“Çocuğum ben. Gözleri, elleri, sesi, yüreği ve hakları olan bir çocuğum” Alain Serres
Birleşmiş Milletler hakları; temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine, erkeklerle kadınların eşitliğine olan inançlarını bir kere daha belirtmişlerdir. Sosyal gelişmeyi sağlamaya, daha iyi yaşam düzeyi ve daha geniş özgürlük alanı oluşturmaya karar vermişlerdir. İnsan haklarını, bu hakların ortak anlayışını geliştirmeye söz verdiklerini beyan etmiştirler. İnsanlık, ailesinin tüm üyelerinde bulunan onuru, onların eşit ve ayrılmaz haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu, insan haklarının hukuk düzeyinde korunması gerektiğini, uluslararasında dostça ilişkiler geliştirmeyi özendirmenin temel bir zorunluluk olduğunu göz önüne alırlar.
Çocuk Hakları Dünya üzerindeki tüm çocukların; yaşama, barınma, sağlık ve eğitim gibi temel alanlarda ve fiziksel, psikolojik ya da cinsel sömürü gibi durumlara karşın korunmaları üzere doğuştan sahip oldukları hakların her birini kapsayan evrensel bir kavramdır.
Günümüzde çocuk haklarına ilişkin duyarlılığın, toplumsal, siyasi-politik, sivil toplum ve çocukların kendileri tarafından başlatılan girişimlerle giderek arttığı, ancak çocuk hakkı kültürünün henüz yerleşik bir değer olarak benimsenmediği, çocukların halen kendi başlarına birey olarak sayılmadığı gözlenmektedir. Ancak çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında yetişmesinin gerekliliği önemlidir.
20 Kasım, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla “Dünya Çocuk Hakları Günü” kutlanıyor.
“Çocuklar büyük hakları olan küçük bireylerdir.” Çocukların büyüklerle eşit hakları vardır. Haklarımız, ihtiyaçlarımızdan doğmuştur. Bu amaçla hem ülkemizde hem de bütün dünyada kabul edilmiş uluslararası insan hakları belgeleri vardır. Bu belgelere göre, çocuklar bu haklara sonradan değil doğdukları andan itibaren sahiptirler. Ayrıca sadece evlerinde değil, sokakta, okulda, otobüste, parkta, sinemada ve aklınıza gelebilecek her yerde sahiptirler. Kısaca çocuklar kendi haklarına sadece kendi ülkelerinde değil tüm dünyada sahiptirler.
Dünya çocuk hakları gününde Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) bu haklardan birini gündeme getiriyor. O da Çocukların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı olduğudur.
Günümüzde pek çok toplumda çocuğun eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı dışındaki hakları net olarak algılanmamış ve içselleştirilmemiştir. Örneğin, çocuğun biyolojik, fizyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan büyüme ve gelişimini olumsuz etkileyecek sağlıklı çevrede yaşama hakkının engellenmesi pek çok ihmal ve istismara sessiz kalınmasına yol açmaktadır. En temel insanlık hakkı olan sağlık hakkının gerçekleşebilmesi için sağlığın belirleyicilerine bakmak gerekmektedir. Çocuklar biyolojik, fizyolojik gibi pek çok nedenle çevresel etkenlere daha çok maruz kalmaktadırlar. Oysa çevre çocukları ve gençleri giderek daha fazla etkilemektedir.
20 Kasımda bütün dünyada kutlanan “Dünya Çocuk Hakları Günü”nün bütün çocuklar için güzel bir an olmasını temenni ederken, çocuklarımızın haklarını bir kez daha hatırlayalım!
- Yaşama ve gelişme hakkı,
- Bir isme ve vatandaşlığa sahip olma hakkı,
- Sağlık hizmetlerinden faydalanabilme hakkı,
- Eğitim hakkı,
- İnsani şartlarda yaşam hakkı,
- İstismar ve ihmalden korunma hakkı,
- Ekonomik sömürüden korunma hakkı (çocuk işçiler),
- Uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı,
- Düşünce özgürlüğü hakkı,
- İfade özgürlüğü hakkı,
- Engelli çocukların hakkı,
- Dinlenme, eğlence ve kültürel faaliyetler için zamana sahip olma hakkı.
Tüm bunların yanı sıra, biz yetişkinlerin de çocukların hakkını koruma ve onlara iyi bir gelecek sunma konusunda hassasiyet göstermemiz gerektiğini göz ardı etmememiz gerekir.
ÇOCUK HAKLARI. HEMEN. ŞİMDİ. ÇÜNKÜ YALNIZCA ŞU ANDA ÇOCUĞUZ!