Hızla değişen dünyamızda başarılı birey kavramı da gün geçtikçe değişmekte, yeni özellikler kazanmaktadır. Eskiden diploma sahibi olmak, sınavlarda yani kağıt üzerinde başarılı olmak yeterliydi. Artık akademik bilginin yanında bireysel özellikler de son derece önemli. Bu nedenle akademik gelişim ile birlikte kişisel gelişim de öğrencilerin başarı yolculuğunda yadsınamaz bir gerçek. Bu durum bize neyi gösteriyor? Artık eğitimde başarıya ulaşmanın tek yolunun kitaplarda yer alan akademik bilgi olmadığını görüyoruz. Öğrencilerin hayatlarında başarılı olmaları iyi bir iletişim kurabilme becerisinden geçiyor.
Artık iletişim çağındayız. Koca bir küresel iletişim ağının içerisinde yaşıyoruz. Bireysel iletişim, toplumsal iletişim, örgütsel iletişim ve hatta kitle iletişimi farkında olalım ya da olmayalım hayatımızın her alanında var. Bu nedenle öğrencilerimize etkili ve açık iletişim kurmayı öğretmek, onları tüm hayatları boyunca atacakları her adımda destekleyecektir. Son dönemlerde yapılan araştırmalarda sınıf içinde kurulan etkili ve açık iletişimin, öğrencilerin öğrenmelerine ve kendilerini geliştirmelerine büyük katkı sağladığı görülmüştür. Artık başarılı eğitim için iletişimin, etkili ve açık iletişim için de eğitimin ne kadar önemli ortadadır.
Eğitim ve öğretim öğrencileri geliştiren ve yetiştiren bir etkileşim sürecidir. Etkileşimin temelinde de iletişim yatar. Öğrenme iletişim ile olur. Başarılı bir öğrenme sonucunda öğrencide olumlu bir değişim süreci yaşanır. Küçük yaşlarda kazanılan olumlu davranışlar bir alışkanlığa döner ve pozitif yönde artarak devam eder. Öğrenme ortamlarında öğrencilerin birbirleriyle ve öğretmenleri ile arasındaki tüm iletişim kanallarının açık tutulması ve bu kanallarla yapıcı bir iklimin yaratılması öğrencilerin özgüvenlerinin gelişmesinde ve benliklerini bulmalarında büyük rol oynamaktadır.
Öğretmenler öğrenciler için teşvik edici ve yüreklendirici bir ortam hazırlamalılar. Böylece öğrencilerin özgürce fikirlerini paylaşmaları, soru sormaları, yaratıcılıklarını geliştirmeleri ve günümüzün olmazsa olmazı takım çalışmasında başarılı olmaları sağlanmaktadır. Doğru iletişim öğrencilerin ortak bir amaç etrafında toplanmasını sağlayacaktır. Böylece akademik bilgi dışında yapılacak olan projeler, etkinlikler ve yarışmalar tam olarak amaca hizmet edecektir. Bu organizasyonlarla öğrenciler hem akademik bilgilerini geliştirecek hem de edindikleri bireysel özelliklerle ileriki hayatlarında fark yaratacaklardır.
Açık ve etkili iletişimin ancak güven duygusu üzerine inşa edilebilir. Öğretmen, öğrencileri ile güven ilişkisi kurduğunda bu domino taşı etkisi yaratacaktır. Sınıfta oluşan güven iklimi sayesinde öğrenciler de kendi aralarında güven duygusu geliştirecektir. Bu durum öğrencilerin duygu ve düşüncelerini rahatça dile getirmelerine olanak sağlayacaktır. Fikir paylaşımı öğrencilerin ufuklarını genişletecek, farklı bakış açıları olduğunu anlamalarını sağlayacak ve en önemlisi fikirlere saygı duymaları gerektiğini öğretecektir. Hepimiz öğrencilik yıllarımızda yaşamışızdır. Öğretmen anlamayan var mı diye sorduğunda kimse parmak kaldırmaz, daha sonra yakın arkadaşına ya da evde anne, baba ya da kardeşe sorardı. Eğer sınıfta güven ortamı sağlanırsa, öğrenciler kendilerini güvenli ve rahat hissedecekleri için bu soruda illa parmak kaldıran olacaktır.
Yazının başından beri etkili ve açık iletişim için konuşmanın öneminden bahsettik. Peki iletişim sadece konuşmak mıdır? Siz bir şeyi istediğiniz kadar doğru anlatın, karşınızdaki sizi dinlemiyorsa bir anlamı var mıdır? Günümüzün en büyük problemi ‘‘dinlememek’’. Dinlemek yerine konuşmak için, cevap vermek için sıramızı bekliyoruz. Hepimiz karşımızdakinin ne söylediğini zaten bildiğimize çok eminiz. Sanırım günlük yaşantımızda en büyük yanılgımız da bu tavrımız. Öğrenciler de büyüklerinden bunu gözlemledikleri için aynı tutumu sergiliyorlar.
Öğretmemler bu durumu değiştirebilirler. Özellikle küçük yaş grubu öğrencilerin ne söylediğinden çok hangi duygu ile söylediği, mimikleri ve jestleri bize çok şey söyler. Onları sadece duymak yetmez, dinlemek gerekir. Öğrenciler birçok şey söyler. Ama kullandıkları kelimeler, beden dilleri, tonlamaları ile aslında çok daha fazla şey söylerler. Bunları görebilirsek öğrenciyi doğru yönlendirebilir, ona dokunabiliriz. Öğrenci önemsendiğini hissederse, dinlendiğine inanırsa size tam anlamıyla kapılarını açar. Hayallerini, yeteneklerini, düşüncelerini, karakterini tam anlamıyla öğrenerek ona göre bir yol haritası çizmek öğrenciyi ömür boyu sürecek bir başarıya taşıyacaktır. Aslında atalarımız ne güzel söylemiş: ‘‘Can kulağı ile dinlemek.’’ Tüm mesele bundan ibaret.
İletişim kurmak insanoğlunun doğal yeteneğidir. Ancak etkili ve açık iletişim kurmak öğrenilen bir yetkinliktir. Bu iletişim şekli de ancak uygulama ile öğretilebilir. Öğrenciler ile kurulacak olan güven esasına dayalı etkili ve açık iletişim, onlarında kendi hayatlarında bu yetkinliği kullanmalarına neden olacaktır. Ve bu zincir bireyden bireye devam edecektir.
Gözde ERSOY