Eğitimde çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz en önemli eğitim, temel insan hakları eğitimi olmalıdır. Özellikle en temel hak olan yaşama hakkı konusunda bu günlerde daha fazla etkinlikler yapılabilir. Mehmet Akif’in dediği “Müslümanlık nerde? Bizden geçmiş insanlık bile!” dizelerin anlamına muhatap olmamak için insanların en temel haklarını çocuklarımıza öğretmeliyiz. “İnsanı yaşat ki insanlık yaşasın” sözünün yerini bulması için insanın yaşamasının bütün dinlerde kutsal olduğu ve uluslararası anlaşmalarla yaşama hakkının güvence altına alındığını evlerimizde ve okullarımızda bütün çocuklarımıza ve gençlerimize öğretmeliyiz.
İnsan Hakları Sözleşmesi,[i] Avrupa Konseyi üyesi devletlerin dışişleri bakanları tarafından Roma’da 4 Kasım 1950 tarihinde imzalanmış ve 3 Eylül 1953 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 2015 yılı mayıs ayı itibariyle, Avrupa Konseyi üyesi 47 devletin tümü Sözleşme’ye taraftır. Türkiye, sözleşme’yi 4 Kasım 1950 tarihinde imzalamıştır. 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi “yaşam hakkı”na ilk başta yer vermiştir. Yaşam hakkı denilince bu hakkın neleri kapsadığına bakmak gerekir:
Madde 2: Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur
Madde 5: Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir
Madde 8: Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
Madde 14: Ayrımcılık yasağı:
Bu sözleşme ’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.
Bu sözleşmenin en can alıcı maddeleri yaşam hakkı ile ilgilidir. Herkesin bu anlaşma şartlarına göre güvenlik, özgürlük ve yaşama hakkı vardır. Herkesin özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
Çocuk haklarına dair sözleşme ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiştir.[ii] Türkiye de dahil olmak üzere 196 ülkenin taraf olduğu sözleşme en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir. Amerika Birleşik Devletleri hariç bütün Birleşmiş Milletler üyeleriyle Filistin, Vatikan, Nieu ve Cook Adaları sözleşmeye taraftır. Bu anlaşmanın yaşama hakkına dair maddeleri şunlardır:
Madde 6- Yaşamak, her çocuğun temel hakkıdır ve herkesin ilk görevi çocukların yaşamını korumaktır.
Madde 9- Her çocuğun ailesiyle birlikte yaşama hakkı vardır. Anne baba çocuğa bakamıyorsa, çocuk bu durumdan zarar görmesin diye ona başka bir bakım sağlanmalıdır. Bu durumda da her çocuğun, anne ve babasıyla düzenli olarak görüşebilme hakkı vardır.
Madde 26–27- Her çocuğun gelişme hakkı ve sağlığı güvence altında olmalıdır. Bu konuda çocukların daha iyi bir yaşam sürdürmeleri için gerektiğinde yardım edilir.
Madde 38- Her çocuğun barış ortamında yaşama ve savaşlardan korunma hakkı vardır. Çocukların askere alınmaması gerekir. Devlet, çocukları silahlı çatışmalardan ve sonuçlarından korumakla sorumludur.
Madde 34- Çocukları bedensel ve ruhsal yönden örseleyecek hiçbir yaklaşıma izin verilemez.
ABD tarafından imzalanmayan bu anlaşma maddelerine baktığımızda her çocuğun ailesi ile özgürce yaşama hakkının olduğu, her çocuğun barış ortamında yaşama hakkı olduğu ve savaşlardan korunma hakkının olduğu bu sözleşme ile güvence altına alınmıştır.
Eğitim çocukları hayata hazırlamak anlamını taşımaktadır. İyi insan ve iyi vatandaş yetiştirmek için çalışan eğitim kurumlarındaki eğitimciler fırsat eğitimin bir gereği olarak çocuklarımıza en temel insan hakkı olan yaşama hakkının önemini anlatmakla mükelleftir. Dünya’daki bütün çocukların yaşama hakkı vardır. Bu hak belirli bir ırka ve millete has bir hak değildir. Bu nedenle çocukların ve masum insanların yaşama hakkını elinden alan bütün soykırımlar, katliamlar insan haklarına ve çocuk haklarına taban tabana zıt olan uygulamalardır. Bu zulüm ve katliamları yapan her kim ise bunun sebep ve sonuçları ile tel ’in edilmesi her özgür insanın ve her eğitimcinin en birinci görevidir. İnsanların ve çocukların yaşama haklarının elinden alınması, yaşam alanlarının tahrip edilmesi, aile bütünlüklerinin ortadan kaldırılmasına hiçbir kimsenin ve beşerî gücün yetkisinde değildir. O halde bu en temel insan hakları ihlalleri hem aile ortamında hem de okullarda etkinliklerle çocuklarımıza anlatılmalıdır. Günlük olarak yapılabilecek görsel medya analizlerinde, haber analizlerinde çocukların ve masum insanların yaşama haklarının ellerinden alınmasının uluslararası sözleşmelere göre doğru olup olmadığı etkinlikler yoluyla anlatılabilir. Edebiyat derslerinde, sosyal bilgiler derslerinde, felsefe derslerinde, sosyoloji ve coğrafya derslerinde, tarih derslerinde insan hakları ihlalleri üzerinde tartışmalar ve konuşmalar yapılabilir. Çocukların ve gençlerin temel insan hakları konusunda duyarlılık kazanması sağlanabilir. Aksi taktirde insan hakları ihlallerine karşı gösterilecek duyarsız ve umarsız tutum tarih önünde duyarsız kalan herkesi töhmet altında bırakacaktır.
Tarihe not düşmek için Gazze’de yaşanan insanlık dışı katliam ve soykırıma karşı eğitimcilerin eğitimci hassasiyetine uygun olarak davranması insan hakları ve çocuk hakları konusunda imzalanan anlaşmaların ve insan olmanın bir gereğidir.
İnsanı yaşat ki insan yaşasın, insanlık vicdanı daha fazla kanamasın.
Dr. Nadir Çomak
[i]https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0nsan_Haklar%C4%B1_Avrupa_S%C3%B6zle%C5%9Fmesi
[ii] https://www.unicef.org/turkiye/%C3%A7ocuk-haklar%C4%B1na-dair-s%C3%B6zle%C5%9Fme