Hepimizin dilinde 21.yy. becerileri… Bu becerilere sahip olmanın önemi, hayatımızın her alanına katacağı değer üzerine hepimizin bir fikri var. Nedir bu dilimizden düşürmediğimiz 21.yy. becerileri? İş Birliği, İletişim, Eleştirel Düşünme ve Yaratıcılık. Gelin biraz yaratıcılık, yaratıcı düşünme ve en önemlisi yaratıcı düşünmenin gelişimi üzerine biraz konuşalım.
Yaratıcılık ve yaratıcı düşünme; sürekli birlikte kullanılan ve aynı anlama geldiği sanılan iki kavramdır. Yaratıcı düşünmenin ve yaratıcılığın ortak noktası; var olan kalıpların dışına çıkmak ve bunu yaparken farklı olmaktan korkmamaktır. Ancak yaratıcı düşünme daha çok zihinsel etkinlikleri kapsarken, yaratıcılık hem zihinsel hem de performansa dayalı bir kavramdır. Yaratıcı düşünme; yeni bir bakış açısıyla bakmaktır. Olaylara ve durumlara farklı çözüm önerileri geliştirmek, yeni yollar bulmak, farklı bir perspektifle değerlendirmektir. Farklı bilgileri ya da durumları bir araya toplamak, onları sentezleyerek yeni bir sonuç ortaya koymak yaratıcı düşünmenin temelini oluşturur. Yaratıcılık ise yeni bir şey yapmaktır. Orijinal, fayda sağlayan bir ürün bir düşünce ortaya koymaktır. Bu ürün bir resim, bir melodi ya da bir fikir olabilir.
Yaratıcılık, yaratıcı düşünmeye göre daha kapsamlı bir kavramdır. Türk Dil Kurumu Sözlüğü yaratıcılığı; “Yaratıcı olma durumu”, “Yaratma yeteneği” ve ruh bilim disiplininde “her bireyde var olduğu kabul edilen, bir şeyi yaratmaya iten farazi yatkınlık” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan da yola çıkarak yaratıcılığın ve yaratıcı düşünebilmenin, tüm insanların doğasında var olan bir beceri olduğunu görüyoruz.
Yakın bir tarihe kadar yaratıcı düşünmenin; sanatçı, bilim adamı vb. üstün becerilere sahip bireylere has bir özellik olduğu sanılırken, günümüzde dünya üzerinde var olan bütün bireylerin sahip olduğu bir düşünce biçimi olduğu fark edilmiştir. Ancak, çocuklarda yaratıcı düşünmeyi gözlemlemek çok daha kolaydır. Bunun nedeni, yaratıcı düşünme sonucu ortaya çıkan davranışlar, öğrenilmiş davranışlar değildir. Bu sonuçtan yola çıkarak, zaman içinde yeni bilgiler öğrendikçe, toplumsal normları kabul ettikçe yaratıcı düşünme yeteneğimizi baskıladığımızı söyleyebiliriz. Bu duruma en güzel örnek; sosyal medya platformlarında, Afrika’da imkansızlıklar içinde yaşayan çocukların futbol oynamak için kale, top vb. ürünleri değişik materyallerden yaptıklarını gözlemlediğimiz videolardır. Peki bu durumu nasıl değiştirebiliriz? Yaratıcı düşünme yeteneğimizi nasıl koruyabilir, hatta geliştirebiliriz?
Yaratıcı düşünme becerisi, her yaş döneminde geliştirilebilir. Daha fazla okumak, tecrübe kazanmaktan korkmamak, bulduğumuz ilk çözüme bağlı kalmamak, aktif düşünmeyi alışkanlık haline getirmek, dijital cihazlardan uzak her gün kendinle kalacağın bir zaman dilimi yaratmak, meditasyon yapmak vb. bu saydığım başlıklar günlük hayatımızda kolaylık uygulayabileceğimiz yöntemler. Ancak bu beceriye sahip olmak ve bunu tüm hayatımız boyunca aktif olarak kullanmak okul çağlarından başlayan bir süreç olmalı. Yeni bir dünyaya birey yetiştirirken, yaratıcı düşünme becerisinin geliştirilmesi, ilköğretimden üniversiteye kadar bütün eğitim kademelerinde önemli bir amaç olmalıdır. Bu süreci doğru yürütebilmek için biraz daha teknik yöntemler kullanmak gerekir. Tam bu noktada karşımıza ‘‘Yaratıcı Düşünme Teknikleri’’ çıkıyor. Yaratıcı düşünme tekniklerinin en bilinenlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Beyin Fırtınası
- Scamper
- Nitelikli Listeleme
- Morfolojik Sentez
- Sinektik
- Altı Şapka Düşünme
Eğitim hayatı boyunca yaratıcı düşünmeyi, öğrencilere sağlayacak başka yöntemlerde mevcuttur. Yapılan araştırmalar sonucunda; bilişim teknolojilerinin doğru kullanıldığı takdirde, yaratıcı düşünmeyi pozitif desteklediği görülmüştür. Bir öğrencinin; dijital teknoloji araçlarını kullanarak görsel tasarım hazırlaması, öğrencinin anlam kazandırma, parçaları birleştirerek anlamlı bir bütün oluşturma ve bir fikri somut bir tasarıma çevirme gibi yetenekleri kazanmasını sağlar. Arkadaşının hazırladığı ürün üzerinde başka bir öğrencinin çalışması da, o öğrencide yeni bir şey üretme, değiştirme, farklı bakış açısı geliştirme gibi yeteneklerin gelişmesine katkı sağlar. Bu şekilde öğrenciler, yenilikçi ve yaratıcı düşünmeye teşvik edilir.
Yaratıcı düşünmenin gelişebildiği bir okul iklimi yaratmak, öğrencilerin bu beceriyi aktif olarak kullanmalarına ve geliştirmelerine uygun ortamı sağlayacaktır. Bu sürecin ilk adımı, öğrencilere yaratıcı düşünmenin önemini ve onlara hayat boyu sağlayacağı yararları anlatmaktır. Sınıf içerisinde, fikir alışverişinde bulunabilecekleri ve birbirlerinin fikirlerine saygı duyacakları bir ortam yaratmak beyin fırtınası yapabilmeyi öğretmenin en etkili yollarından biridir.
Öğrencilerin; kendi istekleri ile başladıkları bir çalışmayı desteklemek, onların motivasyonlarını ve öz güvenlerini arttıracak, hata yapmaktan ya da yanlış bir düşünceyi söylemekten korkmamalarına sağlayacaktır. Şaheser olarak adlandırdığımız, üst düzeydeki kişileri yarattığı eserleri tartışmak ve eleştirmek, bu eserleri ulaşılmaz kılmaktan çıkaracak ve öğrencinin ben de böyle bir eser yaratabilirim düşüncesine sahip olmasını destekleyecektir. Bu düşünce tarzı, öğrencilerin kendi potansiyellerini sonuna kadar zorlamalarına ve en önemlisi bunu keyifle yapmalarına yarayacaktır.
Yaratıcı düşünmenin bir seviyesi ya da ölçüsü yoktur. Her öğrencinin, kendi düzeyinde yaratıcı oldukları unutulmamalıdır. Bu bakış açısı ile sergilenecek yaklaşım; öğrencinin mevcudunda olan yaratıcı düşünme becerisini geliştirecek ve daha üst bir performans gösterecektir.
Geleceğimizin dünyası, yaratıcı düşünenlerin dünyasıdır. Bu nedenle çocukların hem okul hem de sosyal yaşantılarının her alanında bu süreç desteklenmelidir. Ebeveynlerinde bu konuda farkındalık kazanmaları ve gelişmeleri yine eğitimcilerin sorumluluğundadır. Ebeveynlere kazandırılacak bu farkındalık, çocuklarda ve daha önemlisi ebeveynlerin kendi yaşantılarında da olumlu bir etki yaratacaktır.
Yeni dünya; yaratıcı düşünmekten, yeni fikirler bulmaktan, diğer insanlardan farklı şeyler söylemekten korkmayan insanların dünyası. Hem kendimiz hem de yeni nesiller için bunu unutmayalım.