Çocuklar için felsefe ya da Topluluklar İçin Felsefe olarak Türkçeye çevrilen Philosophy for Children (P4C), ilkokuldan üniversite son sınıfa kadar 16 yıllık eğitim hayatında yalnızca bir yıl haftada 2 saat olarak işlenen felsefe (tarihi) derslerine ek olarak, eğitim hayatının her kademesinde, yaşa, ihtiyaca göre uyarlanabilen bir eğitim yöntemi olarak hayatımıza girdi. Her ne kadar resmi müfredatta hakettiği yeri alamasa da…
Çocuklar İçin Felsefe (Philosophy for Children), Amerikalı filozof Matthew Lipman’ın çalışmaları çerçevesinde ortaya çıkmış bir pedagojidir. Lipman, bilim alanındaki Soruşturma Topluluğu oluşturma fikrini eğitim ortamına uyarlaması ve felsefe eğitimini bu modele dayanarak şekillendirmesi ile ortaya çıkmıştır. Soruşturan Topluluk Modeli ’ne göre sınıf ortamı, katılımcılarının bilgiyi biçimlendirdiği, soruşturduğu, süzgeçten geçirdiği bir topluluk olarak düşünülür. Bu yüzden, Çocuklar için Felsefe oturumunu yöneten kolaylaştırıcı, bilgiyi aktaran kişi değil, çocukları düşünmeye, konuşmaya ve soruşturmaya teşvik eden kişilerdir. Oturum sonunda ortaya çıkan bilgi ve kavrayış eğitmenin değil çocukların aktif katılımının ürünüdür. Çocuklar için felsefe oturumlarında çocuklar, felsefe tarihini ve filozofların görüşlerini öğrenmezler. Adeta birer filozof gibi, verilen konu hakkında düşüncelerini ifade ederler, tartışırlar, soruştururlar, felsefe yaparlar. [1]
Peki neden P4C ?
P4Collaborative: Kollektif, işbirliği yapan
P4Creative: Yaratıcı
P4Critical: Eleştirel
P4Caring: Özenli, odaklanabilen
Çocuklar İçin Felsefe, Topluluklar İçin Felsefe bu dört ilke etrafında gerçekleştiriliyor.
Yöntemin adı Çocuklar İçin Felsefe olmakla birlikte, yalnızca çocuklara hitap etmiyor. 3 yaşından itibaren 18+ yaş grupları da dahil olmak üzere tüm yaş gruplarına uyarlanabiliyor. Soruşturan Topluluk Modeli denilen bu sistem, Topluluklar İçin Felsefe olarak da ifade ediliyor. Dolayısıyla toplumun farklı yaş gruplarından, farklı katmanlardan, farklı gruplardan ihtiyaçlarına hizmet edebilir nitelikte bir eğitim yöntemi.
3 – 16 yaş arasında uygulandığında ( bu aralık genellikle 3 – 6; 6 – 9; 9 – 12; 12 – 16 o
laraksınıflandırılıyor. ) yaşama bilişsel, duyuşsal ve psikomotor olarak hazırlık, küçük yaşlarda veya gençliğin ilk yıllarında hem bireysel hem toplumsal yaşamda kişisel gelişimlerini sağlayabilmeleri açısından etkili bir yöntem; düşünme becerilerine katkı sunuyor, varsayımda bulunma, akıl yürütme, bağlantı kurma, kavram oluşturma ve soyutlama becerilerini geliştiriyor ve artırıyor. Hem bireysel olmayı sağlıyor, hem de içinde yaşadığı toplumla birlikte yol almayı. Bireyin içinde yaşadığı toplumu eleştirirken, bu eleştiriyi nasıl ifade edeceğini ve o toplumu nasıl dönüştüreceğini görmüş ve anlamış oluyor. Ya da toplumdaki diğer bireylerin değerleriyle kendisini gözden geçirme ve yenileme fırsatını sunuyor. P4C ‘de birey gruba, grup bireye feda edilmiyor. Çalışma, grup çalışması olsa da, bireyin kendisini özgürce ifade etme olanakları yöntemin özünde var. Başkalarını dinleme ve kendini ifade etme becerileri gelişir. Nitekim felsefi soruşturmalar sırasında, çocukların birbirinin düşüncelerini kısaca özetlemeleri istenebilir. Bu sayede çocuklar, hem birbirlerine karşı özenli davranmayı öğreniyorlar, hem de aktif dinlemeyi sağlayabiliyorlar.
Çocukların duygu gelişimlerine yardımcı olur. Çocuklar fikirlerini kişiselleştirmemeyi, cesurca fikirlerini ifade etmeyi öğrenebilirler. Zira, felsefi oturumlar boyunca, empati kurma, farklı olana tahammül etme ve farklı olmanın doğal görülmesi, hayal gücüne ve düşünce zenginliğine önem verilmesi gibi detaylar, çocukların gündelik toplumsal yaşamda ve mevcut eğitim sisteminde sıklıkla karşılaşmadıkları olgulardır.
Tüm bunlar olurken, kollektif, işbirliğine yatkınlık, özenli olabilen bireyler olmayı teşvik ediyor olması, yöntemi kıymetli yapan yönlerden birisi. Bir eğitimci ve sosyolog olarak, toplumun genelinde, ama daha çok da genç nesillerde tanık olduğum ve toplumsal bir virüs bir salgın hastalık olarak ifade etmeyi tercih ettiğim çağın vebası duyarsızlık, nezaketsizlik, farklılıklara tahammülsüzlük, benmerkezcilik gibi özellikler, bilgiye ve bilmeye, öğrenmeye açık olmama, kendisinden önceki nesillerin deneyimlerini dikkate almayan yeni jenerasyon için de ufuk açıcı olduğunu deneyimliyorum.
Topluluklar için Felsefe, yaşı 30 ve 40’ın üzerinde olanlar için de son derece faydalı. Demokratik iletişim, kavramsallaştırma, insanın anlam arayışı, fikirlerin birbirini zenginleştirmesi gibi özellikleriyle, özellikle bu yaşlarda ihtiyaç duyulan yaşamın anlamına dair sorgulamalara da insani bir çözüm niteliğinde. Zira, hızla büyüyen ve gelişen kentler, iş hayatının koşuşturmacası ve bu mecrada yaşanan mobbingler; insanlar arası ilişkilerin, diyalogların yeteri kadar güçlü olmaması, ebeveynler olarak zaman zaman yaşanılan çözümsüzlükler, 30 – 40’lı yaşlarda görülen doğal sorunlar olarak karşımızda duruyor.
P4C eğitmeni olarak, kendi uygulamalarımda, hayatlarına henüz girmeyen veya anlaşılamayan kavramsal ifadelerden ibaret olduğu düşünülen felsefe kavramının, aslında yaşamın tartışılması olduğunu gördüklerinde, katılımcıların tümünün felsefeyle olan sorunlu ilişkisi değişiyor.
P4C ‘de herkes filozoftur. Bu yöntemde tek bir doğru cevap bulunmuyor. P4C’de herkese göre değişir, biçimindeki göreceli ve biraz çocuklarda belirsizlik duygusuna sebep olabilecek türde cevaplar yoktur.
Çalışmalardaki eğilim, genellikle ‘biz tahminde bulunalım, ama bakalım doğru cevap neymiş? ‘ , ya da grup çalışması olduğu için, ‘ öğretmenim hangimizinki doğru ’ biçiminde bir rekabete gidebiliyor. Burada, ‘ hikayenin veya x filozofun verdiği cevap bu, fakat sizinkiler de bu. Birer filozof olarak siz de soruna böyle bir çözüm bulmuş oldunuz’ veya ‘demek ki, bir sorunun, bir problemin birden fazla çözüm yolu varmış ’ biçiminde cevaplar verilebiliyor. Burada aslolan, oturuma katılanların hayal gücünü, düşünmesini ve tartışabilme kapasitesini zorlayabilmek. Bu anlamda, P4C eğitimcisine bir soru geldiğinde, cevabı yine sorudur. Ancak bu konuda eğitimcinin yaratıcı, karşısındaki yaş grubunun veya topluluğun durumunu, ihtiyacını bilmesi ve kavraması gereklidir.
Dolayısıyla, eğitim hayatımıza yeni girmeyen eğitimde oyunlaştırma yöntemleri, P4C ile birlikte daha başka bir düzlem kazanabilir. eğitimcinin yaratıcılığına göre, zenginleştirilebilecek olan P4C, çocukları, gençleri ve yetişkinleri hem duygusal, hem bilişsel ve bir ölçüde psikomotor olarak geliştirebilecek bir yöntemdir.
Lipman’ın geliştirdiği bu yöntem sayesinde, daha anasınıfı sıralarından başlayarak, düşünmeyi, sorgulamayı öğrenen, esnek, yaratıcı, kollektif hareket eden ve birey olabilen bir nesil yetiştirmek, değerlerimizi ve benliğimizi kemiren bu çağı felsefeyle güzelleştirmek, bu hayata verilecek en güzel hediye olsa gerek. Teknoloji, bilgi ve iletişim sayesinde herşeye daha kısa zamanda ulaşabilen insanlar, felsefe sayesinde, birbirlerine de, duygu ve düşüncelerine de daha fazla dokunabilir olabileceklerdir.
[1] https://kadikoyatolye.com/atolyelerimiz/cocuklar-icin-felsefe-p4c-egitmen-egitimi/
Ayşe Kısmet
Felsefe Grubu Öğretmeni
P4C Eğitmeni