Küresel olarak baktığımızda dünya üzerinde farklı eğitim yaklaşımları olduğunu görürüz. Bu yaklaşımların tek nihai hedefi insan yetiştirmeye kaynaklık etmek. Yüzyıllardır uygulanan farklı eğitim yaklaşımlarında aslında istenen bireyin evrensel değerlere haiz olmasını sağlamak ve kendini gerçekleştirme yolunda adımlar atmasına yardımcı olmak. Bu adımları kendi tasarlayabilir hale gelmesi istenen birey yaşamsal hedeflerini oluşturmuş ve yatırımını bu yönde yapmış kişi olacaktır. Ancak baktığımızda gördüğümüz genellikle eğitim yaklaşımlarıyla sürekli buz dağının görünen yüzüne hizmet eden amaçlar geliştirip tek boyutlu insan yetiştirmeye devam ettiğimiz. Sadece öğrencilerin at yarışı gibi koşturulduğu bir eğitim sisteminde kendini keşfetme yolculuğuna çıkarılmış birey yetiştirmek oldukça zor.
O halde istenen şey üç boyutlu bir bakış geliştirerek bireyin kendini gerçekleştirmesine yol açmak. Üç boyutlu yaklaşımla istediğimiz nedir diye bakınca aslında bireye kazandırılmak istenen bilinçlilik, şefkatlilik ve yaratıcılık. Bu üç özellik insanın kendi farkındalığını kazanmasıyla oluşacak olan özellikler. Birey kendi yaşam deneyimlerini eğitimle harmanladığında bir farkındalık gerçekleşmeli ve bilinçliliğe doğru adım atılmalıdır.
Bilinçlilik nedir? Noktasında baktığımızda kişinin yaşamının farkında olması ve deneyimlerini dönüştürerek yeni yaşam deneyimlerini özümserken kullanabilmesi yeteneği. İnsanın bilincinin evrimi süreci olan bu yolculuk tarih öncesinden başlayıp bugüne kadar sürmüştür. Evrimsel süreçte kazanılan edinimler önündeki yaşamsal olayların çözümüne olanak tanıyacak ve kişi kendi farkındalığını oluşturup geçmişte yaşamaktan kurtularak ana odaklanmayı ve geleceği kurgulamayı öğrenecektir. Böylelikle kendi tuvalini resmetmeyi keşfedecek insan için eğitim bu kapının anahtarını açmakla yükümlüdür. Özellikle birey doğayla uyumu keşfetmesi gereken eğitim sisteminde bütünün parçası olduğunu ama parça olarak da bütünü temsil ettiği gerçeğini kavramalıdır. İşte bu bilinçlilik insana evrensel enerjiyi algılamayı öğreterek bir diğer boyut olan şefkatliliği kazandıracaktır. Şefkatlilik doğaya uyumu keşfetmiş olan insan için onu, parçası olma düşüncesiyle zarar verici davranışlardan kurtaracaktır. Birbirine bağlı olan bu düşünce evrenin parçası olma ve her parçanın bütünü yani evreni temsil etme düşüncesine ulaşınca şefkatliliği doğuracaktır. Sonra yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü kültürüne yaklaştırarak doğaya dolayısıyla insana saygı düşüncesiyle buluşturacak bu sayede ekosisteme saygı duymayı öğrenecek birey için yaratıcılığın kapılarını açacaktır. Yaratıcılık üç boyutlu insanın üçüncü boyutunu oluşturuyor.
Aslında belki de eğitimin gerçekleştirmesi gereken en önemli adımlarından bir olan yaratıcılık bilinçlilik ve şefkatliliğin ardından kişide oluşan bir eylem halidir. Yaratıcılık doğayla uyumu yakalamış bireyin ondan alacağı özelliklerden biridir. Kişinin kendiliğindenliği ekseninde sahip olduğu yaratıcılığı arttırabilmesi için yaratıcı doğayla yakaladığı uyum kendi doğasına yansıyacak ve kişi kendi kültür kalıplarının getirdiklerini dönüştürerek yaratıcılığı arttıracaktır.
Peki eğitimin bunu başarabilmesi için ne gerekiyor? Yeni yöntem arayışlarına girmesi gereken sistemin başlangıç olarak ezbercilikten kurtulması beklenir. Bunu başarabilmek için öğretmen olarak bizlerin program içinde yer alan konuları kendi üreteceğimiz modellerle harmanlamayı öğrenmemiz gerekmektedir. Başarıyı arttırıcı modelleri ve öğrenmeyi öğrenmeyi destekleyen modelleri araştırarak kendi derslerimize bu yöntemleri entegre etmemiz yapılması istenendir. Öğretmen burada kilit rolü üstlenecek nasıl daha yaratıcı bireyler yetiştirebilirim? Sorusunu sorarak daha iyi bir gelecek modeli oluşturmayı kendine hedef edinecektir.
Elbette üç boyutlu insan hedefi sadece öğretmen ve öğrenciyi ilgilendirmemektedir. Tüm toplum kesimlerini ve aileleri kapsayan bu hedef tüm bireylerin yeniden kendini gerçekleştirmesini ve tek boyutlu bakış açısından kurtarılarak üç boyutlu insan modeline ulaştırılmasını kapsamaktadır. Nereden başlayacağız sorusu ise yeniden sorgulama ve cevapları dönüştürme adımıyla olacaktır. Ve bu konuda toplumun her kesimine büyük işler düşmektedir.