Eğitim ve Etik İlkeler
0

Okul, bugünün toplumunu inşa etmiş ve geleceğin toplumunu da değiştirip, geliştirebilecek ve şekillendirebilecek güce sahip (özeli de olsa) devlet kurumudur. Okul, bu güç ve önemini eğitim işlevinden almaktadır. Eğitim, insanın insanlığı bulmasına, meslek sahibi olmasına, topluma faydalı ve uyumlu birey olabilmesine destek olur. Öyleyse okul, insanlık için çok önemli bir kurumdur. Bu kurumda görev yapan başta öğretmenler, yöneticiler ve diğer tüm çalışanlar da bu önemde sayılmalıdır. Böyle önemli bir işin gereği gibi yapılabilmesi için Anayasa başta olmak üzere çok sayıda kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Ülkemizde eğitimle görevlendirilmiş Milli Eğitim Bakanlığı ve teşkilatı bulunmaktadır. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelgelerle (tümü birden mevzuat) tüm çalışanların görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir. Herkesin buna uyması zorunludur aksi halde çeşitli yaptırımlarla karşılaşırlar. Memuriyete ve öğretmenlik mesleğine girişte verilen eğitimlerde başta mevzuat yanında mesleğin etik kuralları da öğretilir. Etik kuralların neler olduğuna geçmeden etik ve ahlak kavramının tanımına gözatalım.

Etik, kişinin davranışlarına temel olan ahlak ilkelerinin tümüdür. Başka bir ifade ile etik, insanlara ‘‘işlerin nasıl yapılması gerektiğini’’ belirlemede yardımcı olan kılavuz (rehber) değerler, ilkeler ve standartlardır. Etik, aynı zamanda bir süreçtir. Bu süreçte karar alırken ve uygulamayı yaparken, belirli değerlere bağlı kalınarak hareket edilir. Öte yandan etik, felsefenin ahlakla ilgilenen dalına da denilmektedir. Felsefenin bu dalı, insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi kötü gibi açılardan araştırır. Etik davranış ilkeleri ile varılmak veya elde edilmek istenen amaç, devlette ve toplumda yolsuzluğu ve genel olarak yozlaşmayı önlemek ve dürüstlüğü hâkim kılmaktır. Etik, günümüzde çeşitli mesleklerin yürütülmesinde uyulması gereken değerlerin başında gelmektedir. Siyasette, yönetimde, yargıda, ticaret hayatında, tıpta, eğitimde, bilim, sanat ve basın-yayın alanlarında, etik ilke ve değerler ön plana çıkmaktadır. (1)

Eğitim uzun bir sürece sahiptir. Bu yüzden dünyadaki çoğu toplum, eğitim problemleriyle yüz yüze gelmektedir. Bu problemlerden biri de, eğitimin ahlaki ve etiksel boyutu ile yakından ilgilidir. Eğitimde etik, öncelikle ele alınması gereken bir konudur. Eğitim insanı yaşamı boyunca etkilemeye ve bir şekle sokmaya çalışır. Fakat etik, insanın Ne yapmalıyım? Nasıl yaşamalıyım? Sorularına vermeye çalıştığı yanıttır. Eğitim ve etik arasında bu anlamda zorunlu bir ilişki vardır. Etik, öğretmenler tarafından kullanılan yöntem ve tekniklerle yakından ilgilenir. Aynı zamanda öğretmenler tarafından kullanılan yöntem ve teknikler, öğrencilerin bilgi, beceri ve tutumlarını da etkiler. Bununla beraber bir öğretmen, bu yöntem ve teknikleri nerede, ne zaman, nasıl ve ne için kullanacağını iyi bilmelidir. Eğitim bilimi ve etik disiplinin temeli insandır. Bu, eğitim ve etiği birbirine yaklaştırır. Bu yüzden etik, eğitimin her kademesine müdahale edebilir.(2)

İnsanların ve toplumun olduğu her ortamda etik davranış söz konusu olabilmektedir. Sadece kamuda var olduğu zannedilen etik davranış ilkeleri, özel şirketlerde ve sivil toplum örgütlerince de geliştirilmiştir. Örneğin; Öncü Okul Yöneticileri Derneği de üyelerinin uymasını beklediği on ilke belirlemiştir. Bunlar; meslektaş etkileşimi, insan odaklılık, erdemlilik, öğrenci gelişimi odaklılık, sürekli gelişme, ayrımcılık yapmamak, bilimsellik, paylaşımcılık, şeffaflık ve katılımcı bir yönetimdir. Bunların yanında, dernek amaçlarına uygun davranmak, hizmet standartlarına uymak, hizmet bilinciyle hareket etmek, dürüstlük ve tarafsızlık, saygınlık ve güven, nezaket ve saygı, bağlayıcı açıklamalar ve gerçek dışı beyan gibi diğer kamu görevlileri için geçerli ilkelere de dernek üyeliğine kabulde imzalatılan etik sözleşmede yer verilmiştir. Ayrıca dernek bunu takip etmek üzere “etik kurulu” adıyla bir organ bile oluşturmuştur.

Kamu Görevlileri Etik Kurulu, 25/05/2004 tarih 5176 sayılı Kanun ile kurulmuştur. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu başkanı, üyesi ve genel sekreterleri, mahalli idarelerdeki belediye başkanları ve üst düzey çalışanlar, genel müdür ve daha üst düzeydeki yöneticiler, tüm vali ve kaymakamlar bu kurulun yetki alanına girmektedir. Buna dayalı olarak Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 13/04/2005 tarih 25785 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır. Tüm kamu görevlilerinin uyması gereken etik davranış ilkeleri; görevin yerine getirilmesinde kamu hizmeti bilinci, halka hizmet bilinci, hizmet standartlarına uyma, amaç ve misyona bağlılık, dürüstlük ve tarafsızlık, saygınlık ve güven, nezaket ve saygı, yetkili makamlara bildirim, çıkar çatışmasından kaçınma, görev ve yetkilerin menfaat sağlamak amacıyla kullanılmaması, hediye alma ve menfaat yasağı, kamu malları ve kaynaklarının kullanımı, savurganlıktan kaçınma, bağlayıcı açıklamalar ve gerçek dışı beyan, bilgi verme, saydamlık ve katılımcılık, yöneticilerin hesap verme sorumluluğu, eski kamu görevlileriyle ilişkiler ve mal bildiriminde bulunmaktır. Bu ilkeleri uyulması için personelin bilgilendirilmesi, etik kültürün yerleştirilmesi için eğitim verilmesi ve kurumlarda etik uygulamaları değerlendirmek üzere üst yönetici tarafından en az üç kişiden oluşan bir etik komisyonu kurulması öngörülmüştür.

Kurul tarafından hazırlanan “Etik Rehberi” nde; kamu hizmetleri, vatandaşların vergileriyle yerine getirilmektedir. Vatandaşlar, düşük maliyetli ve kaliteli hizmet alma beklentisiyle vergilerini kamu görevlilerine emanet etmektedir. Bu anlamda kamu hizmeti bir “emanet” tir. Kamu görevlileri, bu emanetin bilincinde olarak, kamu hizmetlerini etkin, verimli ve dürüst bir şekilde yürütmeli; görevlerini yerine getirirken ve takdir yetkilerini kullanırken mesleki etik ilke ve standartlara bağlı kalmalıdır. Bazı durumlarda, yasalar ve diğer hukuki düzenlemeler, bir kurumda ortaya çıkan ahlak dışı davranışların tanımlanmasında yetersiz kalabilmektedir. Böylesi yasal boşlukların bulunduğu “gri alanlar” da, karşılaşılan ikilemlerin çözümünde kamu görevlilerine yardımcı olacak etik ilke ve standartlar, en az yasalar kadar önemlidir. Yönetimde yozlaşma olgusu, halkın yönetime olan güvenini ortadan kaldırmaktadır. Savurganlık ve görevi kötüye kullanmanın devlet yönetiminde yeri yoktur. Bunların maliyeti, daha az ve kalitesiz hizmettir. Demokratik yönetim, halkla kamu görevlilerinin arasındaki güvene dayalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığınca 2015/21 sayılı genelgeyle belirlenen “Eğitim-öğretim hizmeti verenler için mesleki etik ilkeler” her düzeydeki yönetici, öğretmen ve tüm eğitim personeline imza karşılığı duyurulmuştur.  Öğrencilerle ilişkilerde etik ilkeler; sevgi ve saygı, iyi örnek olma, anlayışlı ve hoşgörülü olma, adil ve eşit davranma, öğrencinin gelişimini gözetme, öğrenciye ait bilgileri saklama, meni psikolojik durumları yansıtmama, kötü muameleden kaçınmaktır. Eğitim mesleğine ilişkin etik ilkeler ise mesleki yeterlilik, sağlıklı ve güvenli eğitim ortamı sağlama, mesai ve ders saatlerine uyma, hediye alma, kişisel menfaat sağlama, özel ders verme, bağış ve yardım talebinde bulunmamaktır.

Eğitimcilerin kendi arasındaki ilişkilerindeki etik ilkeler; eğitimci, meslektaşları arasında ırk, dil, din, denk, cinsiyet, siyasi görüş ve aile statüsüne dayalı ayrımcılık yapmaz. Meslektaşlarına, öğrencilerle ilgili güven sarsıcı veya önyargılı yaklaşımlara neden olacak şekilde telkin ve yönlendirmede bulunmaz.  Meslektaşları ile ilgili edindiği bilgilerde gizliliğe riayet eder. Öğrencilerin huzurunda ve değişik ortamlarda meslektaşları aleyhinde söz söylemez, olumsuz söz ve davranışlardan kaçınır. Meslektaşları ile öğrencilerin kaliteli bir eğitim-öğretim hizmeti alması için işbirliği yapar. Bu süreçte karşılaştığı sorunları okul yönetimi ile paylaşır.

Veliler ile ilişkilerde etik ilkeler; eğitimci, öğrencilerin sosyal, fiziksel, duygusal, kültürel, ahlaki, manevi ve düşünsel açıdan gelişimlerini sağlamak, beceri ve yeteneklerini ortaya çıkarmak için velilerle iyi iletişim kurar. Çocuklarıyla gerektiği gibi ilgilenmeleri konusunda velileri yönlendirir. Veliler arasında ırk, dil, din, renk, cinsiyet, siyasi görüş ve aile statüsüne dayalı ayrımcılık yapmaz.

Okul yönetimi ve toplum ile ilişkilerde etik ilkeler; eğitimci, öğrencilerin kaliteli bir eğitim-öğretim hizmeti almasını sağlamak için okul yönetimi ile işbirliği yapar. Bu süreçte karşılaştığı sorunları yetkili birime bildirir. Kurum kaynaklarını etkili, verimli ve tutumlu kullanır. Topluma karşı pozitif ve aktif rol sergiler, sorumlulukların yerine getirerek örnek olur.

Okul yöneticilerinin, öğretmenler, öğrenciler ve veliler ile ilişkilerinde etik ilkeler ise; okul yöneticileri, eğitim ve öğretimin sağlıklı ve güvenli bir ortamda yapılabilmesi için gereken önlemleri alır. Kurum kaynaklarının etkin, verimli ve tutumlu bir şekilde kullanılmasını sağlar. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler arasında ırk, dil, din, renk, cinsiyet, siyasi görüş ve aile statüsüne dayalı ayrımcılık yapmaz. Öğretmenler, öğrenciler ve velilerin okulda yaşanan sorunları açık bir şekilde ifade etmesine imkan verir, sorunlara çözüm üretme konusunda gayret gösterir. Öğrencilerin eğitim ve öğretimiyle ilgili olarak velilerle olumlu ve sürekli iletişim kurar. Eğitim hizmetlerinin yürütülmesinde öğretmenler arasında eşitlik, tarafsızlık ve liyakat ilkelerine riayet eder.

Eğitim ve okul ile ilgili olarak özellikle okula kayıt-karne dönemlerinde ve öğretmenler gününde topluma daha çok olumsuz davranışlar ve olaylar gündem yapılarak yansıtılmaktadır. “Kötü haberler kanatlı, iyi haberler kör ve topaldır” der anonim bir atasözü. Bu sözden, iyi şeylerin yavaş duyulup ve yayıldığını, kötü haberlerin ise çok hızla ulaştığını anlıyoruz. Eğitime gönüllü bağış ve katkının yanlış uygulanması ve yorumlanması, öğretmenler gününde veya özel günlerde öğretmenlere hediye verilmesinde ortaya çıkan nadir görülebilen durumları genele yansıtmamak gerekiyor. Aksi halde insanların eğitim kurumlarına ve sistemine olan güvenin zedelenmesine, azalmasına ve kaybolmasına sebep olunabilir ki bunun sonuçlarının telafisi oldukça zordur. Bu güveni koruyabilmek için her düzeydeki eğitim yöneticisinin şeffaf, hesap verebilirlik ve adalet ilkesinden ayrılmaması gerekiyor. Bir kurumda yıllık olarak ödüllendirilecek personelin belirlenmesinde paylaşılmış net kriterler belirlenmediyse, ödül alanlar herkese açıklanmıyorsa çalışanların yönetime olan güveni sarsılır. Bu konuda örnek bir çalışmayı Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, “Kadıköy Eğitim Çalışanları Performans ve Ödül Değerlendirme Kriterleri” adıyla hazırladığı yönergeyi ve değerlendirme kurulunca süreci yürütmesi takdire şayandır.

Çocukluk dönemini yaşayan öğrencilere etik konusunda herşeyi öğretmeye çalışmak yerine onlara yetişkin olarak söz ve davranışlarımızla iyi örnek olabilmeliyiz. Etik davranmak, insana doğumdan geçen genetik özellikler yanında yetiştiği aile ve toplumun kültürel değerleri yanında eğitim sayesinde gelişebilecek bir süreçtir. Gelişmiş toplumların sosyal bilinç düzeyi de yüksek olduğu kabul edilir. Kanunlar yanında yazılı ve yaptırımı olmayan toplumsal kurallara uyum daha fazladır. Herşeyin hukuki düzenlemeyle sınırlandırılması ve şekillendirilmesi çok mümkün değildir. Okulların etik olmaması ve çalışanlarının da etik davranmaması söz konusu bile olmamalıdır. Toplumun fertlerini eğitimle yetiştirmeye çalışan bir kurumun etik olduğundan şüphe bile edilmemelidir. Okullar, etik konusunda da diğer kurumlara güvenli örgüt ve organizasyonlar olarak öncü ve model olmalıdırlar. Bunu sağlayacak olanlar da etik liderlik vasıflarına sahip eğitim yöneticileridir. Yöneticilerin kendilerince geliştirdikleri bir “etik pusula”sı olmalıdır. Karar anında ne yapılması gerektiğini bilmek liderlik zekasına, en “doğruyu-iyiyi-güzeli” bulup seçmek ve yapmak ise etik zeka yeterliliklerine sahip olmayı gerektirir.

  • Etik Rehberi, Kamu Görevlileri Etik Kurulu, http://etik.gov.tr/etik_rehberi.pdf, s. 11-14, T. 09/02/2020
  • ILGAZ ve T. BİLGİLİ, Eğitim ve Öğretimde Etik, Year 2006, Volume 0 , Issue 14, Pages 199 – 210, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/31533, E.T. 08/02/2020
Facebook Yorumları

Erol DEMİR 1967 yılında Gölcük’te doğdu. Piyale Paşa İlkokulu, Gölcük İmam Hatip Ortaokulu, Gölcük Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Üniversitesi Bilecik Meslek Yüksekokulu Elektronik programını ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yöneticiliği alanında yüksek lisansı “Eğitim Yöneticilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri” konusunda tezini tamamlamıştır. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesinde işletme alanında doktora öğrencisidir. 1990 yılında Türkkablo fabrikasında kalite kontrol teknisyeni olarak çalıştı. Öğretmenlik hayatına 1991 yılında Hakkari’de başladı. 1994 yılında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi’ne elektronik öğretmeni olarak atandı. 1995 yılında müdür yardımcısı oldu. 2000 şubat ayında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü oldu. 2003 yılında Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak çalışmaya başladı. Aralık–2007 ile Haziran-2016 arası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube müdürü olarak çalıştı. Temmuz – 2016 Bakırköy İlçe MEM, Temmuz-2022 İstanbul İl MEM, Ekim-2023 Küçükçekmece İlçe MEM Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibidir.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.