Dijital çağda Freire’ye dönüş başlamalıdır.
Şahin döner döner de
İşitemez şahinciyi genişleyen çemberde;
Tutamaz merkez; nesneler dağılmış;
Dünyada sırf anarşi serbest bırakılmış…William Butler Yeats- İkinci Geliş
İlk olarak televizyon reklamcılığı için söylenen “bir ürün için para ödemiyorsanız, o zaman ürün sizsiniz” sözü bugün Google ve Facebook reklamlarıyla yeniden karşımıza çıkmaktadır. Tim Wu’nun tanımlamasıyla “Dikkat Tüccarlığı” yeni ve daha kişiselleştirilmiş hale gelmiştir, yani bu platformların en temel hedefleri sizlerin dikkatlerini en yüksek sürelerde uygulama içerisinde tutmaktır. Bu dikkatiniz sayesinde sizleri satın almaya sürekli teşvik ederek çeşitli firma ve bireylerden reklam gelir elde edilmektedir. Yani size ücretsiz “hikaye izleme” olanağı sunarken, sizlerde reklamlara maruz bırakılıyorsunuz. Yeni medyanın geleneksel medyadan ayrıştığı nokta ise; TV ve gazete en geniş kesimlere bir filtre olmaksızın hitap ederken, yeni medyada mesaj doğrudan bireye özgü ve “kişiselleştirilmiş” bir şekilde iletilir. Bunu da sizin internette geçirdiğiniz süre boyunca gönüllü olarak toplanmasına izin verdiğiniz verilerinizden yola çıkarak yapmaktadırlar. Her şey uygun ve hatta yasal…
Örneğin Kıbrıs tarihine dair aramalar yapıp birkaç sosyal medya hesabını takip edersiniz ve Google size Kıbrıs tarihiyle ilgili kitap veya seminer önerileri yapabilir. Bu da mükemmel bir fırsat sunuyor, Kıbrıs tarihine dair çeşitli gündemleri aktif olarak takip edebiliyorsunuz.
Zaten problem basit bir alışverişten ziyade önemli kararların verildiği anlarda ortaya çıkıyor. Yani dikkat tüccarlığı hakikatın üstünü örtmeye başladığında… Yukarıda bahsedilen olumlu yanına rağmen toplumsal kırılmaların ve kutuplaşmaların yoğun olduğu ülkelerde aynı algoritmaların siyasi partilerin veya siyasi grupların faydasına çalışması bir dizi problem yaratabiliyor. Mesela bir referandum veya seçim sürecinde aynı sahte haber veya yanlış bilgiyle sürekli karşılaşabilirsiniz ve bu da doğrunun ne olduğu konusunda sizi yanlış yönlendirebilir (bkz. Illusory Truth Effect) veya benzeri düşüncelere sahip olduğunuz insanların paylaşımlara daha fazla maruz kalarak( eko odaları) daha önyargılı kararlar verebilirsiniz. Brexit’in ardından ortaya çıkan Cambridge Analytica skandalı bunun iyi bir örneğidir(bkz. Benedict Cumberbatch’ın başrolü oynadığı Brexit: Uncivilwar). Hiçbir izin alınmaksızın Facebook’tan toplanan verilerle Brexit referandumu sürecinde kararsız seçmenlere yönelik çeşitli reklamlar ile propaganda yapıldığı tespit edilmiştir. Bunun anlamı algınızın size en uygun şekilde sürekli siyasi propaganda ile manipüle edilmesidir. Buradaki tek problem reklamı propagandayı yapmak değil, herhangi bir içeriğin bir incelemeyi(gatekeeping) tabi olmaksızın milyonlara ulaşabilmesidir.
Örneğin, birkaç aşı karşıtı paylaşıma tıkladıktan sonra Twitter akışınız aşı karşıtlarının “ikna edici” paylaşımlarıyla dolabilir veya Instagram sayesinde sağlıklı yaşamak için izlediğiniz videolar ve içerikler sizi bir anda komplo teorilerinin göbeğine bırakabilir. Bunun sonucunda aşı olmayabilirsiniz veya insanları olmaması konusunda ikna edebilirsiniz. Bu da halk sağlığını tehdit etmenize neden olur.(1)
Günümüzde geleneksel medyanın pasif alıcısından yeni medyanın içerik/bilgi üreticisine dönüşümümüz bilgi bolluğunu ortaya çıkartırken kaçınılmaz olarak da bilginin kalitesinde düşüşe de neden olmuştur. Özellikle bilgi bozukluklarının yeni medya aracılığıyla en geniş kesimlere ulaşabilmesi hem siyaset alanında hem de toplumsal yaşamda çeşitli gerilimlere neden olmuştur. Bunun en iyi örneği ise; Amerika’da yaşanan Capitol baskınında Qanon komplo teorisinin “savunucularının” faaliyetleridir.(2)
Sorun internet değil, sorun bu internetin “merkezsizliği” de değil. Bu sadece yeni nesilleri ilgilendiren eğitime özgün veya siber sorunlar da değildir, bir demokrasi sorunudur ve toplumun bütün kesimlerini ilgilendirmektedir. Demokrasi bilgilendirilmiş yurttaş ve katılımcılık ile var olur. İşte bu yüzden bugün sosyal medyada bilgi bozukluklarına karşı önlemleri sadece şirketlere bırakırsak büyük bir yanılgı içerisine düşeriz. Bu şirketlerin iş modellerine karşı aktivizm faaliyetlerine ek olarak, eğitimcilerin de çeşitli stratejilerin üzerine düşünmesi gerekmektedir.
Örneğin, ülkemizde teyitçilik alanında çalışan çeşitli kurumlar mevcuttur ve faaliyetlerini başarılı şekilde yürütmektedirler(örneğin, teyit.org, malumatfuruş,doğruluk payı). Tüm bu faaliyetlere ek olarak, eğitimciler yeni medyada sağlıklı bir bilgi ekosisteminin ve yeni bir dijital kültürün öncüsü olmaları gerekmektedir. Ama nasıl?
Dijital çağda Freire’ye dönüş başlamalıdır.
1-https://www.theguardian.com/lifeandstyle/2021/oct/17/eva-wiseman-conspirituality-the-dark-side-of-wellness-how-it-all-got-so-toxic
2-https://www.theguardian.com/lifeandstyle/2021/oct/17/eva-wiseman-conspirituality-the-dark-side-of-wellness-how-it-all-got-so-toxic