Hayat, karşılıklı bir yolculuk… Birinin diğerinden üstün olmadığı, çocuğa bir şeyler katabileceğimiz ve onunda bize bir şeyler kattığı bir yolculuktur. Hayat aslında kaybettiklerimizi yeniden bulma çabasıdır. İşte o zaman iyi bir insan olabiliriz. Bu hayatta esas kaybettiğimiz ise çocukluktur, çocuk olabilmektir. Kişi, çocukluk özelliklerini yetişkinliğe taşıyabilirse o kişi bilge olur, evliya olur… Kimdir nedir peki bu çocuk? Çocuk, minyatür insan değildir, sahiplenilmesi gereken bir eşya değildir, muhtaç-yetersiz bir insan hiç değildir. Hemen barışıyorlar unutuyorlar diye onursuz insan da değildir. Çocuk, besleyicidir. Sevgisiyle, koşulsuzlu ile… Arındırıcıdır çocuk. Saf, temiz, yeni, yeniden varolan bir yağmur damlası gibidir. Enerjisi başkadır. En önemlisi hatırlatıcıdır. Kaybettiğimiz tüm değerleri… Şöyle bir göz önüne getirelim hadi. Hepimiz bir çocuk uyurken, gülerken, kendi edasıyla oyun oynarken… Uzun uzun izlemez miyiz onları ? Izlerken rahatlarız farkında olmadan. Orijinal halidir insanın. Bu dünyayı yaşanabilir kılandır. Unutmayalım! Çocuklar bizim ana vatanımızdır ve bize özümüzde yani ana vatanımızda varolması gereken değerlerimizi hatırlatırlar. Farkında mısınız? Kırılganlık içinde bir dayanıklılık mevcuttur çocukta. Bir yetişkine göre baş etme gücü daha yüksektir aslında. Oyun vardır dünyalarında, oyunlaştırma vardır. Bir hastalık, bir ölüm haberini düşünün… Nasıl da güçlüler. Nasıl da yeniyorlar o dev hastalıkları. Daha kötü durumları dile getirmek istemiyorum şu anda… Uyum yetenekleri daha yüksektir çocukların. Bir yerden bir yere taşınma durumu olduğunda ilk komşum gelsin demez mesela. Direkt gülümser, adım atar. İlla kendi arkadaşım olsun demez, parkta varolan çocuklarla bir bakarız dalmıştır bile oyuna. Karşımda adam etmem gereken bir varlık yok, ona bakıp insan olabilmem gereken, karşılıklı bir şeyler kazanmamız gereken bir varlık var. Lütfen unutmayalım, bir diyaloğun en önemli kriteri bakış açısı penceresidir. Ve sözlerime Asaf Çelebi ile son vermek istiyorum. ‘KOSKOCA BIR AĞAÇ GÖRÜYORUM, UFACIK BIR TOHUMDA… Sevgi ve masumiyet ile kalın
Emira DİNÇ