“Peki ya insan nedir? Canlı bir mum değil midir? Yandığında etrafına ışık saçıp aydınlatmıyorsa o zaman onun değeri nedir?”
Grigory Petrov
1880’lerde Dünyaca tanınan Rus Matematik Profesörü Raçinski, profesörlük yaptığı üniversiteden istifa ederek köyde öğretmenlik yapmaya karar verir. Çevresindekilerin büyük tepkilerine rağmen köy öğretmenliği yapmaya başlar ve hayalleri için zorlu bir mücadeleye girişir. Karşılaştığı pek çok zorluğa rağmen ideallerinden vazgeçmeyen profesör, köy okulundan ülkesi ve insanlık için birçok bilim insanı, birçok ünlü ressam, mühendis, kimyager ve din adamı yetişmesini sağlar. Raçinski’nin ne kadar doğru bir karar verdiği zaman içinde anlaşılır. Grigory Petrov’un gerçek bir yaşam öyküsünden alınan bu kısacık “İdealist Öğretmen” kitabında, aslında her dönemde ideal öğretmenin neler başarabileceğini anlatması açısından oldukça düşündürücüdür. Sefalet, cahillik ve tembellik ile uğraşan insanın, emek verildiği ve doğru yönlendirildiği zaman neleri başarabileceğini okurken; inançla, vazgeçmeden, zorluklar karşısında pes etmeden aydınlığa adım adım yürüyen Raçinski’nin mücadelesi ders alınacak türdendir. Cehalet her dönemde insanlığın en büyük düşmanı olmuştur, o nedenle her şeyin başlangıcı eğitimdir. Raçinskinin anlatımıyla; “İnsanın yer altındaki suya ulaşması için derine inmesi gerekir. Yeraltındaki madenler çok değerlidir ama emek verip ortaya çıkartmak gerekir, insanda öyledir, emek verip ondaki güzellikleri ve yetenekleri ortaya çıkarmazsak farkına varılmadan yok olup gider.”. O yüzden Raçinski suyun kaynağına inmiştir. Buradaki en önemli mesaj belki de; aldığımız eğitimlerin veya bulunduğumuz makam ve unvanların kendimizden önce ülke için ne kadar yararlı ve hayırlı hale getirilmesi gerektiğidir. Yani bu bir döngüdür ve en önemli döngü alınan eğitimlerin ve edinilen bilgilerin ülkenin gelişiminde sürekli katkı sağlar hale getirilmesidir. Raçinski demiri ve demirden yapılmış oyuncak kuşu öğrencilere gösterdikten sonra; “Herkes aslında bir sihirbazdır, neden mi? Çünkü insan eğer isterse kendi yaptığı işte sihirbaz olabilir. Bazı insanlar işlenmemiş bir madeni alıp onu kuşa dönüştürür, büyük gemiler yapıp onu denizlerde yüzdürür; bazıları da toprağı işler ve güzel güzel çiçekler büyütür.” diye anlattığı dersi “Sizlerde isterseniz köyünüzü hatta ülkeniz değiştirebilirsiniz.” diyerek öğrencilerin zihnini canlandırır.
Öğretmenlik, tarihin her döneminde ve bütün coğrafyalarda en önemli meslek olmuştur. Tüm o “büyük” diye bildiğimiz insanları eğiten, içindeki cevheri ortaya çıkartan, destekleyen birileri olmuştur ve her zaman da buna ihtiyaç vardır. İdealist öğretmen sadece ders vermez, değişime dönüşüme yol olur, yöntem bulur. Dolayısıyla eğitimde aslolan öğretmendir. Modern okul binaları, teknoloji kullanımı, kaliteli eğitiminin yeter şartı değildir ama nitelikli eğitimin gerek şartı yüksek ideal sahibi, ideallerini heyecanla ve azimle tatlandıran öğretmenlerdir. Öğretmenin, kişinin yetenek ve gayretini ortaya çıkararak, geliştirmesinin yanı sıra, milli ruh ve değerleri beslemesi gerekir. Eğitimde temel hedef, milli ve manevi değerlere bağlı, bilgili ve kaliteli bireyler yetiştirmektir. Öğretmenin hareket noktası her öğrencinin bir takım heves ve yeteneklerinin olduğunu kabul edip, ilgi göstererek, gelişimini desteklemesi, öğrencide hem kendisi hem de ülkesi için çalışma motivasyonu sağlaması beklenir. İdealist öğretmen kendini geliştirmeli, gündemi, dünyayı, bilimi takip etmeli ki örnek olsun… Kendini yenilemeyen öğretmenle, öğrenci arasında uçurum artar, onu anlamaz hale gelir. Zengin içerikli, hayatla ilişkili, konuları mukayeseye dayalı hikayeleştirebilen, çok okuyan, öğretmeyi sadece sınıfta değil hayatının merkezine alan, öğrencinin ruhunun derinliklerine inebilen rehber olmalıdır ki yol gösterici idealist öğretmen olsun… Özelikle öğrencilere bilginin kendilerine ve topluma neler kazandıracağı konusunda ikna edici olması, öğretimde de düşündürücü, hayal ettirici, merak uyandırıcı olması çok önemlidir.
Şartlar zaman zaman yılgınlığa sebep olsa da idealist öğretmenin bıkmadan, gelecek için ümit ve heyecanla hizmete devam etmesi gerekir. Bilgi ve ilgiye dayanan, şahsiyet saygınlığı kazanmış öğretmen; emeğini esirgemeyen, çabasından haz duyan, kalıcı iz bırakan idealist öğretmendir…
Öğrenci ile sadece göz teması değil gönül teması kuracak idealist öğretmenlerin ülkemiz içinde çoğalması temennisiyle…
Nermin Elmas
Müfredatın dediği olur.Keşke böyle bir yaz boz tahtasına dönmeseydi Türk milli eğitim sistemi.Yukarıda kim var ? yukarıda kim ?