Çocukların sonsuz dünyalarının içine girmeden onlara bir şeyleri yaptırmak çok zordur. Özellikle 4-7 yaş çocuklara bebek muamelesi yapmamayı öğrendiğimizde artık her şey daha kolay işleyecektir. Herkesin ben yapamadım çocuğum yapsın algısıyla baktığı bu düzen artık değişmeli. Bunu yazarken kendi yazımın kötü olduğu için sınıf öğretmenine öğretmenim benim yazım çok kötüdür kızımın yazısı güzel olsun başka bir şey istemiyorum dediğim için bu kısmı utana sıkıla yazıyorum. Eskiden okusun adam olsun ne sporu furyası vardı. Hatta birçoğumuz kapıcı çocuğu İlyas salmanın babasından habersiz, gizlice futbol antrenmanlarına, maça gittiği hatta formalarını babasına yakalatıp antrenman çantasının kalorifer kazanında yandığını birçok kez izlemişsinizdir.
Eskiden böyleydi. Şimdi ise çocuklar futbolcu olsun diye anne babalar işini gücünü bırakıp çocuklarını spor okullarına götürüyor. Hatta abartıp o ders senin bu ders benim tabiri caizse çocukları yarış atı gibi koşturuyorlar. Bunlar anne babaların istedikleri. Peki, oradan buraya savrulan ödevlerini arabada yapan, hatta yemek bile yiyemeden antrenmana, spora koşan çocuklar ne istiyor? Bunu hiç kimse hesaba katmıyor. Annem üzülmesin babam kırılmasın diye bu koşturmaca içinde olan yine çocuklara oluyor. Bu yetmezmiş gibi üstüne üstlük seni her yere götürdüm sen başaramadın diye azarı işiten de çocuk oluyor.
Boyu uzun çocuklar basketbola, herkes izliyor biliyor diye erkeklerin büyük çoğunluğu futbola sanki spor sadece uzun boylular ve futbol oynayanlar için var. Nerden çıkacak yüzücü, voleybolcu, hentbol, eskrim ve adını buraya yazmadığım birçok spor branşı, hatta ata sporumuz dediğimiz güreş için çocuk bulamayacak mıyız?
Yukarıdaki soruya şöyle cevap vereyim. Çocukları yaşlarına uygun sporlara götürmediğimiz, boyu uzun basketbola gitsin dediğimiz. Ayşe’nin oğlu gidiyor bizimki de başlasın mantığına kapıldığımız, kendi yapamadıklarımızı çocuklarımıza dayatmaya çalıştığımız. Ağaç yaşken eğilir atasözünü yanlış yorumlayıp minicik fidan olan çocuklarımızı köklerinden söktürdüğümüz (burayı biraz açayım çünkü çocuklar fiziksel olarak spora hazır görünebilirler fakat komple değerlendirmek, Fiziksel, Bilişsel ve Duyuşsal olarak ta hazır olup olmadığını iyice gözlemlemek gerekir.) sürece üzülerek söylüyorum ama gerçek sporcular yetiştiremeyiz.
Çocuklar, bırakın çocukluğumuzu yaşayalım, yaşımıza uygun severek gidip eğleneceğimiz sporu bir kültür olarak kazanacağımız aktivitelere katılalım, oyun oynayalım, sportif branşa fiziksel ve duygusal açıdan güçlü bir birey olarak adım atalım, başarılı sporcu olamasak da spor hayatımızda olsun diye düşünen düzgün insanlar olarak yetişip mutlu birer birey olsunlar…