezinip hava atmak daha ekonomik ve daha gerçekçiydi!
Koleksiyonumun en değerli parçaları tabi ki CINCIKlardı. Cıncık hiç çizilmemiş, eskimemiş bir tarafları kırılmamış bilyelere verdiğimiz isimdi. Benden yaşça büyük vicdanen küçük zalim kuzenim elindeki küçük bir cıncığı bana gösterip benim misket cıncık doğurdu demez mi, tabi ben de o zamanlar Nasrettin hocanın kazan doğurdu fıkrasını gayet gerçekçi bulduğum bir yaşta olduğum için merakla sordum NASIL?
Üç gün sıcak suda beklet doğuracak dedi. Biraz saçma gelse de elindeki misketin içindeki hava boşluğunu gösterip bak bu da bebek bu da yakında doğuracak deyince ikna oldum. Bir kap sıcak suda üç gün bekledi misketler, her gün defalarca kontrol ettim ama nafile, benim misketler kısır çıktı deyip ümidi kestim ta ki 22 yıl sonra misketler Cıncık bir Psikolog doğurana dek.
Çocukluk yaşantıları çok önemli, kim olduğunuz ne iş yaptığınız hiç önemli değil. Güçlerinden hiçbir şey kaybetmezler. O kadar şekil değiştirip karşımıza çıkıyorlar ki tanımakta zorlanıyoruz. Elma tohumu ile elma ağacının bir birine hiç benzememesi gibi.
Sizlere tavsiyem arada bir kişilik ormanınızdaki ağaçlara bakıp acaba bu ağacın tohumu hangi anımdan geliyor diye tahmin yürütmeniz. Cevaplarınız karşısında bazen şaşıracak, bazen üzülecek, bazen güleceksiniz ama inanın bana bu size çok şey katacak. HAYDİ BAKALIM HEP BİRLİKTE ORMAN GEZİSİNE!
