Değişen Meslekler ve Meslek Ahlakı
0

Bir konuda yazarak toplumla paylaşanlar için her etkinlik ayrı bir fırsattır. Eğitim sektöründe çalışıp, bu konuda haftalık yazılar yazarak, kitaplar yayınlayarak, topluma fayda sağlamaya çalışıyorum. Özellikle de mesleki eğitim konusundaki tüm yenilikleri, yazılanları ve etkinlikleri takip etmeye ve imkânım varsa mutlaka katılıp izlemeye çalışıyorum. Zaten bir kısmına da aktif konuşmacı olarak davet ediliyorum.

Kuruluşunun 20. Yılını da kutlayan Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği İGİAD yıllardır geleneksel olarak “Türkiye İş Ahlakı Zirvesi” düzenlemektedir. Bunların bir kısmına ben de katılmıştım. Her yıl iş hayatında aday gösterilen ve belirlenen kriterleri sağlayan kişilere “Girişimcilik ve İş Ahlakı Ödülleri” verilmektedir. Dernek bünyesinde oluşturulan kurul ve komisyonlar oldukça aktif çalışmakta olup yılda iki kez “İnsani Geçim Ücreti” açıklamaktadır. Yılda iki kez olmak üzere 2008 yılından beri hakemli “İş Ahlakı Dergisi” ve üç ayda bir bülten, onlarca kitap, rapor ve yayını kazandırmışlar. Karz-ı Hasen Sandığını kurarak ihtiyaç sahiplerine destek olmaya çalışılmaktalar.

İGİAD, web sitesi tarihçesinde; “girişimciliğin teşvik edilmesi ve iş ahlakının yaygınlaştırılması hususunda bilgilendirme, eğitim ve yayın faaliyetleriyle iş dünyasında ahlaki bir duyarlılık oluşturmaya, ahlaki olmayan bir işi meşru kabul etmeyerek piyasa şartlarını yeniden sorgulamakta, hak eksenli bir iş hayatının inşası için gayret sarf etmekte ve helal kazancın adil paylaşımını yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Öte yandan bu yönde çalışacak girişimcileri desteklemekte, onlara rehber olmayı, model sunmayı ve bu bağlamda iş hayatını dayanışma ekseninde yeniden kurmayı amaçlamaktadır.” Yazmaktadır.

Bu yıl 8. “TÜRKİYE İŞ AHLAKI ZİRVESİ-23” İstanbul Üniversitesi ev sahipliğinde “DEĞİŞEN MESLEKLER VE MESLEK AHLAKI” temasıyla Ticaret Bakanımız, YÖK Başkanımız, Rektörler, İTİCÜ Mütevelli Heyeti Başkanı, İTO Meclis Başkanı, Milletvekilleri, gazeteciler, akademisyenler, STK temsilcileri ve üst düzey iş insanlarının katılımıyla gerçekleştirildi.

İş insanlarının kurduğu bir dernek neden adına “Meslek Ahlakı” kavramını ekler diye merak ettim. İnternette yaptığım aramada başkaca bir dernekte böyle bir isme rastlamadım. Demek ki “iş ahlakı” iş hayatında çok önemli ve bu konuda dernek kurup aktif faaliyet gösterecek bülten, dergi, kitap yayınlayacak ve her yıl adına zirve düzenleyecek kadar önemli. Zirvede açılış konuşmacıları, iş ahlakı ödüllerinin takdimi ve devamında iki oturumda panelle konu çeşitli yönleriyle ele alındı. Bu zirvenin raporu yayınlanana kadar ben sizlere bir özet yapmak istedim.

Karşılama konuşmalarının ilkini yapan Zirve Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer TORLAK; “Meslek ahlakını önemsemek ve öncelemek herşey değişirken değişmeyen icra edilen mesleğin hakkını verebilmektir. Hizmet alanlar hep daha iyiyi kaliteliyi yeniyi ve en faydalı olanı istiyor. Bu sebeple herkes yaptığı işini bilgi-beceri-teknolojik açıdan geliştirmek zorundadır. Meslek onuru, meslek sahibinin kasıt ve ihmalinden dolay aynı işi yapan meslektaşlarını zarar vermemeyi de gerektirir. Tek başına kaldığında insanın bu konuda desteğe ihtiyacı olur. Meslek temsilcisi örgütler bu konuda sorumludur. Sıkıntı ortaya çıkmadan refah döneminde bu konuya önem verilmelidir.” dedi.

İGİAD Dernek Başkanı Ayhan KARAHAN; “başta ülkemizde yaşadığımız 6 şubat depreminde ve Filistin’de yaşanan vahşette hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum. Depremde yıkılan binaların kaybedilen canların sorumluları kimlerdir. Bakanlık, Belediye, Mühendisler, Müteahhitler, Ustalar ve Bina Sahipleri hepsinin belli açıdan sorumlulukları var. En kısa sürede kentsel dönüşümü tamamlamalıyız. Herkes üzerine düşeni hakkıyla yapsa sorun yaşamayız. Her çalışan meslek ahlakına sahip olmalıdır. İşini yaparken gerekli tüm kurallara uymalıdır. Dürüstlükle helal kazanarak, paylaşarak ve doğaya duyarlı yaşanabilir dünya mümkündür.” Dedi.

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent ZÜLFİKAR; “iş ve ahlak birlikte gitmeli, iyi-kötünün ahirette de karşılığı olacaktır. Okumuşların kötülüğü cahile göre daha şiddetli olmaktadır. Tarih boyunca filozoflarda bilginin davranışları etkilemeli ve düzeltmelidir. Meslek ahlakı, kaliteyi iyileştirerek toplum refahını da artırır. Peygamberimiz Hz. Muhammed; “bizi aldatan bizden değildir” diyerek bu işin ciddiyetini vurgulamıştır. Her şeyini kaybedebilirsin ama itibarını asla kaybetmemelisin. İnsan için üç sermaye vardır. Para, miras ve itibar. Yapay zeka bu işi çözebilir mi tarafsız dürüst olabilir mi? Bilim insanı; doğruyu bulup-bilir, öğrencisiyle beraber yürür, gösterir ve paylaşır. Bu konularda üniversitelerimiz stratejik planlarını beş yıllık değil yirmi-otuz hatta elli yıl ötesi için çalışılmalıdır.” Dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol ÖZVAR; “uluslararası ticaret ülkeler için çok önemlidir. Hukukun teknolojinin lojistiğin gelişmediği geçmişte kıtalararası ticaret nasıl yapıldı ve geliştirildi. Borç, alacak, emanet ve taşıma konuları nasıl işletilebildi. Bunu düşünüp bugünde bu değerlere dayalı gelişmelerle düzenlemeler yapılabilir. Ahlak; gücün, paranın, iktidarın muhalifi olarak görülüyor. Bu doğru değil tam tersi de mümkündür.” Dedi.

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer BOLAT; “ 7 Ekimde başlayan maalesef halen devam eden Filistin’deki İsrail vahşetini şiddetle kınıyorum. Temel ahlaki değerlerimiz, başta adalet, empati, israf, dayanışma, dürüstlük vd. Yüce dinimiz emaneti ehline ver, liyakatli olanla çalış, emeğin karşılığını alın teri kurumadan ver, stokçuluk ve karaborsa yapma, ayıplı mal satmamak. Kötüleri değil iyileri örnek almalı göstermeliyiz. Değerlerimiz çok önemli ve asla değiştirmemeliyiz. Türkiye yüzyılının inşasında başta ahilik olmak üzere değerlerimiz geliştirmeli ve yaşatmalıyız. Mülk sahibi olmak aynı zamanda büyük bir imtihandır. Tüm dünyada meslekler değişiyorken trendleri belirleyen ülke olmalıyız.” Dedi.

Değişen Meslekler ve Meslek Ahlakı başlıklı zirvenin ilk oturumunda konuşmacılar sırasıyla “Ahilik döneminde meslek ahlakı, değişen meslekler ve meslek ahlakı, günümüzde meslek ahlakı” başlıklarında görüşlerini beyan etmiştir. Ahilik döneminde esnaflar hukuki problemleri kendi aralarında çözerlerdi. Üretim ve ahlak birarada yürütülürdü. Üretilen malların kontrolü yapılır ve şikayetler yapıldığında her meslekte kümelenmiş esnafların kendi aralarında seçtiği meslek büyüklerince karara bağlanırdı. İkinci yüzyılın başlarında Ahi Ocaklarında Fütüvvetnamelerde okunur. Cömertlik, ikram etmek, alçakgönüllülük, affetmek, nefsini yüksek görmemek, tövbe etmek, doğruluk, dürüstlük, emniyet, vefa, öğüt gibi değerleri benimsemişlerdir. İffet, şecaat, hikmet ve adalet ahlak eğitimindeki ilkelerdir. Ahi Evran-ı Veli tarafından kurulan Ahilik Teşkilatının temel ilkeleri; “Şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve dürüst olmaktır.”

İTO Meclis Başkanı Erhan ERKEN; “Ahlak kelimesi etimolojik olarak hulk yani insanın yaradılışına bağlı kalmasıdır. Meslek Ahlakı denilince akla gelen Ahilikte; cömert, konuksever ve diğerkâm olmak ile ırzı, dili ve gözü ise kapalı tutmak vardır. Ahilik organizasyonunda eğitim ruh terbiyesidir. Meslek pirini ve ustayı rol model almaktır. Meslek odaları da bugün bu değerleri yaşatmaya çalışmalıdır. Her meslek insanı için “Allaha, insanlığa, çevreye ve diğer varlıklara, kendi nefsine-aklına-kalbine ait haklar vardır. Ticaretin Altın Kuralları Sultanhamam adlı kitapta; yazılı olmayan ama halen esnaflar arasında uygulanmakta olan kurallar vardır. Buna göre esnaflar kendi aralarında geçerli saydıkları ticaret kuralları geliştirmişlerdir. Anlaşmazlıkları da çoğunlukla yine kendi aralarında çözümlemeye çalışmışlardır. 80’li yıllardan sonra iş merkezlerinin uzak ilçelere taşınması ve ölçeklerin büyümesiyle dışa açılım başlamış sonuçta firmalar anlaşmazlıklar için hukuk danışmanları tutmaya başlamışlardır. Daha önce olmayan olumsuzluklar artmaya başlamıştır. Günümüz için her daim geçerli olduğunu düşündüğümüz değerlerimizi de güncellemeliyiz. Yüce dinimizin “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” düsturunu unutmadan aklı-kalbi-zevki selim gençlik nesli yetiştirmeliyiz.”

Uluslararası Balkan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lütfi SUNAR; “Ben meslekler sosyolojisi çalıştım. Halkımız otobüste tanıştığında önce ne iş yapıyorsun diye sorar. Öğretmenden araba alırsa aldanmayacağını düşünür. Emekli bir asker halkın içinde davranışlarını görevdeki gibi devam ettirmeye çalışır. Ahlak, muamelatta davranışla anlaşılıyor. Maalesef modernizmde irtifa kaybetmiştir. Bu biraz da sistemle alakalıdır. Yeni çalışma ortamında geçerli olanları söyleyebilmeliyiz. Mevlana’nın dediği gibi “dün dünde kaldı cancağazım bugün yeni şeyler söylemek lazım.” Aynayı icad eden kişi önceleri bunu kimseye söylememiş sır olarak saklamış. Kimseye göstermesem ne işe yarar göstereyim demiş bu sefer sırrı faş olmuş. Fayda üret, gelir elde et ve başka insanlar da bunu kullansınlar. Esnaf müşteriye siyasetçi seçmene muhtaçtır. Sabotaj kelimesi batıda ayakkabı fabrikalarında çalışanların çarklara terliklerini atıp üretimi durdurmaya çalışmasıyla başlamıştır. Makine faydayı kısa zamanda çoğaltıyor ve halk ucuza giyiyor. Fayda var ve bu ahlaki bir durum. Kitleler bugün ne talep ediyor? Çalışan ve müşteri işe daha fazla dahil olmak istiyor. Hukuk kuralları her geçen gün artıyor. Hukuk, ahlaktan besleniyor. Genel ahlaktan sonra meslek ahlakının önemsenmesi gerekiyor. Ahlakla bölüşüm kavgası hiç değişmedi. Dekan olunca çok sayıda tanıdığım arayıp tebrik etti ne için gelip geçecek bir görev ve unvan için. Mesleğimde kalıcı bir eser kitap yayınladım hiç kimse arayıp tebrik etmedi. Güzel insan kavramını bize bırakan merhum Sabahattin Zaim hocam insandaki hangi değerlere bakalım da bunu anlayalım? Toplum olarak bizim için kıymetli ona nedir? Makam, mevki ve serveti önemseyen bir toplum olduk. Geçmişin değerleriyle bugünün gerçeklerini buluşturmayı başarmalıyız.”

Zirvenin ikinci oturumu “İnşaat Sektöründe Meslek Ahlakı” başlığında ise ilk konuşmacılar; ahlak erozyonu olduğu için depremde binalar çökmüştür. İsrail vahşetinde bundan haberdar olanlar ve gerçekleri bilenlerin ahlaki davranmamasıyla dünya seyirci kalmaktadır. Gazze’de savaş ahlakı gözardı edildiği için çocuklar ve masumlar katlediliyor. İsrail, bir başka ülkeye ait topraklara Gazze’ye bayrak dikip marşını okuyabiliyor. Bir başka ülkeyi fiili olarak işgal ediyor ve dünya ses çıkarmıyor.

Öncül Yapı yönetim kurulu başkanı Mehmet Akın ÖNCÜL; “Hiçbir müteahhit bilerek yaptığı binanın yıkılmasını istemez. İmarı veren belediye inşaat ruhsatı verirken fay hattına ve zemin etüdüne önem vermeliydi. Kaba inşaat yani bina iskeleti çok önemlidir. Betonun sulanması, beton dökerken vibratör kullanılması, malzemenin kalitesi ve sürecin başından sonuna denetlenmesi hepsi çok önemlidir. 2011 yılından beri sıkı bir yapı denetimi var. Süreçte herhangi bir hata-eksik-yanlış tüm doğruları götürüyor ve sonuç felaket olabiliyor. Maraş’ta yıkılan binaların tamamına yakını 99 yılı öncesinde yapılanlardı. Kentsel dönüşümü hızla bitirmeliyiz. Bunun için bina-daire sahipleri de fedakârlık yapmalı gerekirse maddi katkı ve metrekare azalmasına rıza göstermelidir.

Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Altan ELMAS; “Ahlak, insanın yaradılış bilgisine göre davranma bilincidir. Dinimizin biz Müslümanlara “oku” emri var, biz millet olarak az okuyoruz ve derinlemesine okumuyoruz. Sonuç odaklıyız, çok hızlıyız, duygusal davranıyoruz, proaktifiz ama bunlar inşaat konusunda hatalara yol açıyor. Cahil cesareti ve ciddiyetsizlik sorunumuz var bunun sonucu yıkım ortaya çıkıyor. Yapı ve yapım hukukumuz sıkıntılıydı. Konut ihtiyacını karşılayacak sermaye birikimimiz olmadığından insanlar kendi çözümlerini ürettiler. Kırsaldaki yaşam bilgisiyle kentte konutları kaçak yapı olarak yapmaya başladı. Köyden şehire gelenler gecekonduları tek katlı başladı çocukları büyüdükçe ve evlendikçe ev ihtiyacını karşılamak için kaçak katlarla üç-beş katlara ulaşıldı. Seçim dönemlerinde vaatler ve aflarla bu durum gittikçe vahim bir hal aldı. Milletin kendisinin yaptığı konutların yıkılma riski diğerlerine göre oldukça yüksek. Müteşebbis bir milletiz, her Türk asker doğar ve müteahhit ruhu taşır yani herkes kendi evini yapmak istiyor sosyolojik durumumuz böyle. Hepimiz ahlak zabıtası gibi davranmalıyız. Herkes vicdanın bekçisi olmalı. Herkes haddini bilmeli, hangi hak ve cesaretle kendi bildiği gibi inşaat yapabiliyor. Ustalardan ekip oluşturdum, eğitim verdim, toplamda onbin etriye bağlayacakken bir iki santim uzun aralıkla bağlayınca işini yüzde on kolaylaştırdığını düşünüyor. Betonu birbirlerine gizli işaret vererek sulandırıyor neden atması kolay olsun vibratörle uğraşmasın. İnşaat mühendisliği okurken bir dersin sınavında virgül hatası yüzünden Feridun Cıllı hocam bir yıl tekrarı yaptırdı. Özür dilerim virgül hatası yaptım bina yıkıldı diyemezsiniz.

Deprem İzolasyonu Derneği Bşk. Yrd. Mehmet Emre ÖZCANLI; “Yurtdışında inşaat alanında yüksek lisans yapmaya giden öğrenciye inşaat demiri bağlatmışlar sebebi ise yapamadığın işi hakkıyla denetleyemezsin. Riskli zeminlerde çelik konstrüksiyonla, modüler inşaatlar, izolatörlü fabrikasyon standart beton bloklarla imalatlar yapıldığında insan faktörü devre dışı bırakılarak güvenli binalar yapabiliriz. Emniyet şeridini kullanan, alışverişte kuyrukta beklemeyen ve çevreyi kirleten bir toplumda meslek ahlakını anlatmak zordur. Dinimizin sadece ibaret şeklini konuşup taklit ediyoruz. Meslek ahlakının uygulanması denetimi batıda mesleki sorumluluk sigortası sistemi getirmeliyiz. Mesleğimizi tutarlılıkla, sorumlulukla ve ciddiyetle icra etmeliyiz. Bu konu bir günde düzelmez. İnşaat taşeronluk sistemi sürekli ekip değiştirmek zorunda bırakıyor.

Özetle tüm katılımcılar; tüm meslekler için nitelikli meslek insanı yetiştirmemiz gerektiğine önemle vurgu yapmışlardır. Niteliğin içinde mesleğini çağın ihtiyaç ve gereklerine uygun olmayla birlikte mesleki etik ve ahlaki değerlere sahip meslek insanı da dahil edilip önem atfedilmektedir. Kâğıt üzerinde atılan imzalar ve verilen sözler yerine getirilmediğinde adli makamlarda hak aramak iş hayatını rahatlatmıyor. Haklı olmak resmi işlemler sonunda haklı çıkmak sorunu çözmüyor. Zincirleme olarak karşı tarafa mahcup olup ticari itibarı müşteriyi ve çözüm ortağını kaybetmek para kaybetmekten daha kötüymüş. Bu konu kimi mesleklerde bireylerin mağduriyetini inşaat konusunda ise binlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açabilmektedir.

Facebook Yorumları

Erol DEMİR 1967 yılında Gölcük’te doğdu. Piyale Paşa İlkokulu, Gölcük İmam Hatip Ortaokulu, Gölcük Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Üniversitesi Bilecik Meslek Yüksekokulu Elektronik programını ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yöneticiliği alanında yüksek lisansı “Eğitim Yöneticilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri” konusunda tezini tamamlamıştır. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesinde işletme alanında doktora öğrencisidir. 1990 yılında Türkkablo fabrikasında kalite kontrol teknisyeni olarak çalıştı. Öğretmenlik hayatına 1991 yılında Hakkari’de başladı. 1994 yılında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi’ne elektronik öğretmeni olarak atandı. 1995 yılında müdür yardımcısı oldu. 2000 şubat ayında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü oldu. 2003 yılında Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak çalışmaya başladı. Aralık–2007 ile Haziran-2016 arası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube müdürü olarak çalıştı. Temmuz – 2016 Bakırköy İlçe MEM, Temmuz-2022 İstanbul İl MEM, Ekim-2023 Küçükçekmece İlçe MEM Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibidir.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
egitim-her-yerde

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.