İş İnsanları Gözüyle – 4 : “Anne-Babalara Tavsiyeler”
0

Çocuğu öğrenci olan anne-babaların çoğu, dönem ve yıl sonunda okul karnesi eve gelince genellikle önce karnenin sol tarafındaki notlara bakıp değerlendirmede bulunurlar. Bir kısmı da karnenin sağ tarafına bakıp, sınıf öğretmeninin öğrenci hakkındaki görüşü, davranışlar ve davranış puanı (geliştirilmeli/iyi/çok iyi), sınıf başarı durumu (geçti/kaldı), sosyal etkinlikler (tamamladı/tamamlamadı) ve okuduğu kitap sayısı bilgilerini yorumlar.

İlkokul öğrenci karnesinin sağ tarafında davranışlar başlığı altında; okul kültürüne uyum, öz bakım, kendini tanıma, iletişim ve sosyal etkileşim, ortak değerlere uyma, çözüm odaklı olma, sosyal faaliyetlere katılım, takım çalışması ve sorumluluk, verimli çalışma ve çevreye uyum olarak sıralanmaktadır.

Düşünün ki iş hayatına geçişte insan kaynakları uzmanlarının aradığı “iletişim ve sosyal etkileşim, ortak değerlere uyma, çözüm odaklı olma, sosyal faaliyetlere katılım, takım çalışması ve sorumluluk, verimli çalışma ve çevreye uyum” gibi nitelikler daha ilkokulda oluşmaya başlayıp geliştirilebiliyormuş.

Ataerkil aileden çekirdek ve çocuk merkezli bir yöne evrilirken aşırı duyarlı korumacı ebeveynler çocuklarının hiç zorluk-zahmet çekmeden sadece okulları bitirerek ve diploma sahibi olarak iş-güç sahibi ve başarılı olmalarını isterler. Bu konuda her türlü fedakârlıktan geri durmazlar.
Gençlerin neredeyse tamamı üniversite okuyup unvanı olan kariyer mesleklerine sahip beyaz yakalı çalışkan olmayı hayal ve hedeflemektedir. Belki çok az bir kısmı ben üniversite okumayacağım sevdiğim hayalim olan mesleği öğrenip onu yapacağım diyecektir. Uzun süre ailesiyle birlikte ve destekleriyle yaşayan gençlerin her şeye rağmen ailesini bir değer olarak görüp önem verdiğini, onlara layık yararlı bir insan olmaya çalıştıklarını, çoğunlukla tavsiyelerine uydukları araştırmalarda ortaya çıkmaktadır.

Üçüncü kitabım “İş İnsanları Gözüyle Türkiye’de Mesleki Eğitim” i hazırlarken çevremdeki başarılı ve sektörlerinin temsilcileri konumundaki iş insanlarından değerli fikirlerini paylaşmalarını istedim. Yetmiş iki iş insanı benimle fikirlerini paylaştılar. Bu fikirlerden oluşan yazı dizisinin üçüncüsünde; “Çocukları olan anne-babalara meslek eğitimi ve kariyer planlaması için tavsiyeleriniz nelerdir?” Sorusuna verdikleri cevaplar özetle aşağıdaki gibidir.

“Anne-babalar çocuğumuz mutlaka üniversite bitirmeli mantığını bırakmalı. Mesleği seçimde profesyonel destek alınmalı. Kendi hayallerini çocuklarınıza dayatmayın. Çalışmanın, üretmenin ve helal rızık kazanmanın önemini anlatın. Çocuktaki potansiyeli küçük yaşta çeşitli aktiviteler yaptırarak keşfettirmeye, ortaya çıkarıp geliştirmesine destek olun. İlkokul öğretmeni size çocuğunuzun kişilik özellikleri ve yetenekleri hakkında ipuçları verebilir. Erken yaşlarda küçükte olsa çalışmayı deneyimletin.

Kariyer yapmak sadece üniversite okumak değildir. İnsani ilişkileri-sosyal becerileri geliştirmeli sadece kariyer yetmiyor. Sıradan bir üniversite ve bölüm sonrasında iş bulması zor olabilir. Çocuklar kulaktan ziyade görerek daha iyi öğreniyor. Onlara değerlerimizi aktarın. Meslek sadece para kazanmak değil aynı zamanda hayat biçimi olacaktır. Kendini yetiştiremeyen çocuğun diploması tek başına yetmez. Zevk aldığı konuları gözleyin.

Gelişen teknolojiye rağmen insan becerisi her zaman kıymetlidir. Meslek sahipleri her zaman iş bulabilir. Okuyup diplomalı işsiz olmak yerine meslek sahibi olmak mantıklıdır. Hayalleri beceriyle örtüşerek meslek tercih edilmeli. Kariyer planlarında onlara destek olmalısınız. Yaz tatillerinin bir kısmında uygun yerlerde çalışabilir. Duygusal değil akılcı yaklaşın. Zorla bir şeyler dayatmayın. Hatır için meslek seçilmez ve okunmaz. Her çocuk ayrı bir dünyadır ve gelecektir.

Ergenlik döneminde okul-meslek tercihi daha sıkıntılı bir süreçtir. Hangi mesleği seçerse seçsin önce iyi bir insan sonra iyi bir meslek sahibi. Gereksiz hiçbir yarışa zorlamayın. Onu sürekli yüreklendirin, olumlu geri bildirimlerde bulunun. En büyük okul aile, öğretmen ise annedir. Gelecekten ve iş hayatından beklentilerden emin olun. Okul, öğretmenlerle ve arkadaşlarının aileleriyle sürekli temasta olun. Kararsız olup tesadüflere kapılmayın.

Aile baskısına karşı gelinemez sonucunda mutsuz birey olabilirler. Mesleklerin hepsi saygındır. İleride yaşayacağı travma rehabilitasyonu zordur. Onun seçim ve tercihlerine saygı duyun sadece farklı bakış açıları kazandırabilirsiniz. Hayatta bedel ödeyeceğini bilmeli. Kahraman ebeveynler olmaya çalışmayın. Çocukları itibar ve para odaklı yetiştirmeyin. Nitelikli mavi yakalı, sıradan beyaz yakalıdan daha çok kazanır. Kendi yapamadıklarınızı ondan istemeyin. Büyük idealleriniz yerine gerçekleşebilir küçük hedefleri olmalı.”

Milli Eğitim Bakanlığı, Aile okulu-Veli akademileri adıyla sürekli anne-babalara yönelik eğitim seminerleri düzenlemekte, eğitimde öğrenci-okul-aile üçgeninin sağlıklı iletişim kurmasına önem vermektedir. Yanlış anne-baba tutumlarına vurgu yapılarak daha sağlıklı bireylerin topluma katılımına sağlamaya çalışmaktadır.

Eğitim adına ülkemizde seçenekler imkânlar ve çok ancak her şey bittiğinde tercihlerini özgürce yapan birey sorumluluğu başlamaktadır. İşgücü piyasası talepleriyle eğitim ve kariyer planları yapanların tercihlerinde ilk etkenin diplomalar alınıp eğitim hayatı tamamlandığında daha kısa sürede ve iyi şartlarda istihdam imkânı bulacaklarında şüphe yoktur. Bu sebeple çocuklar lise çağına gelmeden onların kişisel yeteneklerini, ilgi ve taleplerini yaşadıkları bölge ve ülke gerçeklerine göre mesleki tanıtım ve yönlendirme yapabilmeleri için çalışma hayatı ve meslekler hakkında bilgileri olması gerekmektedir. Hedeflerini ülke gerçeklerine ve ihtiyaçlarına göre belirleyenler, bu yolda eğitim planlarını yapanlar gerçekçi beklentilerine karşılık bulacaklardır.

Facebook Yorumları

Erol DEMİR 1967 yılında Gölcük’te doğdu. Piyale Paşa İlkokulu, Gölcük İmam Hatip Ortaokulu, Gölcük Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Üniversitesi Bilecik Meslek Yüksekokulu Elektronik programını ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yöneticiliği alanında yüksek lisansı “Eğitim Yöneticilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri” konusunda tezini tamamlamıştır. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesinde işletme alanında doktora öğrencisidir. 1990 yılında Türkkablo fabrikasında kalite kontrol teknisyeni olarak çalıştı. Öğretmenlik hayatına 1991 yılında Hakkari’de başladı. 1994 yılında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi’ne elektronik öğretmeni olarak atandı. 1995 yılında müdür yardımcısı oldu. 2000 şubat ayında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü oldu. 2003 yılında Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak çalışmaya başladı. Aralık–2007 ile Haziran-2016 arası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube müdürü olarak çalıştı. Temmuz – 2016 Bakırköy İlçe MEM, Temmuz-2022 İstanbul İl MEM, Ekim-2023 Küçükçekmece İlçe MEM Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibidir.

Yazarın Profili

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.