İnsanlar bir mal ve hizmete olan ihtiyacını en kısa zamanda, en yakında, en uygun şartlarda ve en kaliteli şekilde karşılamak isterler. Öncelikle mal ve hizmet karşılığında ödeyeceği bedel tüketiciye çeşitli hakları yasal olarak tanır. Bunun için her alışverişte mutlaka bir sözleşme yapılmıyor olsa da zımnen/gizli/örtük olarak olarak malı veya hizmeti üreten/satan/ulaştıran firma veya kişiler, tüketicinin ihtiyacını tam karşılamayı taahhütte bulunmuş sayılır. Bir ürün, malın veya hizmetin tanımlanmış tüm özellikleriyle kayıt altına alınmış olması her iki tarafın işini kolaylaştırır. Marka ve ürün tescili bir anlamda bunu garanti etmektedir.
Hizmetler için de mesleği icra edecek kişinin sahip olması gereken bilgi, beceri, tutum ve davranışlara/yetkinliklere sahip olduğunu bilmek, inanmak ve güvenmek isteriz. Ülkeler, kendi sınırları içinde bir mesleği icra edecekler için her meslekte ayrı tanımlamalar yaparak “Ulusal Meslek Standartları” belirleyerek yayınlamaktadır. Bu standartları karşılayabilmek için ise meslek sahibinin yerine getirmesi gerekenlerin yer aldığı “Ulusal Mesleki Yeterlilikler” birden sekize kadar çeşitli seviyelerde geliştirilmektedir. Meslek eğitimleri de bu yeterlilikleri karşılayacak şekilde programlanmaktadır.
Alışverişlerimizde her bir ürünün malın üzerindeki etiketi inceleyerek; kim, nerede ve hangi tarihte üretmiş, son kullanma tarihi nedir, içeriğinde neler var gibi önemli sorulara cevap ararız. Tüm cevaplara rağmen bu yazılanların da doğru ve güvenilir olduğunu anlamak için ise TSE, CE, EN gibi kısaltmalarla belirlenmiş Ulusal, Avrupa ve Uluslararası düzeyde belli normlara uygunluğu, kalite standartlarına sahip olduğunun tescilli olduğunu anlamak isteriz.
İster cep telefonumuzu isterse arabamızı servise getirdiğimizde alanında meslek eğitimi almış uzmanların çalıştırıldığını ve bize beklediğiniz kaliteli hizmetin sunulacağına inanmak güvenmek isteriz. Bunu öncelikle ürünün markasının ve yanında yetkili servis ibaresinin yazmasıyla araştırma gereği duymadan kabul etmiş olarak gönül rahatlığıyla başvururuz. Doktor, mühendis ve avukat gibi kariyer mesleklerinde kişinin alanında üniversite bitirmiş olması, ilgili bakanlığın ve meslek odasının o meslekte çalışıp halka hizmet sunabileceği konusunda yetkilendirilmiş olmasıyla endişe etmeden kapılarını çalarız.
Araba kullanmayı istiyorsanız eğitimini alarak sınavlara girer ve sürücü belgesi/ehliyet alırsınız. Bir mesleği icra etmek için de gerekli şartlar belirlenmiştir. Eğitim düzeyi, yaş ve yerine getirilmesi gereken davranışlar gibi. Bu durum tüm dünya ülkelerinde böyledir.
Çok yetenekli insanlar vardır, elinden her şey gelir, neyi sorsanız bilir ve yapar. Yapabildiklerini ispatlamak için elinde ispat edici belgesi yoktur. Bunun sonucu olarak ta önüne gelen birçok fırsatı kaçırırlar. Kaçırdıkları her fırsat sonrası da söylenip ve birilerini suçlayıp dururlar. İster özel isterse kamu sektöründe olsun, artık işe girmek ya da bir mal veya hizmeti bir bedel karşılığı vermek için mutlaka belge istenmektedir, istenmelidir de.
Ülkemizde standartlar, yeterlilikler, belgelendirme ve akreditasyon çalışmaları üç farklı kurum tarafından yerine getirilmektedir. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Kurumu 132 sayılı Kanun ile 1960 yılında kurulmuş olup Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlıdır. Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK), 4457 sayılı yasa ile 1999 yılında kurulmuş olup Dışişleri Bakanlığına bağlıdır. Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) ise 5444 sayılı kanun ile 2006 yılında kurularak Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı hizmet vermektedir. Standartlar konusu aslında tarihimizde çok eskilere dayanır. Sultan İkinci Bayezid Han tarafından 1502 senesinde, Bursa şehrindeki üretim ve piyasa standartlarını belirlemek için yayımlanan Kanunname-i İhtisab-ı Bursa, aynı zamanda Türk Standartları Enstitüsü’nün ilk yazılı belgesidir.(1) Öte yandan XII. yüzyıldan sonra “ahilik” esnaf birlikleriyle esnaf teşkilatının meslek ve işyeri sahipleriyle çalışanlarının ve ürettikleri mal ve hizmetlerin sahip olması gereken şartları, idari işleri, şikâyet ve anlaşmazlıkları çözen bir yapıya sahip olduğu gözönüne alındığında çok eski tarihi geçmişi olduğu görülecektir. 2021 yılının UNESCO tarafından doğumunun 850. Yılında “Ahi Evran ve Ahilik” yılı olarak ilan edilip kutlandığını da hatırlatmak isterim.
“International Organization for Standardization”(ISO), “Europa Norm” EN, “The International Electrotechnical Commission” (IEC) gibi Avrupa ve Dünya çapındaki kuruluşlar, kendilerine üye olan ülkelerin ortak bir standart/norm ile mal ve hizmet üretilmesi, meslek sahiplerinin de belirlenen yeterliliklerde eğitim alarak belgelendirilmeleri için işbirliği yapmaktadır. Ülkelerin “Ulusal Mesleki Standartları (UMS)” ve “Ulusal Mesleki Yeterlilikleri (UMY)” teknik düzenlemeleri mal ve hizmetlerin serbestçe güvenilir şekilde dünyayı dolaşabilmesi için birbirini tanıyan ve karşılayan ortak referans düzenlemeleri gerçekleştirilmiştir. Bu sayede açık, anlaşılabilir ve karşılaştırılabilirlik sonrasında tanınma, biriktirme ve taşınma/hareketlilik mümkün olabilmektedir. Ulusal Meslek Standardı; bir meslekte başarıyla hizmet verilebilmesi için MYK tarafından kabul edilerek yayınlanmış gerekli tüm bilgi, beceri ve yetkinliklerin neler olduğunu belirten asgari normdur. Bu teknik bilgiler Avrupa Yeterlilik Çerçevelerine uygun olarak hazırlanmaktadır.
Ülkemizde bu konuda koordinasyondan sorumlu birim MYK, izleme, değerlendirme, görevlendirme ve yetkilendirme yaparak sektör komiteleriyle her mesleğe ait ulusal meslek standartlarını ve sekiz kademeli ulusal mesleki yeterlilikleri hazırlanmasını organize etmektedir. Bünyesinde yirmiyedi meslek komitesi barındıran kurum talepleri değerlendirir. Bu iş için kamu/sektör ve sosyal paydaşları oluşturan işçi, işveren, meslek ve sivil toplum örgütlerini, üniversiteleri, Milli Eğitim Bakanlığını biraraya getirerek teknik dokümanları oluşturmaktadır. En geç beş yılda bir bu dokümanlar güncellenmektedir. Bu sisteme tıp, hukuk, eczacılık, veterinerlik ve mühendislik gibi özel bir alanda izinle yapılan meslekler dahil edilmemiştir.
Ülkemizde 857 ulusal meslek standardı hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Bu mesleklerde eğitim vermek ve ölçme değerlendirme ve sınav belgelendirme yapabilmek için TÜRKAK tarafından akredite edilmiş 1925 adet kuruluştan 292’si personel belgelendirmesine yetkilendirilmiştir. Bu kurumların öncelikle ISO–9001 Kalite Yönetim Sistemini kurmuş ve uyguluyor olması temel şartlardandır. Sonrasında TS-EN-ISO-IEC 17024 Uygunluk Değerlendirmesine tabi tutulurlar. Bu belgelerin kurumun şeffaf, güvenilir, hesap verebilir, tutarlı ve karşılaştırılabilir olduğu uluslararası düzeyde şartları sağladığı kabul edilir. Yetkilendirilen özel şirket/kurumlar iki yılda bir akreditasyon şartlarını sürdürmesi durumu gözden geçirilmektedir. MYK tarafından ayrıca; yetkilendirme, gözetim, kapsam genişletme, kapsam güncelleme, takip ve programsız denetimler gerçekleştirilmektedir.
Personel belgelendirme kuruluşlarına başvurarak bir belgeye dayalı olmaksızın bir mesleği 1-8 seviyeden herhangi bir düzeyde yapabildiğini iddia edenlerin teorik ve performansa dayalı sınavları başararak MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi alması mümkündür. Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri (MTAL / Meslek lisesi) mezunları 4. seviyede belge sahibi kabul edilmektedir. Belgeler beş yıl süreyle geçerli olup sonrasında tekrar sınavlara girerek veya son beş yıl içinde toplam iki veya son altı ay mesleğinde çalıştığını ispatlayanların belgeleri yenilenmektedir. Tüm meslekler için insan sağlığı ve iş güvenliği, çevre ve atık kontrolü ile kalite konularında yeterlilik birimleri olarak da sorumlu tutulurlar.
Akreditasyon; normlara göre hareket etme yükümlülüğü ve garantisi, yanlış ve eksik faaliyetleri uygulamaları önlemek, finans ve mali durumların sürdürülebilirliğini, kaliteli ve kurumsal bir yönetimle sağlayacağını garanti eder. Güven telkin ederek ulusal ve uluslararası ticarette kabule, teknik engellerin kalkmasına katkıda bulunur. Kısaca, uygunluk teyit belgesidir.
UMY sistemi, iş ve eğitim yaşamı arasında işlevsel bir bağ kurulmasını sağlar. Ülkemizin dünya ekonomik pazarında rekabet edebilmesi için gerekli olan nitelikli işgücünün yetiştirilmesini sağlayacaktır. İş dünyasının ihtiyaç duyduğu teknik personelde hangi kriterleri araması gerektiğini söyler. Mesleki eğitim sistemine de yetiştireceği meslek insanlarına neleri öğretmesi ve hangi beceri ve yetkinlikleri kazandırması gerektiği konusunda yol gösterir. Meslek sahipleri kendilerinin sahip olduğu becerileri ispatlamasını ve iş hayatında kabulünü kolaylaştırır. Hayatboyu öğrenme anlayışıyla yatay ve dikey geçişlere imkân sağlar.(2)
Meslek liselerini bitiren öğrenciler, meslek lisesi diploması yanında işyeri açma belgesi, EuroPass Sertifika eki ve teknisyenlik unvanı olmak üzere dört önemli kazanıma kavuşurlar. Öyleyse; meslek lisesi özellikle de atölye ve meslek dersi öğretmenlerimiz, meslek öğrettikleri mesleki eğitim verdikleri öğrencilerine aynı zamanda bir mesleği bağımsız olarak icra etmek hakkını da vereceklerinin bilincinde olmalıdır. Nasıl ki ahilik döneminde “Şed Kuşatma” ile bir meslekte belli seviyede kemale erdiğini kabul, tasdik ve ilan ediliyorsa meslek lisesi diploması sadece bir ortaöğretim kurumunu bitirdiğini değil mesleğinin gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinliğe sahip olduğunun bir şehadetnamesidir.
(1) https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/296410
(2) https://www.turkak.org.tr/sss.html