Küreselleşme sürecinde çocuklarımızın hemen hemen çoğu en az iki dil öğrenerek gelişimini sürdürmektedir. Hem ülkemizde hem de dünyadaki çocuklarımız için, farklı dillerin karışık kullanımını öğrenmek olağan bir durum olarak kabul edilmektedir. Çocuklarda dili geliştirme süreci veya dil uzmanlarının tabiri ile dil edinimi bilimsel, sosyal ve duygusal gelişim ile motor becerilerin gelişimine paralel seyreden bir sistemdir.
İki ya da daha fazla dil ile büyümek, çevre ve çevrenin ihtiyacına göre olaylar arasında geçiş yapmak, çocukların öğrendiği sosyalleşme sürecinin önemli bir parçasıdır. Erken çocukluk döneminde İngilizce ve iki dillilik süreci, bireysel çalışma, farklı kelime dağarcığı, anlam bilgisi, dil bilgisi, çeviri ve konuşma-yazma bilimden meydana gelmektedir. Çocuklar sahip oldukları hemen kavrayan beyin yapıları ile birlikte yüksek öğrenme istekleri ve sezgisel yeteneklerini kullanarak temelde alacakları ilk dillerini emin adımlarla edinirler. Bu sebeple erken yaşta çocukluk döneminde çocuklarımızın dil gelişimi onlarda tüm zihinsel gelişimi önemli derecede etkileyecektir. Bu düşüncelerimiz temel olarak ilk başta erken çocukluk döneminde gerçekleşen ikinci dil öğrenimi amacıyla geçerlidir. Fakat ilk dil ve ikinci dil öğrenimi birbirinden ayrılan temel yapılarda bulunmaktadır. Çocuklar, doğdukları zaman bulundukları çevrede konuşulan dili hemen öğrenme potansiyeline sahiptirler. Dünyadaki tüm çocuklar dünyaya geldiklerinden itibaren tüm sesleri çıkarabilme yeteneğine sahipken, belli bir zaman diliminden sonra sadece çevresinde konuşulan dildeki sesleri öğrenecek ve tekrar edecektir.
Yabancı dil eğitimi temelde öğreniminin her yaşta ve her düzeyde etkin uygulanabilen bununla birlikte önem arz eden bir konudur. Erken yaşta yabancı dil öğrenimi ülkemizde son yıllarda çok büyük önem kazanmaktadır. Küreselleşme sürecinde dil eğitimi kapsamında öğrenim yaşı 3-4 yaş aralığına kadar inmiştir.
3 veya 4 farklı dil konuşulan bir aile ortamında büyüyen çocuklarda çok dillilik yani “multilingualism (çok dillilik)” olarak ifade edilen bir durum yaşanmaktadır. Çok dillilik teori olarak her insanın, ana dilinden başka dilleri de öğrenme potansiyeline sahip olduğunu savunmaktadır. Yetenek işleviyle sadece sınırlı değil doğal öğrenme yetkisi ve becerisiyle de alakalı olmaktadır. İkinci dil kapsamında dil öğrenme süreçleri insandan insana farklılık gösteren seviyelerde gelişen, hem psikoloji hem de dilsel bir süreçtir.
Erken yaşta çocukluk döneminde iki dillilik kapsamında yanlış bilinen düşüncelerde bulunmaktadır. Bunlardan biri dildeki yaşanan gerileme ve gecikmenin ikinci bir dil öğrenmekten kaynaklandığına yönelik yapılan düşüncedir. Çocuklarımızda iki dilli öğrenmede dil gecikmesi yaşanabilir fakat ikinci bir dil öğrenmek, dil gecikmesi olasılığını artırmamakta ve azaltmamaktadır. İki dilli ana okullarında bu konu üzerine bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada, Fransızca konuşan 3-4 yaşlarında bir grup çocuk herhangi iki sınıfa kaydı gerçekleştirilmiştir. Sınıflardan birinde sadece İngilizce eğitim verilmekteyken diğer sınıfta ise İngilizce ve Fransızca dili verilmektedir. İki farklı sınıftaki çocuklar dili okuma ve yazma alanlarda etki göstermiştir. İngilizce dilinin ölçme ve değerlendirilmesinde iki sınıf arasında anlamlı bir farklılık yer almamaktadır. Fakat anadili Fransızca ve İngilizce olan çocukların hepsi Fransızca dili ölçümlerinde hipotez kapsamında anlamlı bir farklılığı gelişim ve verim olarak göstermişlerdir. Hipotez sonucunda İngilizce dilinin desteklenmesi ile birlikte iki dilli eğitim içeriklerinin ikinci dili erken çocukluk dönemi ile birlikte geliştirdiği sonucu ortaya çıkmıştır.
Tablo 1. Erken Çocukluk Döneminde Tek Dil Öğrenimi Süreci
Çocuğun Yaşı | Çocuğun Dile Tepkisi |
7 Ay – 1 Yaş | Hecelemeler (Bebeklik) |
1 Yaş | Sözcüklerde ve tümcelerde anlamlılık |
1 Yaş ve Sonrası | Sözcüklerde benzerliliği farketme |
2 Yaş Öncesi | Sözcüklerde artış |
2 Yaş Süreci | İki sözcüklü tümcelere yer verilmesi |
2 Yaş ve Sonrası | Kısa tümcelerde bulunma |
2 Yaş ve 3 Yaş Süreci | Çocuklarımızın söylediklerinin karşıdaki yabancının da anlaması |
3 Yaş Süreci | Yan tümcelere yer verilmesi |
4 Yaş Süreci ve Sonrası | Kısa anlatımlara girişim |
Kaynak: (Chilla & Fox-Boyer, 2012)
Tablo 2. Erken Çocukluk Döneminde Çift Dil Öğrenimi Süreci
Çocuğun Yaşı | Çocuğun Dile Tepkisi |
7 Ay – 1 Yaş | Hecelemeler (Bebeklik) |
1 Yaş | Sözcüklerde ve tümcelerde anlamlılık |
1 Yaş ve Sonrası | Sözcüklerde benzerliliği farketme ve benzer sözcükleri kullanabilme |
2 Yaş Öncesi | Sözcüklerde artış ve kelimelerde benzerliği görme |
2 Yaş Süreci | İki sözcüklü tümcelere yer verilmesi |
2 Yaş ve Sonrası | Kısa tümcelerde bulunma ve çoğaltma |
2 Yaş ve 3 Yaş Süreci | Çocuklarımızın söylediklerinin karşıdaki yabancının da anlaması |
3 Yaş Süreci | Yan tümcelere yer verilmesi |
4 Yaş Süreci ve Sonrası | Kısa anlatımlara girişim ve uygulamalara otomatik girmesi |
Kaynak:(Chilla & Fox-Boyer, 2012)
Çocuklarımızın okul öncesi döneminde doğal bir ortamda yabancı dil ile karşı karşıya gelmesi gerekmektedir. Dil eğitimi erken çocukluk döneminde robotik kodlama ile gerekirse paralel gidilerek oyun, şarkı, tekerleme ve bulmaca gibi doğal yöntemlerle öğretilmesi önem arz etmektedir. Burada en önemli nokta oyun ile yabancı dil öğretimi dinleme, taklit etme ve kavram meydana getirme gibi dil gelişiminin temel yapısını oluşturan bu becerilerin gelişimine yardımcı olmaktadır.