Dünya genelinde gençlerin %80’i internet üzerinde gereğinden fazla vakit geçirmektedir. Bunun basit nedeni günümüzdeki çocukların ve ergenlerin çoğunun hayatına internetin çok erken yaşlarda girmiş olması ve karşılaşılan sorunların çoğunluğunun aşırı internet kullanımı ile ilişkilendirilmesidir. Aşırı internet kullanımının yanı sıra, günlük iletişim ihtiyacımızın büyük bir kısmını karşılama fırsatı veren Facebook gibi sosyal ağların hayatımızda büyük yer tuttuğunu görmekteyiz. Sosyal ağların hayatımızda birçok şeyi kolaylaştırdığı, olumlu yönleri olduğu gibi, doğru kullanılmadığında olumsuz yönleri de olabilmektedir.
Sosyal Medya Riskleri
- Siber zorbalık
- Cinsel içerikli paylaşımlar
- Facebook depresyonu
- Arızalı sosyal ilişkiler
- Gerçek yaşın çarpıtılması
Sosyal Medya Kullanımının Katkıları
- Okur-yazarlık yeteneği
- Aritmetik beceriler
- Sosyal beceriler
- Problem çözme, kritik düşünme gibi zihinsel beceriler
- Yaratıcı düşünme becerileri
- İyi rol modeller
- Politik ve sosyal farkındalık
- Motivasyon
Sanal Topluluklar
Sanal ortamda yeni bir kamusal alanın yapılanması da gözlenmektedir. İnsanlar facebook, twitter gibi sosyal medya ortamlarında birbirleriyle ilişkiler kurarak, gruplar oluşturarak, hayran siteleri kurarak kamusal alanın bir başka boyutunun yapılanmasını sağlamaktadır. Günümüzde bu sanal topluluklar siyasetin, toplumdaki gündem konularının tartışıldığı ortamlar haline gelmiştir. Ayrıca sanal topluluk ortamları günümüzde yeni bir vatandaşlık anlayışı da doğurmuştur.
Sanal topluluklarla birlikte bu vatandaşlık anlayışı da yeni boyutlar kazanmıştır. Şimdi artık sosyal medyanın sağladığı etkileşim ortamlarında bireyler toplumsal ve siyasal sorunlara ilişkin görüşlerini belirtmekte, birtakım sitelerde yorum yazıp, kendisi gibi düşünenlerle sanal ortamda gruplar oluşturabilmekte, ittifaklar kurulabilmektedir.
Facebook gibi sosyal ağlarda sosyal ilişkilerin yapılandırılmasında bu birliktelikler etkili olabilmektedir. İnsanlar bu tür aktiviteler sayesinde aidiyet duygusuyla kendilerini, sanal ortamda oluşturulan, sanal topluluklar içinde konumlandırmaya çalışmaktadırlar. Sanal topluluklar, yaratılmış olan yeni toplumsallık alanları içinde kendi etiğini ve estetiğini yaratmaktadır. Teknolojik gelişmeler sayesinde insanlar sanal alemde kurgusal hayatlar yaşamaya başladıkları için teknoloji ve kurgu yapısal olarak birlikte düşünülmeye başlanmıştır.
Bununla birlikte üzerinde durulması gereken bir başka konu, sanal topluluklara tek tıklamayla katılan vatandaşların yaşadıkları kurgusallığın bilincinde olup olmadıkları, dahası bu kurgusallığı sorgulayıp sorgulamadıklarıdır. Daha da önemlisi sosyal medyada yaratılan kurgusallıklar, sembollerin tüketilmesinin toplumsal hiyerarşiyi belirlediği günümüz toplumlarında kişilerin kendilerini konumlandırma ve başkaları tarafından konumlandırılmaları meselelerine dayandırılabilmektedir.
Facebook ve Gizlilik
Sosyal ağlarda özellikle Facebook’ta insanların çoğu gizliliğe pek dikkat etmemektedir. Bu da kullanıcıların sosyal ağ sitelerinde bilgilerinin gizli kalmasını nasıl sağlayacağını bilmesi ile ilgili bir durumdur. Trend Micro tarafından yapılan bir ankete göre, kullanıcıların sadece %38’i çevrimiçi paylaştıkları şeyleri nasıl sınırlandırabileceğini bilmektedir. Bu düşük rakam birçok kullanıcının aslında planladığından daha fazla bilgiyi paylaşıyor olabildiğini göstermektedir. Araştırmacılara göre sosyal ağlarda yaşanan problemlerin bir çoğu kullanıcıların gizlilik ilkelerine dikkat etmemesinden kaynaklanmaktadır.
Kullanıcıların sosyal ağlarda her zaman gizliliğe yönelik hakları bulunmaktadır. Bunlar genelde kullanıcıya üye olmadan önce bildirilmektedir ancak çoğu sosyal ağ kullanıcısı hemen kayıt olmak için okumadığı halde gizlilik sözleşmesini okudum seçeneğini işaretlemektedir. Gizlilik ile ilgili daha ayrıntılı bilgi sahibi olmak için kaydolduğumuz her sosyal ağın gizlilik ilkelerini okumalı, yüklediğimiz her uygulamanın hangi verilerimize erişim sağlamak istediğine dikkat etmeliyiz.