Okul öncesi dönemde çocuklar hayatları boyunca kullanacakları birçok alışkanlığı edinirler. Bunlardan biri de yemek yeme, beslenme alışkanlığıdır. Bu dönemde “çocukların beslenme alışkanlıkları; ailenin sosyal ve ekonomik durumu, eğitim düzeyi, alışkanlıkları, gelenek ve görenekleri, çevre koşulları gibi çok çeşitli etkenlerin etkileşimi ile oluşur” (Köse, 2007). Bu dönemde kazanılan dengeli beslenme alışkanlığı, hem çocukların büyümeleri için gerekli enerjiyi ve kaloriyi almalarını, hem de onların hastalıklara karşı dirençli ve sağlıklı olmalarını sağlar. Dengeli beslenme çocuklar için bu kadar önemliyken okul öncesi dönemdeki çocuklarda genelde iştahta azalma, yavaş yeme gibi davranışlar görülebilir. Bugünkü yazımızda bu dönemde çocukların beslenme alışkanlıklarının nasıl düzenlenmesi gerektiği üzerinde duracağız.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar neden daha az yemek yerler?
- Yeme miktarının azalması bu dönemde beklenen olası bir durumdur. Çünkü hayatın ilk yılında bebekler çok yiyerek doğum kilosunu yaklaşık üçe katlarken, sonradan bu büyüme hızı yavaşlar ve önceki kadar çok yemeye gereksinim duymazlar. Nitekim genellikle 1 yaşından sonra çocukların iştahında belirgin bir düşme gözlenir. Dolayısıyla da okul öncesi dönemde gözlenen yeme miktarında azalma aslında çocuğun içinde bulunduğu dönemde normal kabul edilebilir. Dolayısıyla daha önceden yemek konusunda bir sorun yaşamayan ebeveynler, yemek alışkanlıklarında gözlenen bu tür değişiklikler karşısında paniğe kapılmamalı ve çocuklarına yemek yeme konusunda baskı yapmamalıdır.
- Çocukların yemek yeme miktarında görülen azalmanın başka bir sebebi de çocuğun içinde bulunduğu durum ve koşullar olabilir. Başka bir deyişle, yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da yemek yeme aynı zamanda onların psikolojileriyle ilgili olabilir.
Yemek yeme miktarında aşırı azalma görülen bir çocuğun içinde bulunduğu koşullar düşünülmeli ve onu mutsuz eden, üzen bir durumun olup olmadığı araştırılmalıdır. Örneğin kardeş kıskançlığı yaşayan bir çocukta iştahsızlık görülmesi olasıdır. Bu durum birbirine bağlı iki sebepten kaynaklanabilir. Birincisi çocuk gerçekten anne babasının kendisini eskisi kadar sevmediğini ve onunla yeterince ilgilenilmediğini düşünebilir. Dolayısıyla yeme alışkanlığında görülen bu değişim çocuktaki depresif ruh halinin bir parçasıdır ya da biraz önce de bahsettiğimiz gibi, çocuk ilgiyi üstüne çekmek için eskisinden daha az yemeye başlayabilir. Örneğin; kardeşine yemek yedirildiğini gören çocuk, kendisiyle de ilgilenilsin diye az yemek yiyebilir ya da yemek yemek konusunda oldukça isteksiz davranabilir. Her iki durumda da yeme davranışında görülen değişim aslında çocuğun duygu durumunun farklı şekilde dışarı yansımadır ve bu konunun üstüne gidilmesi gerekmektedir.
Neden yavaş yemek yerler?
- Birçok çocuk hala evde bir yetişkin tarafından yedirildiği için kendi kendilerine yemek yemeye alışkın değildir. Bu çocukların el kaslarının ve el-göz koordinasyonunun gelişimi devam etmektedir. Bu yüzden yavaş yemek yerler.
- Küçük yaşlardan itibaren pütürlü yemeye alışmayan, her şeyi püre halinde yiyen çocukların çiğneme becerileri yeterince gelişmediği için, bu çocuklarda okul öncesi dönemde çiğnemede zorluk, dolayısıyla yavaş yemek yeme davranışı gözlenebilir.
- İlgi çekmek için yavaş yemek yiyebilirler. Çünkü yemek yemediklerinde “Hadi, çabuk yer misin?” vb gibi ifadelerle dikkatin kendi üstlerine çekildiğini fark ederler. Bu durum hoşlarına gittiği için yemeği ağızlarında biriktirip yavaş yemek yerler. Bu durum özelikle kardeşi olan çocuklarda daha sık görülebilir.
Anne baba olarak çocuğumuz yemek yemek istemiyorsa ne yapmalıyız?
Anne babalar çocuklar yemek yerken sabırlı olmalı ve onlara hızlı yemek yemesi için baskı yapmamalıdır. Çünkü biraz önce de belirtildiği gibi bu tutum ters etki yaratır. Ancak anne babaların yemek konusunda aşırı gevşek bir tutumu da benimsememeleri gerekir. Çünkü böyle bir tutum, yemek süresinin çok uzamasına yol açar. Bu yüzden yemek saatini sınırlandırmak gerekir. Çocuk belirlenen süre boyunca yemeğini bitirmesi gerektiğini, aksi takdirde sofranın kaldırılacağını bilmelidir. Burada önemli olan öğün arasında çocuklara abur cubur türü yiyeceklerin verilmemesidir.
Peki, okul öncesi dönemdeki çocukların hepsi mi iştahsızdır?
Hayır, okul öncesi dönemdeki çocukların hepsi yemek yemeyi sevmeyen, yavaş yemek yiyen iştahsız çocuklar değildir. Bu dönemde yemek yemeyi çok seven, hatta bazen iştahı çok fazla olduğu için aşırı kilolu çocuklar da vardır. Bu gibi durumlarda çocuk doktorunuza danışarak abur-cuburdan, yağlı yemeklerden ve şekerli gıdalardan uzak bir beslenme programı uygulanabilir. Çocuk abur cubur seviyorsa, eve alınmaması ya da onun erişebileceği yerlerde olmaması önemlidir. Kilo almasına neden olacak yağlı, karbonhidrat içeren yiyeceklerin tüketimine kısıtlama getirilmesi gerekebilir. Ancak çocuğu yedikleri konusunda kısıtlamak zor olacağı için, kalorili yiyecekler yerine sağlıklı olan besinlerin tüketimine teşvik edilmesi daha iyi olur. Örneğin köftenin yanına makarna, pilav yerine salata verilirse, bir kısıtlamaya gidilmeksizin çocuk istediği kadar yiyebilir.
Çocukların Beslenme Alışkanlığını Düzenlemek için Yapılması Gerekenler Davranışlar Nelerdir?
- Dengeli beslenin. Çünkü çocuğunuz siz ne yerseniz onları yemeye alışacaktır.
Dolayısıyla öncelikle evde dengeli bir beslenme düzeni oluşturun ve farklı besinleri tatması için onu teşvik edin.
- Yemek hazırlarken çocuğunuzun size yardımcı olmasına izin verin. Böylece çocuğunuzun yeni ve farklı bir yemeğe ilgi duymasını da sağlayabilirsiniz (Martin, 1997).
- Çocuğunuzun sevdiği yemeklerden en azından bir tanesini pişirin. Yemekte birden fazla seçenek olmalıdır. Çocuğunuzun sevdiğini bildiğiniz en az bir çeşit yemeğin hazırlanmasında yarar vardır (Martin, 1997).
- Yemek yemesini kolaylaştırın. Bıçakla yemekleri kesmekte zorlanıyorsa etleri kesin ya da havuçları bölün (Martin, 1997).
- Çocuğunuzun masada göstereceği çocukça tavırlara tolerans gösterin. Çocukların yemek sırasında hiç hareket etmeden durmalarını beklemeyin; ama normalden daha az hareket etmesi istenilen bir durumdur. Yemek yemeyi istemiyorsa ya da yemeğini bitirdiyse masadan kalkmasına izin verilebilir (Martin, 1997).
- Yemek yenilen ortam önemlidir. Yemek yerken rahatlık önemlidir. Okul öncesi çocuğunuza uygun ebatlarda masa, sandalye, tabaklar kullanmaya özen gösterin (Martin, 1997). Dolayısıyla çocuğun kullanacağı kaşık ve çatal çocuğun eline ve ağzına uygun büyüklükte olmalı, oturuş yüksekliği masaya göre ayarlanmalıdır.
- Küçükken yemekleri belli bir program dâhilinde verin; ama büyüdükçe istemiyorsa da zorlamayın. Çocuğunuz çok acıkmadan, yorulmadan ya da huysuzlaşmadan yemekleri bir programa koyun. Bir çocuğun yeterli miktarda besin ve kalori almasını sağlamak için düzenli olarak yemek yemesi gerekmektedir (Martin, 1997). Fakat büyüdükçe sizin onun için belirlediğiniz zamanlarda yemek istemediğini ya da beklediğinizden az yediğini görebilirsiniz.
- Porsiyonların küçük olmasına özen gösterin. Okul öncesi çocuklara uygun porsiyon miktarı genellikle yetişkin porsiyonunun yaklaşık dörtte biri kadardır (Köse, 2007).
- Yiyeceği yemeğe ve miktarına çocuğunuzun karar vermesini sağlayın
Tabağındaki yemeklerden hangisini yiyeceğine ve ne kadar yiyeceğine çocuğunuzun kendisinin karar vermesini sağlayın. Hiçbir şey yemezse, sorun etmeyin. Bir sonraki öğün de acıkacaktır. - Yemeğini kendisinin yemesine teşvik edin. Ancak yemek yerken yetişkinler kadar becerikli olması beklenmemelidir. Dolayısıyla üstüne ve etrafına dökmesi durumunda çocuğa olumsuz bir tepki verilmemelidir.
- Sofraya birlikte oturun ve beraber yemek yiyin.
- Çocuğunuzu tanıyıp beslenme düzenini ona göre oluşturun. Örneğin, nasıl bazı yetişkinler kahvaltıda çok yemek yiyemezlerse bazı çocuklar için de bu geçerli olabilir. Bu gibi durumlarda anne baba sabah kahvaltısı önemli diye onu yemeye teşvik etse bile çok baskı yapmamalıdır. Büyük olasılıkla bir sonraki öğünde çocuklarının acıktığını görürler.
- Çocuğunuzun acıkmasına fırsat verin. Çocuğunuz ana öğünlerini yemiyorsa, ara öğünleri keserseniz bir süre sonra acıktığını göreceksiniz.
Çocukların Beslenme Alışkanlığını Düzenlemek için Yapılmaması Gerekenler Davranışlar Nelerdir?
- Çocuğun her istediğini yaparak ona yemek yedirmeye çalışmayın.
- Çocuğu eğlendirerek yedirmeye çalışmayın. Şarkı söyleyerek, dans ederek, televizyon seyrettirerek, peşinde dolaşarak ya da benzeri hareketlerle ilgisini başka yönlere kaydırma yoluyla çocuğa yemek yedirmeğe çalışmak doğru değildir.
- Yemeği çabuk bitirmesi için acele etmeyin.
- Çocuk yemek yerken onu bir yarış içine sokmayın ve başka çocuklarla kıyas yapmayın.
- Yemek yerken onunla pazarlık yapmayın. Yemek yemesi için ona yalvarmayın ya da yemek yediği için onu ödüllendirmeyin (Köse, 2007).
- Çocuğunuzun doyup doymadığına siz karar vermeyin. Doğdukları günden itibaren çocuklarının beslenmesinin sorumluluğunu alan anne babaların-özellikle annelerin- çocuklarının neyi, ne kadar yiyeceği konusunda karar verme alışkanlığını bırakmaları oldukça zordur. Bu tür bir tutum da, çocukların kendi bedenlerine ve ihtiyaçlarına yabancılaşmalarına yol açmaktadır. (Navaro, 2012) Anne babasının yemek yeme konusundaki ısrarları sonucu yemek yemekten hoşlanmayan ve sürekli yemek yemeye zorlandığı için de acıkma duygusunu yaşamayan çocuklar görülmektedir. Hâlbuki yapılan araştırmalar, çocukların kendi haline bırakıldıklarında bünyelerine uygun yemekleri seçtiklerini göstermektedir. Bu araştırmalardan birinde çocuklar kendi haline bırakıldığında başta abur cubur yedikleri; ama sonra bünyelerinin ihtiyacına göre yedikleri yemekleri seçtikleri görülmüştür (Navaro, 2012).
Toplumumuzda iyi ebeveynlik aşırı koruyucu bir tutumla eş değer tutulmaktadır. Genelde aşırı koruyucu anne baba da, çocuğunun ne kadar yemek yediğini kontrol eden ve ona yemek konusunda baskı yapan bir tutuma sahiptir. Oysa ki yemek yedirmek ve çocuğun her istenileni yemesini sağlamak iyi bir ebeveyn olmak değildir (Navaro, 2012). Özellikle de de iyi yemek yemesini sağlamak amacıyla, kendi kendine yiyebilecek bir çocuğa annenin kaşık kaşık yemek yedirmesi; hem anne ile çocuğun gereksiz yere çatışma yaşamasına yol açmakta, hem de çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü anne baba çocuğunun kendi başına yemek yemeye teşvik ederse onu sadece özbakım alanında değil, psikomotor alanda da, el-göz koordinasyonu, el kasları vb. gibi, gelişimini desteklemiş olur. Evde çocuklarını kendi kendine yemek yemeye teşvik etmeyen anne babaların, hazırlık sınıfında çocuklarından özellikle yazmaya hazırlık çalışmalarında iyi performans sergilemelerini beklemesi onlara yaptıkları bir haksızlıktır. Çünkü ufak yaşlardan itibaren kendi kendine yemek yiyen çocukların el kaslarının daha güçlü olduğu dolayısıyla da çizgi çalışmalarını rahatlıkla yaptıkları gözlenmektedir. Bu yüzden çocuğunuzun gelişimini desteklemek adına kendi başına yemek yemesi konusunda onu teşvik edin.
Kendi kendine yemek yemesine teşvik edilmeyen çocuklar okula başladıklarında yemek zamanlarında çok zorlanmaktadır. Sırf bu yüzden okula gelmek istemeyen ya da yemek zamanları yaklaşınca tedirgin olan, ağlayan hatta kusan çocuklar görülebilmektedir. Özellikle bu çocukların anne babalarının yemek konusunda baskı yapmaması son derece önemlidir. Bir yetişkin olarak siz nasıl kendi ihtiyaçlarınızın farkına varabiliyorsanız, çocuklar da büyüdükçe kendi ihtiyaçlarının farkına varıp onları giderebilirler. Siz doyup doymadığınıza kendiniz karar verebiliyorsanız, okul öncesi dönemdeki çocuğunuz da bunu yapabilir. Bu konuda çocuğunuza güvenmeniz ve onun büyüdüğünü kabul etmeniz oldukça önemlidir.
Kaynakça:
Köse Turgay. (2007, 8 Ağustos). Okul Öncesi Çağı Çocukların Beslenmesi, Erişim: 30 Kasım 2012, http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_119.htm/
Martin, H. Darlene. (1997, Nisan). Erişim: 30 Kasım 2012). Development of the Preschool Child, http://www.nncc.org/Nutrition/nutrition.pres.html
Navaro, L. (2012). Gerçekten Beni Duyuyor musun? İstanbul: Remzi Kitabevi