Hafızamızın Zincirlerini Kıralım
0

İnsanın en büyük özelliği, öğrenme yeteneğidir. Bilgi çağındayız ve bilgiye ulaşmak artık günümüzde çok kolay. Bu noktada bilgi edinmesine ediniyoruz da onu nasıl kullanıyoruz? Veya edindiğimiz bilginin, hafızamızın ne kadarını kullanıyoruz?

En başa dönersek, öğrenmenin temelinde ilişki kurmak vardır. İnsanlar her zaman olgular/olaylar arası ilişki veya bağ kurmak ister. Öğrenmenin en temel prensibi de “Zihni Anlamlı” kullanmaktır.

Araştırmalarda, girişimli çalışma, aktif çalışma ile öğrendiklerimizin çoğunu kalıcı hale getirdiğimizi ortaya koymuştur.

Aktif çalışmadan bahsederken de bir şeyin nedenini, kişi/öğrenci kendi keşfederse; yani öğrenilen bir bilgi, zihinde şimşekler çaktırıyorsa daha kalıcı oluyor.

Şimdi buraya kadar tüm aşamaları tamamladığımızı ve öğrenmeyi gerçekleştirdiğimizi düşünelim. Esas iş hatırlamaya geldiğinde; hafıza devreye giriyor. Burada da onu en yüksek kapasitede kullanmak, daha büyük öneme sahip oluyor.

Beynimizin bilgi kasası hafıza olduğuna göre, beyin bilgiyi önce kısa hafızada bekletip. Ardından bu bilgiyle (deneyimlerimizle)bağlantı kurabildiğinde uzun hafızaya kaydediyor. Esas amacımız da o bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda geri çağırıp kullanmayı içeriyor. Bunu yaparken de ortak bir yanılgıya düşüyoruz, hatırlamak için ortam mutlaka sessiz olmalı anlayışı.

Bir zaman sonra, konu öğrendiklerimizi hatırlamak olduğunda sessizlik, destekten çok köstek olduğu ortaya çıkıyor;

Bu durumu en çok da sınav zamanı geldiğinde,

Öğrencinin çalışma ortamı için;

Sessiz mi?

Sesli mi?

Veya nasıl olmalı? Soruları alıyor.

Bu konuda yapılmış birçok araştırma var fakat ilginç bulduklarımdan bahsetmek istiyorum;

1985 yılında Steven M. Smith’in, sessiz ortamda çalışan bir grup insanı, sessiz ortamda; Mozart dinleyerek çalışan grubu da Mozart dinleyerek test ediyor. Araştırma sonunda Smith, sesiz ortamda çalışan katılımcıların, Mozart dinleyerek çalışan gruba kıyasla daha kötü hatırlama performansı sergilediklerini buluyor.

Bir diğer bir araştırma da 16 kişilik 2 grup scuba dalgıçlarına  hafıza deneyleri yapılıyor. Sonuçlar benzer çıkıyor. Bu iki araştırmada da ortak olarak sonuçların sebebini, sessiz ortamdaki “İpucu Eksikliği” olarak görüyorlar.

Hatırlama performansı, orijinal öğrenme ortamında anlamlı olarak artıyor. Öğrenmek için özel olarak oluşturulan sessizlik, hafıza için terse işliyor.

Sessiz bir ortamda, ses ipuçlarından yoksun olanların hatırlama performanslarının etkilendiği görülüyor. Bu nedenle, bir bilgiyi öğrenirken ne kadar farklı ipucuna bağlarsak, hatırlamamız o kadar kolaylaştığı sonucu ortaya çıkıyor.

Peki hatırlamak için başka neler yapabiliriz;

“Evimizin konforunu, dekorunu okula(ortama) taşıyabilir miyiz?” soruyu değiştirsek; Maksimum hatırlama için ortam nasıl olmalı?

Gelin birlikte Rus gazeteci Shereshevky bakalım, kendisi uç bir örnek olsa da bazı karanlık noktalara ışık tutuyor.

“How we learn” isimli kitabında Benedict Carey “Sınırsız Bellek” lakaplı, “Solomon Shereshevky” Rus gazeteciden bahsediyor. Bir röportajla keşfediliyor, ucu bucağı olmayan bir hafızaya sahip olduğu ortaya çıkıyor. Gazeteci bir defa okuduğu metinleri,15 yıl sonra bile harfi harfine hatırlaması ile ilgi odağı oluyor. Ve Sinestezik bir hafızaya sahip olduğu ortaya çıkıyor. Bu nedenle Sherehvky’nin hem okuduğu metinleri hem de içinde bulunduğu mekanları otomatik olarak çeşitli duygusal ipuçları ile (işitsel, dokunsal, tatsal, görsel, kokusal) eşleştirebiliyor. Ve aylar sonra bile önce bilgiyi, sonra öğrendiği mekanı, birebir zihninde canlandırabiliyor, ardından öğrendiklerini teker teker ve eksiksiz hatırlayabiliyor.

Toplumumuzun %98 Sinestezik bir hafızaya sahip olmadığına göre bizler ne yapmalıyız:

Çalışma rutinlerimizi çeşitlendirerek, çalışma ortamlarımızı değiştirmeliyiz. Yani mesele, bilgilere bağladığımız ipuçlarını arttırmakta.

Basit birkaç şey yaparak, uzun yıllar zihnimizi genç tutabiliriz mesela; Yeni şeyler öğrenmek beyni zorlamakla kalmaz öğrendiklerimizi uygularken de bizi ödüllendirir. Ve Kahkaha atmak da beyni sıfırlayarak, öğrenmeye hazır hale getirir. Yeni hobiler, uğraşlar edinmek de zihnin dinç kalmasını sağlıyor.

Eskiden hafıza için gerekli pekiştirici gücün uyku esnasında olduğu sanılıyordu. Daha sonra yapılan araştırmalarda, bu durumun sadece uyku ile sınırlı olmadığı, uyanıkken de dinlenme anında beynimizde benzer etkiler olduğu görüldü. Gün içinde 10-15 dakikalık dinlenme araları ile hafızamıza önemli ölçüde yardımcı olmuş oluyoruz.

Sinan Candan Hoca’nın da dediği gibi; “Beynimiz de sürekli değişir, gelişir ve yönlendirilir fakat biz yönlendirmezsek başkaları tarafından yönlendirilir.”

Beynimizin dolayisiyla da yaşamımızın dümeni bizde olsun ki hayatın uçsuz bucaksız sularında sürüklenmeyelim.

Facebook Yorumları

Müge BEHRAM Öğretmenlere,öğrencilere STEM Eğitimi veriyorum. Zihin haritaları Eğitmeni, Beyin ve Öğrenme uzmanıyım. Tezimi STEM eğitimi üzerine uygulamalı olarak tamamladım. Eğitim Her Yerde sitesinin sürekli yazarlarındanım. STEM öğretmenliği ve STEM koordinatörlüğü eğitimimi İstanbul Aydın Üniversitesinde tamamladım. BAU düzenlediği, V. ve VII. STEM ders planı yarışmasını kazandım. STEM lider öğretmenleri BAU sertifikalı eğitimleri bitirdim. Uluslararası kongrelerde araştırmalarımın sonuçlarını paylaştım. İstanbul Aydın Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Tezli yüksek lisansımı iyi bir derece ile bitirdim. STEMPD ekibinde Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı ve Doç. Dr. Hasan Özcan ile “STEM EĞİTİM UYGULAMALARI” CİLT 1 kitap projesinde bir bölüm yazdım. Beyin Akademi, yaratıcı ebeveyn ekibinde Dr. Kerem Dündar ile eğitici eğitmen olarak çalışmaya başladım. Eğitim üzerine yazılarım ve makalelerim Eğitim her yerde, Academia’da ve bilim şenliğinde bulunmaktadır. Eğitim Her Yerde ekibinden 9 yazarla birlikte “21.yy EĞİTİMDE DÖNÜŞÜM VE OKULLAR” kitap projesinde yer aldım. Okul Destek Derneği (ODD) ile devlet okullarında okuyan ortaokul öğrencilerine fen bilgisi 3yıl boyunca dersleri verdim. Şu anda da Okul destek derneği koordinatörüyüm.Eşit-İm projesi ve Köy Okulları Değişim Ağı (KODA) gönüllü üyesiyim. STEM eğitimi üzerine araştırmalarımı ve çalışmalarımı uluslararası birçok kongrede sundum. Hacettepe üniversitesi ile 6 Avrupa ülkesiyle beraber, STEM öğretmenleri Erasmus projesinde yer almaktayım. Özel Final okullarında ilkokul Sınıf öğretmeni ve İlkokul, Anaokulu koordinatörü olarak görevimi sürdürmekteyim.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
Öğrenmeyi Öğrenmek

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.