Her Çocuk Özeldir Film İncelemesi
0

A little sweet, a little sour

A little close, not too far

All I need, all I need

All I need is to be free

Yukarıdaki dizeler Mera Jahan isimli sanatçının ”My World” isimli şarkısından alıntıdır. Aynı zamanda ünlü Hint yapımı film ”Taare Zameen Par”, Türkçe uyarlaması ile ”Her Çocuk Özeldir” filminin şarkılarındandır. Disleksi hastası bir 3.sınıf öğrencisinin ailesi, öğretmenleri tarafından anlaşılamaması üzerine hayata karşı attığı bir isyan çığlığı olarak karşımıza çıkıyor dizeler.

”Biraz tatlı, biraz ekşi, biraz yakın, biraz uzak, tek isteğim özgür olmak” diyor bu dizeler. Gerçekten de özgür olmak isteyen çocuklarımızın bu isteklerini yerine getirmek için yanlarında oluyor muyuz? Yoksa onlara engel mi oluyoruz?

”Bilgi 5 harflidir, 5’te 4’ü ilgidir” cümlesi filmin özet cümlelerinin başında geliyor. Okuttuğumuz öğrencilerin herhangi bir problemi ortaya çıktığında, onu eleştirmek, yanlışlarını göstermek ve başarısız damgası yapıştırmak çocuklar için faydalı değildir. Film bize çocukların sorunlarının kaynağına ulaşıp, özel ilgi gösterildiğinde başarının kendiliğinden geleceğini gösteriyor. Her çocuk eşit seviyede, eşit hızda öğrenemez. Yavaş öğrenen bir çocuğun zekası da yavaş değildir. Çocukların içindeki cevheri ortaya çıkarmak bir sanat işidir. Bu sanatı icra edecek yegane meslek ise öğretmenliktir. Çocukların ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarıp kendilerine olan öz güvenlerini, başarma duygularını da geliştirmeli ve hissettirmeliyiz.

Her Çocuk Özeldir, hayata farklı renklerle bakan özel çocukların keşfedilmesi, fark edilmesi ve ortaya çıkarılması konusunda farkındalık ortaya çıkarıyor. Filmde ana karakter Ishaan ”harfler dans ediyor” dediğinde alay etmek, bağırmak yerine çocuğun neden böyle düşündüğünü irdelememiz gerektiğini gösteriyor bize film. Her bir sahnesi, her bir dakikası biz eğitimcilere ilham veren bir film olan ”Taare Zameen Par” aslında bizlere, ülkemize, eğitim sistemimize de çok uzak değil. Akademik başarı odaklı, bilimden, sanattan uzak bir nesil yetiştirmeye çalışıyoruz. İşin daha üzücü tarafı ise bu konuda eğitimcilere velilerin baskı yapması hatta zorlamasıdır. Veliler çocuklarının doktor, mühendis vb. mesleklerle ilgilenmelerini istiyorlar. Herkes aynı hamurdan yapılmış, aynı kalıptan çıkmış gibi düşünmemeli, farklılıklara saygı duyup hoşgörü ile yaklaşmalıyız.

Dünya üzerinde iz bırakmış, yüzyıllar boyunca eserleri, hayatları, icatları, buluşları, fikirleri ölümsüz hale gelmiş insanların hayatlarına baktığımızda da sınırları olmayan, farklı açıdan bakabilen, herkesten farklı, sıra dışı insanlar olduğunu görebiliyoruz. Birçok bilim adamı, müzisyen, ressam, düşünür, yazar ya da sporcuların disleksi hastası olduğunu ancak bu hastalığın başarılarını engellemediğini anlatıyor film. Ishaan’ın hayatını değiştiren öğretmenin de disleksi hastası olduğunu çocuğa söylemesi filmde anlatılmak istenen temanın, farkındalığın altını çiziyor. Filmde sözü geçen bilim adamlarından Albert Einstein’ın şu cümlesi de bunu doğruluyor; ”Öğretmenlerim, aklımın hızlı çalışmadığını, zekamın geri olduğunu, sonsuza dek asosyal olarak boş rüyalarımın peşinde koşacağımı söylüyorlardı” Filmde aynı şekilde disleksi hastası olan Leonardo Da Vinci’den, Thomas Alva Edison’dan, Pablo Picasso’dan ve Walt Disney’den de bahsediyor ve hepimize ilham, umut veriyor.

Biz eğitimciler disiplin oluşturmanın, kurallar koymanın, kırmızı çizgiler çizmenin her zaman işe yaradığını, öğrenmeyi bu şekilde aktardığımızı düşünürüz ancak yanılıyoruz. Her çocukla özel olarak ilgilenmeli, özel olarak değerlendirmeli ve hepsinde önemlisi yaptığımız işi sevgi ve özveri ile yapmayı öğrenmeliyiz. Unutmayalım ki bu dünyayı çocuklar kurtaracak.

Facebook Yorumları

1984 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve ortaokul eğitimini İstanbul’da Ülkü İlköğretim Okulu’nda tamamladı. Lise eğitiminin ilk 2 senesini Vefa Poyraz Lisesi’nde, son 2 senesini ise Plevne Lisesi’nde Yabancı Dil Bölümü’nde tamamladı.2003 yılında Haliç Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü’nü %100 YÖK Burslu olarak kazandı ve 2007 yılında mezun oldu. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Eğitim Yönetimi ve Denetimi programı yüksek lisansını yapmaktadır. Askerliğini Anıtkabir Komutanlığı Muhafız ve Merasim Bölüğü’nde rehber olarak tamamladı. Çeşitli devlet okulları, kolej ve dershanelerde görev yaptı. Şu anda halen ÖZKUR-BİR üyesi olan Özel Devran İlk ve Ortaokulu’nda müdür olarak görevini sürdürmektedir. Aynı zamanda ÖZKUR-BİR İlkokul Komisyonu ve TÜYÇEP (Türkiye Üstün Yetenekli Çocuklar Eğitim Platformu ) üyesidir. Evli ve 2 kız çocuğu babasıdır.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.