Dil öğrenme ve gelişimi kapsamında birçoğumuz ufkumuzu genişletme isteği duymuşuzdur. İngilizce öğrenme sürecinde eğitim, akademi, nitelikli iş gücü potansiyeli ve dil gelişimiyle birlikte uluslararası dil öğrenme potansiyelinin artışı da oldukça normaldir. Şahsen bu gelişim benim de onaylayacağım bir şeydir. Eğitimin yanında nitelikli iş gücünün oluşturulmasında yabancı dil en çok aranan koşullardan biridir. Fakat dili öğrenirken kişisel gelişimimiz ile birlikte dili yaşamamız gerekmektedir. Çünkü dili sınıf merkezli bir şekilde “ben dil öğreniyorum” demek için birden fazla dil ile tanışmak sadece ana dili Türkçe olan değil İngilizce olan toplum için de zorlu bir süreçtir. Bu sebeple öğrenmek isteyeceğimiz dil hem kendimizden hem de çevremizden istek olgusu uyandırılarak aslında dili resimleştirmeliyiz. Yazımın devamında da örnek teşkil etmesi açısından İngilizceyi bilen kesimin kolay öğreneceği ve zorlanabileceği dillere yer vermekle birlikte hem dillerin özellikleri hem de dillerin bizlerde uyandıracak ve yaşamımızı etkileyecek kısımlara da yer vereceğim.
Dünyadaki gelişmeleri dikkate alırsak ana dili İngilizce olan kişilerin kolay öğreneceği ve zorlanacağı diller elbette yer almaktadır. Az öncede söylemiştim dili temel seviyede tattıktan sonra onu yaşamamız gerekmektedir. Bu sebeple İngilizce dil yeterliliğiniz kapsamında dil öğrenme için sizlerde örnek uyandırması için sunacaklarım;
. Tolstoy ve Dostoyevsky’yi gerçekten klasiklerini takip ediyorsanız Rusça öğrenmenizi ve bu isteği uyandırmanızı tavsiye ederim.
. Diyelim ki çevrenizde Meksika hayranı ya da Meksikalı bir yakınınız var İspanyolca diline de merak sarın.
1-) En çok zorlanılacak dil Mandarin dilidir. Çin lehçesi olarak ayrı bir kategoriye girmesine rağmen modern Çin’de resmi dil olarak kabul edilmektedir. Dil yapısı bakımından temelde iki farklı şekilde yazılmış aynı karakterdir fakat farklı lehçede konuşulduğunda farklı şekilde telaffuz edilir.
2-) Diğer bir dil ise Japonca dilidir. Orijinal anlamlarından arındırılarak ithal Çince karakterler ve iki hece “Hiragana” ve “Katakana” yı kullanan son derece zorlu bir dildir. Japonca dili Doğu Asya ve Okyanusya’daki çoğu okulda öğretilir ve genellikle okullarda öğrencilerin tercihine sunulan diğer Avrupa dilleriyle bir rekabet içindedir. Japonca dünyanın en yaygın konuşulan 13.dilidir.
3-) Arapça diliyle devam ediyoruz. Ünlüler içerebilen veya içermeyen okuma yönü ve el yazısı Arapça öğrenenler için iki büyük engeldir. Kuran’ın dili olan Klasik Arapça sizi her yerde anlamanızı ve konuşmanızı sağlayacaktır ancak günlük Arapça daha yararlı olabilir. Arapça dilinin insan sağlığına faydasından bile söz edilebilir. Zihni geliştirir ve saygınlığı arttırmaktadır. En çok konuşulan 5. dildir.
4-) Diğer bir dil ise Rusça dilidir. Rusça öğrenmenin en büyük avantajı, dilde belirli bir yetkinliğe ulaştıktan sonra Çekçe, Lehçe veya Bulgarca gibi diğer Slav dillerini anlayabilmeniz olacaktır. Rusça için edindiğim en önemli bilgi ise Doğu Avrupa ve Orta Asya’da ortaya çıkan ekonomik gelişmelere bakılarak geleceğin dili olarak gösterilmesidir.
5-) Yunanca dili de bu kategorinin orta kısımlarında yer almaktadır. Aslında kolay bir dil sürecinden bahsedebiliriz. Modern Yunanca belki de farklı bir alfabe kullanılması bakımından kolay bir dildir. Çok önemli bir konuya da değinmek istiyorum. Yunanca aynı zamanda İngilizce diline sayısız kelimeyle katkıda bulunan bir dildir.
6-) Almanca dilinden de bahsetmek istiyorum. Tarafsız isimlerle yoğun bir şekilde birleşen fiiller ve son derece katı bir sözdizimi ile Almanca dili başlangıçta aşılmaz görünebilir. Fakat gerçekten de kolay bir dil öğrenimi süreci yaşanacağını söyleyebilirim. Almanca İngilizce dilinden sonra ikinci dil olarak kabul edilmektedir. İngilizce’den sonra en çok bilimsel makale Almanca olarak yazılmaktadır. Almanya, araştırma alanında dünyada üçüncü sırada yerini korumaktadır. Almanca dilinin en büyük avantajı duyarlılığın kazanılmasında daha çabuk öğrenilmesidir.
Yukarıda ki diller dışında en kolay öğrenilebilecek diller ise İspanyolca, İtalyanca, Portekizce ve Fransızca dilleridir. Bu diller İngilizce diliyle pek çok kelimeyi paylaşırlar. İtalyanca, Fransızca, İspanyolca ve Portekizce dilleri konuşma ve okuma sürecinde İngilizce dilinin temelinden faydalanmaktadır.