İnsanlar davranışlarında neden tutarsızlık gösterir?
Ya da bazı insanlar neden tutarsız davranışlar sergilerler?
Davranışlardaki değişkenlik kişinin karakterinden mi kaynaklanır yoksa karşısındaki kişi/kişiler ya da durumlar mı insanı tutarsız davranmaya iter?
Yani dış faktörler midir insanı tutarsızlığa iten yoksa bireysel bir tercih, kişilik yansıması mıdır? Doğuştan, genetik gelen etkenler olabilir mi?
Yoksa sonradan gelişen bir özellik midir?
Niçin çevremizde sıklıkla tutarsız davranışlarla karşılaşıyoruz?
Neden tutarsızlar?
Nedir tutarsızlık?….
Diye düşünüyorum, üzerine son günlerde boş boş….
Böyle sorgulamaya başlayınca sorulacak soru da çok oluyor elbet :)
TDK tutarsızlık kelimesini “tutarlı olmayan, çelişki bulunan, insicamsız” gibi kelimelerle açıklamış ama pek de açıklayıcı olmamış sanki…
Tutarsız insan denildiğinde davranış örüntüsü öngörülemeyen insanı anlıyorum ben. Kişinin belli bir durumda o duruma uygun tahmin edilemeyen davranışları “tutarsızlık” olarak adlandırılıyor. Yani ne yapacağını kestiremediğimiz, her an her şey beklenebilir kişi…
Bir şöyle bir böyle yanar döner durumu. Fikri başka zikri başka. Bugün evet yarın belki, bugün görünür, yarın muamma, bugün iyi yarın kötü…
Zamana, durumu ve kişiye göre manevra yapan insan hali…
Özetle dengesiz, kendi içinde bilişsel çelişkili, istikrar gösteremeyen, hatta dönek, tatminsiz bile denebilir.
Nasıl bir insan “tutarsız insan”…
Hoş bir tabir değil evet…
İnsanı tanımlayan bir sıfat olarak tutarsızlık kelimesi pek de sevimli gelmiyor…
Tutarsız insan için tutarsızlık, son derece sıradan hatta olağan bir durumdur. Fakat insan ilişkilerindeki birçok sorunun kaynağıdır aslında tutarsızlık durumu…
Çünkü güven sarsıcı bir durumdur. Karşınızdaki kişinin duygu, düşünce ve davranışlarındaki belirsizlik yorar insanı. Bu kişilerin her an, her durumda kararlarında değişiklik muhtemeldir. Dışarından bakıldığında çözümlenemez ya da beklenmedik bir durumda bırakabilir sizi.
Tutarsızlık, anlamsal bir kaos yaratır fakat tutarsız insanların savunma mekanizmaları inanılmaz gelişmiştir. Yani beklenmedik davranışların ardında mutlaka onu savunacak bir bahaneleri illaki vardır. İnsanın dengesini bozan, toksit insan tipidir tutarsız insan. Bir gün söyledikleri diğer gün söylediklerini tutmadığı için karşı tarafı sürekli gri alanda bırakırlar.
Tutarsız insanlar çevresindeki kişiler için oldukça sinir bozucu ve yıldırıcıdır. Düşündüğü ile savunduğu, savunduğu ile yaptığı, yaptığı ile söylediği, söylediği ile davrandığı arasında sürekli çelişen insanlarla doldu çevremiz…
Oysa davranış ve sözler arasında tutarlı olmak, her zaman ilkeli olmak, kendi kararlarından yola çıkarak, tutarlı bir duruş sergilemek -miş gibi değil, kendi olmak, kişinin sosyal ilişkilerdeki konumu açısından da son derece önemlidir.
Tutarsızlık öğrenilmiş bir durum gibi geliyor bana.. Özellikle olumsuz modeller, olumsuz yaşantılar belli ki bunu pekiştiriyor. Fakat sonrasında, tutarsız davranışlar sergileme genellikle kişinin işine geliyor. Yani çocukluk ve gençlik yıllarında modellenmiş olsa bile erişkinlikte bireysel bir tercihe dönmüş oluyor. İşine nasıl geliyorsa öyle davranmak bencilliği de barındırıyor içinde… Oportünistler çok daha tutarsızdır net J
Tutarsız insanlar, toplumun kendilerinden ne beklediğini önemsemezler, rüzgâra göre sürekli yön değiştirirler. Bu kişilerin, genellikle, benlik saygıları düşüktür. Benlik saygısı yüksek olan kişilerin dönek oldukları pek gözlemlenmez. Benlik saygısı yüksek olan kişiler, başkaları yollarına çıksa da kararlılıklarını sürdürebilecek bir özgüvene sahiptirler. Oysa, benlik saygısı düşük olan kişiler, kolaylıkla yollarından dönebilirler.
Kimi insanlar, bir türlü kendileri olamazlar yani.. Kendilerini, özdeşim kurdukları kişi ya da grupla birlikte tanımlarlar. Bireyleşememişlerdir…
Kimi insanlar da gerçekçi olmayan beklentilerinden ötürü tutarsızdır. Beklentiler birtakım sorumlulukları da beraberinde getirir. Bu sorumluluklarını yerine getiremeyecek olduklarında tutarsız davranmayı tercih ederler.
Hayatımızın her döneminde birçok kararı %100 emin ve memnun alamayız. Böyle bir şey mümkün de değil zaten ama tutarlı insan olmaya çalışmak en azından gayret göstermek gerekir diye düşünüyorum. Tutarlı görünmek bizi güvenilir kılar.
Psikolog Carl Rogers, 1950’lerde tutarlılık ilkelerini derinlemesine araştıran ilk kişilerdenbiridir. Rogers, tutarlılık durumunu deneyim ve bilinç arasındaki bir ortaklık olarak tanımlar.
Tutarsızlığı da ihtiyacımız olan şeyle yaptığımız şeyler arasındaki açık fark olarak görür.
Tutarlı değilseniz, rahatsızlık ve acı ortaya çıkar. Bu, incelemeye değer üzücü bir gerçektir.
“İyi yaşamak, bir varoluş hali değil, bir süreçtir. Bu bir varış noktası değildir, bir yöndür”
der ve ekler …“tutarlılık fikri her bireyin vicdanıdır”…
Daha izole bir çevrede yaşıyorsanız tutarsız insanlarla karşılaşmak sizi her durumda şaşırtmaya devam edecektir.
Şaşırmaya devam yani :)
Sağlıcakla
Nermin ELMAS