Değerli okuyucular malum olduğu üzere bir seneden fazla bir zamandır küresel salgın yani “pandemi ”kaynaklı mühim problemlerle boğuşuyoruz. İnsanın ruh halini derinden etkileyen ne idüğü belirsiz olgu ile karşı karşıyayız. Adına “yeni normal ”denen tuhaf şartlarla baş başayız. Ben de bu süreçte Wilhelm Reich’in “dinle küçük adam ”adlı kitabından yola çıkarak oradan da bazı alıntılar yaparak gözlemlerimi paylaşmaya çalışacağım.
Sanırım bu dönemde kendimizi en çok dinlediğimiz hatta sorguladığımız belki de bazı zamanlar çaresizlikler yaşadığımız bir süreçten geçiyoruz. Sağlam bir psikolojiye ihtiyaç duyduğumuz, aynı zamanda bizi oldukça zorlayan küresel salgının tam ortasındayız. En kötüsü de bu tuhaf ve can sıkıcı olan salgın nasıl ve ne zaman sona erecek sorusunun cevabı da yok. Büyük bir belirsizlik var. Buna bağlı bireysel ve toplumsal travmalar yaşıyoruz.
“Şunun ötesi yok: Hayatı iyi ve mutlu yasamak! Korkulu ruh halin seni yolundan uzaklaştırsa da, kalbini izle. Hayat sana eziyet etse de katılaşma” Galiba hayat bize bu dönem eziyet ediyor. Büyük bir sınavın içindeyiz. Korku yaşıyoruz ve tedirginiz. Lakin katılaşmamak gerekiyor. Kalbimizin sesine her daim kulak vererek iyi ve mutlu olma yolunda mücadeleye devam etmeliyiz.
“ Yolculuğun kendisidir önemli olan… Gideceğiniz yer aceleyle varılacak bir yer değil ki…”Acele edilmemesi gereken sabırlı olunması gereken zamandayız. Sabrın önemini yaşayarak idrak ettiğimiz günlerdeyiz. Hayat denen bu yolculukta “tuhaf dönem ”de sabırlı olmak zorundayız. Sabırlı ve güçlü halimizle pandemi sonrası için kurduğumuz hayallerimize, özlemlerimize ulaşabiliriz. Aslında acele etsek de bir işe yaramaz. Neye ve ne için acele edeceğiz ki.
“Sen gerçekler konuşulduğu zaman dinlemiyorsun; sen yalnızca gürültüyü dinliyorsun. Ve sonra ‘yaşasın’ diye bağırıyorsun.“ Evet, tam da şu zamanda gürültü içindeyiz. Bu gürültünün içinde anlayıp dinlemeden “yaşasın” dememiz bekleniyor. Fakat neye yaşasın dememiz gerekiyor. Büyük bir şaşkınlık içindeyiz. Gerçekleri idrak etmek elbette gerçeğe göre davranmak önemli. Kendimizi gürültü içinde kaybetmemeliyiz.
“Sana kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vaat ediyorlar. Sana insani öz saygı değil, ulusal büyüklük vaat ediyorlar. ‘Ulusal özgürlük “‘ve ‘devletin çıkarları’ ifadeleri… Onlar seni bir sembole kurban ediyorlar .”Evet yine bu tuhaf salgın döneminde bize küresel sistem tarafından çeşitli vaatlerle ikna ediliyoruz. Buna bağlı olarak da birçok bireysel kazanımımız yok oldu veya oluyor. Ama tüm kazanımlarımız “sağlıklı kalmak” ya da “güvenliğiniz” gerekçe gösterilerek talep ediliyor. Biz de çaresizliğin verdiği kontrolsüzlükle ne denirse evet diyen kişiler haline geldik. Sahiden her şey bizim sağlığımız ve güvenliğimiz için mi? Sorgulanması gereken, bizi düşündüren çok fazla konu yok mu?
Son söz;
Bu karmaşa içinde ruh sağlığımızı da, beden sağlığımızı da korumak durumundayız. Kontrollü olmak, eskisinden daha çok sorgulayıcı olmakta fayda olduğu kanaatindeyim. Sabırla, acele etmeden, öğrenerek ve tedbir alarak en az hasarla salgın dönemini atlatmayı ümit ediyorum. Wilhelm Reich’in sözü ile bitirelim;
“ Doğayı düzeltmeye çalışma, onu kavramayı ve korumayı öğren…”
Kaynakça:
Wilhelm ,Reich ;Dinle Küçük Adam ,(Çev. Selma Koçak).Doruk Yayınları, İstanbul,2003