25 Mayıs ETİK GÜNÜ, 25-31 Mayıs ETİK HAFTASI olarak kutlanıyor. Etik Kurulu bu gün ve hafta içinde çeşitli etkinlikler yapılarak kamuoyunun etik konusunda bilinçlendirilmesini istemişti.
Madem öyle bizim de etik bilincinin gelişmesine bir katkımız olsun.
—Devlet yönetiminde söz sahibi olanların birden fazla yerden maaş ve ücret almayı meşru saydıkları,
—Vekillerin, akrabalarına torpili dinen mubah gördükleri,
—Siyasi ve bürokratların ilk fırsatta eşini dostunu üst düzey yönetici olarak atattırdıkları,
—Başka görüşlere en çok söven-sayan, hakaret edenlerin kahraman ilan edildiği,
—Birisinin ayağını kaydırmak için iftira ve çamur atmanın normal sayıldığı,
—Bir yandan tasarruftan bahsederken diğer yanda milyonluk makam araçlarının cirit attığı,
—İnsanların bizimkiler ve ötekiler olarak ayrıştırıldığı, bizimkilerin hatalarının görmezden gelindiği,
—Konuşmanın, düşünmenin suç sayıldığı, insanların baskı altına alındığı,
—Bilginlerin değil, zenginlerin itibar gördüğü,
— Başarılı olanların değil yandaşların ödüllendirildiği,
—Terfilerde, liyakatin değil sadakatin kıstas alındığı,
—Başların ayak, ayakların baş yapıldığı, çivisi sökülmüş bir memlekette etik söylemi cılız bir kaç konuşma ve programdan öteye gitmeyecektir.
Oysa etik yaşanarak hayat bulur. Kutlamalarla, salon programlarıyla etiği hayata geçirmek mümkün değildir. Toplumda şöyle haberler görseydik durum çok farklı olurdu.
– Kendisine bakanlık teklifi getirilen kişi bu konunun uzmanı değilim diyerek Bakanlık teklifini reddetti.
-Rektör, kendi çocuğu da müracaatçılar arasında olduğu halde hak eden başka birini işe aldı.
-Bakan kendisine hediye edilen saati, etik ilkelere aykırı bulduğunu söyleyerek almadı.
-Kurul başkanı, ikinci ve üçüncü yerden kendisine ödenecek ücretleri, ”hak etmediğim parayı alamam” diyerek reddetti.
-Genel müdür, kendisinden talep edilen işi mevzuata aykırı olduğu için reddetti. Adaletten şaşmam gerekirse istifa ederim dedi.
-Daire başkanı yapılmak istenen memur, kendisinin bu işe layık olmadığını belirterek hak eden birinin atanmasını istedi.
– Firma sahibi, Üst düzey yönetici olan kardeşinin kurumunda yapılan ihaleye insanlar yanlış anlayabilirler diye katılmadı.
– Kendisine ödül teklif edilen çalışan, bu ödülü ben değil falanca arkadaş hak ediyor diye ödülü reddetti.
– Esnaf piyasada azalan ürünleri deposundan çıkararak, vatandaş sıkıntı çekmesin diye rafları doldurdu.
– Müteahhit, hak ettiğimin üzerinde kar etmem haramdır diyerek fahiş fiyat artışı yapanları kınadı.
– Ev sahibi, asgari ücretle çalışan kiracıma maaşına gelen zamdan fazla zam yapmam dedi.
– Vekillerin tartışma sırasındaki nazik üslubu herkesi hayran bıraktı.
-Belediye başkanı aldığı karar nedeniyle mağdur olanlardan özür diledi.
-Doktorlar, bıçak parası adı altında vatandaştan para alanların meslekten men edilmesini istedi.
-Yeni başkan, kendi döneminde Belediyeye personel alınarak, hülle yoluyla memurluğa geçişinin asla yapılmayacağını, bunun kul hakkı olduğunu duyurdu.
Hadi bir kaç tane de siz yazın. İçimiz açılsın.
Doğan Ceylan