Çocukların dünyasında resim yapma sebepleri ve resim özellikleri yetişkinlerden farklıdır. Çocuğun doğduğu andan itibaren hatta hamilelik sürecinden başlayan zihinsel gelişimi, nesneleri algılayışı, renk ve sanat algısı çocuğun varoluşu ile ilgili ipuçlarıyla doludur.
Çocuklar kağıt ve kalemle ilk tanışmalarında kalemi kavrayıp kendilerine doğru çekme hareketi ile çizgiler oluştururlar. Bu hareketin temelinde “emme” refleksi vardır. Dışarıdan kendine alma, beslenme ve öğrenme temelli bir harekettir. İlk kalem tutma ile başlayan gelişim süreçleri ve yaş özellikleri beş evrede incelenmektedir.
(2-4) yaş karalama döneminde bilinçli olmayan refleks hareketler yerini zamanla bu çizimlerden zevk almaya ve isteyerek resim yapmaya bırakır. Hatta çocuk yaptığı karalamaları etrafındaki dünyaya bağlamaya ve hikayeleştirmeye başlar. Hayal gücünün etkin kullanımı 3 yaşından itibaren görülür.
Çocuklarda bu bilişsel süreçleri inceleyen Piaget e göre çocuk çevresini inceyen ve bu bilgileri “şemalar” yoluyla zihnine yerleştiren bir araştırmacı gibidir.
Yani çocuğun yaptığı resim zihnindeki “şema” nın en son ulaştığı gelişim düzeyini yansıtmaktadır.
Bu bilgiler ışığında çocuk resimlerinin zihinsel gelişimi izlemek için iyi bir teknik olduğu fikri çoğu araştırmacı tarafından da benimsenmiştir.
Kellogg 1969 yılındaki çalışmasında (2-4) yaş karalama dönemindeki çocukların çizgilerini analiz ederek 20 temel karalamaya ulaşmıştır. Bu karalama çizgilerinin sırası ve yapılış şekli çocuklara göre değişiklik gösterebilir.
Bu süreci takip etmek, yaratıcılığı desteklemek isteyen ebeveyn ve eğitimciler için karalama gelişim tablosu aşağıda verilmiştir. Listeden yapmadığı bir çizgi varsa birlikte resim yapma anlarında o çizgi şeklini çocuğa sezdirmek gelişimi için faydalı olabilir.
Kağıt yüzeyini planlı doldurma girişimleri (5-6) yaş civarında başlar. Bu (4-7) şema öncesi döneme denk gelir. Saydam (röntgen) resim dediğimiz resimler yaparlar. Objelerin içinde ve arkasında bulunan ve görünmeyen şeyler sanki görünüyormuş gibi çizilir. Bu dönem çocukları üzerinde yapılan saha çalışmalarında çizimlerin neredeyse hiçbirinde kulak figürüne rastlanmaması dikkat çekicidir.
Özellikle okul temalı resimlerde; çizilmeyen eller güvensizliği ve çevreye uyum sağlamakta zorlanan çocukları simgelemektedir.
Çok büyük ya da fazla sayıdaki parmak; çocuğun şiddete uğramış olabileceğini simgelerken, ayakların çizilmemesi destek göremediğini hisseden güvensiz çocukları işaret edebilir. Bacaklar ve ayaklar bedeni destekleyen güçlendiren organlardır ve yokluğu çocuğun desteksiz kaldığını ifade eder.
Burnun yokluğu başkalarıyla iletişim kurmakta zorlanan kendi varoluşuyla ilgili problemleri olan çocukları işaret eder. Nefesin ve varoluşun bir temsilidir burun.
(7-9) yaş arasındaki evre, Şematik Evre’dir. Çocuk, kendine özgü insan figürü şemaları geliştirir, kullanmaya başlar. İnsan figürü artık tamdır; kollar, bacaklar, baş yerli yerine oturur. Uzuvlar çizilirken geometrik formlar kullanılır. Mekân kavramı, nesneler arasındaki ilişki ve iç-dış ayrımı, henüz tam olarak netleşmemiştir.
Şematik Evre’deki çocuklar bu belirsizliği gidermek adına çözümler bulurlar. İç-dış ayrımını zihinlerinde netleştirinceye kadar; bir mekânın hem içini, hem dışını aynı karede gösterirler. Bu yöntem “röntgen resim” olarak adlandırılır. Çocuk, figüre veya objeye nereden baktığını “unutur”. Bir nesneyle ilgili bildiği her detayı çizimine ekler. Herhangi bir bina çizmesi gerekiyorsa, yetişkinlerin gördüğü biçimde; dıştan gözüken; pencereleri, kapısı, çatısı olan bir bina çizecektir. Ama “evini” çizmesi gerekiyorsa, evin dıştan görünümünü çizip; içine annesini, babasını, kendisini ekleme eğiliminde olacaktır. Şematik dönemin en ilginç özelliğinin bu olduğu düşünülmektedir.
Gerçekçilik dönemi (Çete Çağı – Başkaldırma) (9–11 Yaş): Bu dönemde çocuk birey olduğunun sosyal bir çevrenin içinde varlığının farkındadır. Çevresinde bulunan insanlarla, ailesi ve arkadaşlarıyla daha olgun bir seviyede iletişim kurmaya başlamıştır.. Bu da beraberinde içinde yaşadığı kültürün, coğrafyanın etkilerini getirir. Çocuk artık kendini ve çevresi oluşturan her şeyi daha derin hissetmeye başlar. Bu dönemde çocuk resimlerinde: Mekân ve perspektif artık kendini gösterir. Önceki döneme ait olan saydamlık özelliği, düzleme özelliği kaybolmaya başlar.
Çocuk gerçekliği yansıtmayı ister fakat çekimserliğini de yaşar. Onaylanma ihtiyacı duyar, beğenilmek ister. Çünkü yaşı gereği kendini ve resmettiklerini beğenmeyecek bolca öz eleştiri yapacaktır. Kendini anlatamadığını ve tam ifade edemediğini düşünecek ve motivasyonu düşecektir.
11 yaş çocukların temel sanat becerilerinde geçiş dönemi olarak görülebilir. Bu dönemde çocuklarda perspektif oran-orantı tam anlamıyla oturmamıştır. Yaşadığı sosyal yapı içinde merak duygusu, araştırma ve keşfetme duygusu sağlıklı bir şekilde giderildiğinde çocuk kendinden daha emin ve yaratıcı olacaktır. Bunun için çocuk ilgilendiği tüm sanatsal alanlar için cesaretlendirilmeli ve desteklenmelidir. Ama yönlendirmek ve müdahale etmekten kaçınılmalıdır.
(12-14) yaş Mantık dönemi ergenlik dönemidir. Mantık döneminde hata yapma kaygısı yüksek olduğu için beğenilme arzusu ile kopya yöntemine başvururlar. Bu evre aileden uzaklaşıp arkadaş gruplarına yakın olunduğu dönemdir. Bu güçlü özellik sanatı sevdirmek için araç olarak kullanılabilir. Bireysel çalışma yerine grup çalışmaları ile resim faliyetleri yapılabilir. Karşı cinsler birbirlerine ilgi duymakta ve yaptıkları resimlerde bunu yansıtmaktadırlar. Gördükleri nesnelerin ve figürlerin boyutlarına, oranlarına, renklerine, perspektifine, cins ayrımına dikkat eder, gerçeğe benzetmeye çalışırlar. Ergene uzak-yakın ilişkisi, mekân, boşluk, küçüklük büyüklük etkisi gibi bilgilerin öğrencilere perspektif bilgisi öğretilerek mutlaka verilmesi gereklidir. Ergenliğin soyut düşünme gelişimi de bu evrede resimlerde espri ve karikatürize etme şeklinde görülmektedir.
Yaş evrelerine göre insan figürünün gelişim aşamaları;
Sonuç olarak resim analizi yapılırken yaş özellikleri dikkate alınmalıdır. Yaşa göre beklenmedik çizgi ve figürler varsa çocukla görüşülerek değerlendirme yapılmalıdır. Çocuğun resmi mutlaka zihninde varolan bir “şema” nın tezahürüdür.
Yorumlar (1)