Ülkemizde İngilizce’yi ikinci dil olarak öğrenerek gelişime dönük faaliyetlerde bulunsak da İngilizce öğrenen öğrencilere öğretmek çok farklı bir işlevdir. Kişisel deneyimlerimizin bizlere yardımcı olmasıyla birlikte bizlere daha çok yardımcı olan şey deneyimlerimizi uygulama ve araştırmalar ile birleştirmektir. Bu yazımda sizlere İngilizce Dilini Öğretme (ELL) paketi içerisinde yapılmakta olan görünen 5 somut hatayı sizlerle paylaşacağım. Bunları sizinle paylaşıyorum çünkü çoğumuzun aynı gemide olduğunu biliyorum. Öğrencilerimiz için en iyisini istiyoruz. Ve elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Maya Angelou’nun “Daha iyi bildiğimizde, daha iyisini yaparız.” sözünü bir kez daha hatırlayarak görünen 5 somut hatadan sizlere bahsedeceğim;
1. İngilizce öğrenenlerin ebeveynlerinin, çocuklarının akademik olarak başarılı olmalarına yardımcı olmadıklarını veya bu konuda yetenekli olmadıklarını varsaymak
İngilizce Dilini Öğretme (ELL) paketi kapsamında öğrencilerin verimli sonuçlar elde ettiği okullarda, öğretmenler öğrencilerinin ebeveynlerini tanımak için zaman ayırmalıdır. Öğretmenlerin ebeveynlerle bir ilişki kurmaya değer bulması gerekmektedir. Pek çok öğretmen birçok bölgedeki okullarda ebeveynlerle konuşma ve ebeveynleri dinleme çabalarına yaptıkları yatırımın, öğrencileri için öğrenme kazanımlarında nasıl büyük bir kazanç sağladığını anlatmaktadır.
2. İngilizce öğrenen öğrencilerin, öğretmenlerinin akademik başarılarını içtenlikle önemsediğini bildiklerini varsaymak
Okullarımızda tüm öğretmenlerin öğrencilerini derinden önemsediğine inanıyoruz fakat bakım algısı kritik seviyede olmaktadır. Dil engellerinin yarattığı tuhaflık, öğretmenlerin İngilizce öğrenenler ile iletişim kurmaya çalışmaktan kaçınmasını kolaylaştırabilmektedir. Bu olay bazı öğrencilerin öğretmenlerinin onları umursamadığını varsaymasına neden olabilmektedir. En yüksek performans gösteren okullarda, öğrenciler öğretmenlerin yaptığı birçok küçük şeyi (örneğin, onları isimleriyle selamlamak, evdeki yaşam hakkında soru sormak, nezaket ve saygı göstermek, öğrenme kazanımlarını vurgulamak, ana dillerinde birkaç kelime kullanmak) kanıt olarak tanımlamaktadırlar. Öğretmenler öğrencilerin şimdi ve gelecekteki başarılarını derinden önemsemektedirler.
3. Dikkatini sessizce veren öğrencilerin ne öğretildiğini anladıklarını varsaymak
Bazı öğrenciler öğretmenin gözlerini takip etmede, öğretmen güldüğünde gülümsemede ve öğretmenin onlardan öğrenmelerini istediği şey hakkında hiçbir fikirleri olmadığında bile anlıyor gibi bakma konusunda harikadır. En yüksek performans gösteren sınıflarda öğretmenler, öğrencinin kavramı açıkladığını duyana, öğrencinin modeli çizmesini izleyene veya öğrencinin algoritmayı başka bir çocuğa öğrettiğini gözlemleyene kadar öğrencilerin anladığını varsaymazlar. Bir öğretmen, “İngilizce öğrenen öğrencilerimi sık sık ararım. Ellerini kaldırmalarını beklemiyorum. Onların yanımda olduklarını hissettirmem gerek. Aksi takdirde, öğretmediğimi ve onların da öğrenmediğini varsayıyorum. ” diyebilmektedir.
4. İngilizce öğrenen öğrencilerin zorlu akademik standartları karşılamaya hazır olmadığını varsaymak
İngilizce öğrenenler için harika sonuçlar elde eden öğretmenler, öğrencilerinin karmaşık fikirleri yıkmak ve öğrencilerin kavramların hayatlarıyla olan ilişkisini görmelerine yardımcı olmak için harika bir iş çıkarırlarsa en zorlu akademik standartları bile karşılayabileceklerini varsaymaktadırlar. Öğretmenler, öğrencilerin öğretmeye çalıştıkları herhangi bir akademik standardın merkezindeki kelime dağarcığının akıcı konuşmacıları olmaları gerekeceğini kabul etmektedirler. Ayrıca, öğretmen öğrencilerin kelimeleri sık sık ve düzgün bir şekilde kullanmalarını istemedikçe öğrencilerin akıcı konuşamayacaklarını da kabul ederler. Yüksek performanslı okullarda, öğretmenler aslında sıcak taleplerdir. Destekleyici yollarla her öğrenciden yüksek düzeyde performans talep etmektedirler. Sıkı akademik müfredatı ile öğrenme fırsatları yoksa öğrencilerinin hayatta başarılı olamayacaklarını bilmektedirler.
5. İngilizce öğrenenleri eksik bir mercekten görmek
Öğrencileri varlık temelli bir perspektiften inceleyerek, İngilizce öğrenenlerin birlikte geldiği dili, okuryazarlığı ve yaşam deneyimlerini onaylayın. Çeşitliliği ve kapsayıcılığı davet eden bir sınıf, tüm öğrencilerin oldukları, kültürlerini paylaşabilecekleri ve birbirlerini kucaklayabilecekleri bir sınıftır. Öğrencilerin güçlü yönlerini vurgulayan sınıflar oluşturan öğretmenler, öğrenci başarısında daha büyük kazançlar görürler çünkü öğrenciler, kim oldukları ve masaya geldiklerini bildikleri için değerli ve saygı duyulduğunu hissetmektedirler.
Sonuç olarak;
Öğretmenler her öğrencinin dil öğreniminin sürekliliğine nerede indiğini öğrenerek bu hatayı tersine çevirebilirler. Bazıları, İngilizce konuşulan bir ortamda daha uzun süredir bulundukları ve okuma ve yazma becerilerinin daha ileri düzeyde olabileceği için diğerlerinden daha önde olabilir. Yeni gelenler ise hala konuşmayan bir aşamada olabilirler çünkü İngilizce’nin seslerini dinliyorlar ve onlara aşina oluyorlar ve kelimelerin nasıl bir araya getirildiğini. öğrenmeye çalışmaktadırlar. Öğretmenler, öğrencinin İngilizce taramalarında veya İngilizce dil yeterlilik değerlendirmesinde nasıl performans gösterdiğini öğrenebilirler.
Diğer bir yaygın hata, kelimelerin kendi başlarına mutlaka anlaşılabilir olmadığını unutmaktır. Ancak gerçek nesneler, resimler, jestler ve yüz ifadeleri içeren kelimeler anlam ifade edecektir. Başka bir deyişle, ders anlatmak, söylenenlere eşlik edecek daha fazla görselle düzeltme ihtiyacı duyan bir hatadır. Biraz daha yavaş bir hızda konuşmak, öğretmen hızlı konuşmaya yatkınsa yardımcı olması önem arz etmektedir. Daha yavaş bir orana ek olarak öğretmen açık, özlü cümleler, vücut hareketleri ve pandomim kullanabilir ve isimleri zamirlere tercih eden kişiselleştirilmiş dil tercih edebilmektedir.