Yaşlı dede minik torununa yoldan geçen otomobili göstererek:
“Yavrum bak düt düt gidiyor!”
Torun bilmiş bir eda ile:
“Ne düt dütü dede! O gördüğün filanca marka, falanca model, şu kadar silindiri olan, bu kadar beygire sahip bir otomobil…
Günümüzde kuşaklar arasındaki teknoloji odaklı konularda makasın iyice açıldığı su götürmez bir gerçek.
Önceden çocuklar için lunapark cazibe merkezi iken, günümüzde çocuklarımız sanal gerçeklik teknolojisi sayesinde lunaparkı evlerine taşımış durumdalar.
Önceden çocuklar Almanya’dan gelecek amcasının, dayısının alacağı oyuncak robotun hayalini kurarken, günümüzde çocuklarımız robotik eğitimleri alarak kendi robotlarını kendileri tasarlıyorlar.
Önceden çocuklar vitesli bisiklet, walkman, atari gibi araçlara hayran iken günümüzde artırılmış gerçek teknolojisiyle oynanan oyunların bile büyüsü bozulmaya başladı.
Anlaşılan o ki yeni neslin imkanları çok. Teknoloji hayatın bir gerçeği olduğu için onu yaşamımıza entegre etmek önemli.
Peki, bu teknolojik imkanların getirileri yanında götürdükleri de yok mu?
Örneğin, eski neslin çocukluk dönemlerindeki en büyük zevki akşamları büyüklerinden dinledikleri tatlı hikayeler iken yeni nesil, akşamları zamanlarını kendi odalarında bilgisayar ve telefon ile geçirmesi insanı düşündürmüyor mu?
“Sosyal” ağlarda yüzlerce arkadaşı olan “asosyal” çocuk olmak ne kadar mantıklı?
Maksadım teknolojiyi kötülemek değil. Elbette nimetlerinden faydalanmak önemlidir ancak teknoloji hayatın kendisi olmamalı! Teknolojinin sadece hayatımızı kolaylaştırmaya yarayan bir araç olduğu unutmadığımız sürece sıkıntı yok. Bu alanda küçüklerimize farkındalık oluşturmak sadece ebeveynlerin telkinleri ile olmuyor maalesef. Profesyonel ve programlı bir bilgilendirmeye de ihtiyaç var.
Teknolojik nesil Z kuşağına; toplumsal hayata aktif katılım, özel yaşamın gizliliğine saygı, etik kurallara bağlılık ve aile içi iletişime önem verme gibi değerlerin katılmasının hedeflendiği Medya Okur Yazarlığı dersi bir nebze olsun bu bağlamda katkı sağlayacaktır.
Dersin seçmeli olması bir dezavantaj olsa da arz – talep olayını unutmamak gerek. Veli ve öğrenci isterse bu dersler açılır. Ayrıca Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersine olan bakış açısında da bazı sıkıntılar olduğunu düşünüyorum.
Günümüzün minik Bill Gates’lerinin, Steve Jobs’larının teknoloji bağlamındaki bilgi dağarcığı bazı durumlarda yetersiz kalabilmekte. İyi bir teknoloji okuryazarı olmak; iyi bir office yazılımları kullanıcısı olmakla, aktif bir sosyal ağ kullanıcısı olmakla veya akıllı telefonda, tablette her menüyü bilmekle olmuyor. Teknolojiyi kullanmayı bilmek, teknolojiyi bilinçli ve güvenli kullanmayı bilmek anlamına gelmez.
Müfredatın bu branşta biraz esnek olmasının da etkisiyle Bilişim Teknolojileri ve Yazılım derslerinde günümüzün popüler programlama yazılımı Scratch gibi öğrencilerimizin ufkunu açılacak programlar, temel düzey robot tasarım eğitimleri, programlama, akış diyagramları ve teknoloji kullanımında etik değerler gibi konulardan bahsedilmekte.
Unutmayalım! Bir bıçak, katilin elinde tehlikeli bir silaha dönüşürken, bir aşçının elinde nefis yemekler yapmaya yarayan mutfak gereci olabilmekte. Bu örnekte olduğu gibi günümüz teknolojilerini de bilinçli, güvenli ve verimli kullanmak yine bizim elimizde…