Neşeli Fikirler’den Merhaba!
Benim stilim kinestetik. Siz stilinizin farkında mısınız? Öğrenme stilleri öğrenme deneyimlerimizi etkileyen önemli konulardan biri.
Çoğumuz eğitim hayatımızın bitişiyle beraber akademik dünyadan, okumalardan, teoristlerden arkamıza dönüp bakmadan uzaklaşırız. Akademisyen olma yolunda ilerlemiyorsak, pratikten uzak, başka bir dünyaya ait teorilerden o kadar yılmışızdır ki aralarında işimize yarayanlar hariç hepsini bir süre sonra unutur gideriz. Fakat bir çocuk sahibi olduğumuzda işler biraz farklılaşıyor. Her alanda olduğu gibi çocuğumuzun “öğrenmesi”,“bilgiye ulaşması”, “farklı deneyimler kazanması” için önemli rol öncelikle ebeveynlere ve çocuğun içinde bulunduğu yakın çevreye düşüyor.
Peki her bireyin çocukluktan itibaren farklı öğrenme stillerine sahip olduğunu biliyor muydunuz? Evet hepimiz dokunsal, işitsel, görsel ve kinestetik öğrenenlerin özelliklerini taşıyoruz; bununla beraber genellikle bu stillerden bir ya da ikisini daha yoğun benimsiyoruz. En önemlisi erken çocukluk yıllarından itibaren, öğrenme stilleri tüm yaşam boyu öğrenme kalitemizi etkiliyor.
Öncelikle öğrenme stillerine göre öğrenenleri tanımlayarak başlayalım:
Kinestetik öğrenenler: Öğrenme sürecinde fiziksel olarak aktif olmalıdırlar. Öğrenme sürecinde büyük motor kasları kullanmaktan çok hoşlanırlar. Bu tür kişiler öğrenmeye çalışırken, vücutlarını çok hareket ettirirler.
Dokunsal öğrenenler: Öğrenme sürecinde dokunma duyusundan ve küçük motor deneyimlerden yararlanırlar. Bu kişiler diğerlerinin gönderdiği tüm duygusal işaretlerin de farkındadırlar.
İşitsel öğrenenler: Konuşma ve dinlemeye odaklanırlar. Tartışmalardan hoşlanır ve genellikle öğrenmek istediklerini sözlü tekrar etme ihtiyacını hissederler.
Görsel öğrenenler: Bir bilgiyi öğrenmek ve ona inanmak için onu görmelidirler. Renkler bu kişilerin dikkatini çeker.
Bu durumda çocuğumuzun başarılı öğrenme deneyimlerine sahip olması için nelere dikkat etmeliyiz?
Öncelikle hem kendimizin hem de çocuğumuzun öğrenme stilleri hakkında farkındalığımızın olması gerekir. Öğrenme stillerinin günlük hayattaki yansımaları ile ilgili ne kadar bilgi sahibi olursak, çocuğumuzun bir öğrenme deneyimi sırasındaki davranışlarını o derece sağlıklı yorumlayabiliriz. En önemlisi neyi, ne zaman, nasıl deneyimleyecekleri konusunda da onları doğru şekilde yönlendirebiliriz.
Kinestetik ve görsel öğrenme biçimlerine sahip olan ben, tüm eğitim hayatım boyunca işitsel bir eğitim sürecinden geçerken kinestetikliğimle başa çıkmak için ders sırasında sürekli bacaklarımı aşağı yukarı salladığımı, bu yüzden arkadaşlarımla bile zaman zaman çatıştığımı hatırlıyorum. Aslında bunun benim hareket etme ihtiyacımdan kaynaklandığını ne yazık ki bu konuyla ilgilenmeye başladıktan sonra öğrendim.
Bu durum tabii ki her zaman her yerde öğrenme stilimize uygun biçimde deneyimler sağlanmasını gerektirmiyor. Dengeli bir öğrenme ve yaşam ortamı bizim sağlıklı gelişmemizi sağlıyor. Kendimizin ve çevremizin farkındalığı arttıkça daha mutlu bir öğrenme süreci yaşamış oluyoruz. Hepimize mutlu öğrenme deneyimleri!