Eğitim sisteminde belki de hayatın içinde kaybolmaya ya da önemsizleşmeye başlayan bir konuyu gündeme alarak dilim döndüğünce farkındalık oluşturmaya gayret edeceğim. Karakter şüphesiz küçük yaşlardan itibaren içinde yaşadığımız toplumun değer yargılarının benimsenmesi ile şekillenir. İçselleştirdiği değerleri daha sonra davranışlarıyla bütünleştirir. Bireyin karakterinin oluşumuna birçok etken etki eder. Ama en önemlileri aile, okul ve çevredir. TDK sözlüğünde karakter “Bireyin kendi kendine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü.” olarak açıklanmaktadır.
Türk Dil Kurumunun tarifindeki cümlelerin her biri ile ilgili sayfalarca yazı yazılabilir. Özellikle önce ailede sonra okulda karakter eğitimi konusunda yeterli önem verildiğini düşünmüyorum. Çünkü eğitim sisteminin ya da hayatın içinde bireylerde yoğun bir karakter zafiyeti veya problemi gözlemlenmektedir. Acaba;
-Kendi kendine egemen bireyler,
-Kendi kendisiyle uyum içinde olan bireyler,
-Düşünce yapısı ve hareketleri tutarlı, Sağlam kalabilen bireylerin yetişmesine aile ve okul Muvaffak olabiliyor mu? Benim kanaatime göre olamıyor. İşin acı tarafı önemsenmiyor da bu husus.
Halbuki , Mevlana Hazretleri Mesnevide ; “Değer Nedir?” diye sorar ve cevaplar:
Buğday ve un değerlidir. Asıl amaç ve ürün olan ekmek daha değerlidir.
En değerli nedir? Tohumun ekmeğe dönüşmesine şükreden insan daha değerlidir.
Bu insan sadece bedenini değil, canını da beslemiştir.
Önce yok olmuş, sonra başak vermiştir.” veciz sözleriyle ve örnekleriyle ne de güzel anlatmaktadır değeri, karakteri.
Meseleyi eğitime ve elbette okullara getirecek olursak, Okullar sadece akademik açıdan başarılı bireylerin yetiştirildiği kurumlar olamazlar. Temel insani değerleri benimsemiş bireyler yetiştirmek de okulun temel bir görevidir. Karakter eğitiminin zarureti insanlar arasında bazı “duyarlılıkların” kayboluşu, gençler arasında insani “olguların” günden güne azaldığı çok net bir biçimde gözlemlenmektedir.
Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN “Karakter Gelişimi” ile ilgili tespit ve düşüncelerin maddeler halinde şöyle ifade etmektedir.
-KARAKTER, DOĞUŞTAN GELEN BİR ÖZELLİKTİR, UYGUN ÇEVRE KOŞULLARINDA GELİŞİR.
-HAREKET NOKTASI OLARAK ÇOCUĞUN YAPISINI ÖNCELEMEK ESASTIR
-ÖDÜL VE CEZADAN MUTLAKA KAÇINMAK GEREKİR.
-ÇOCUĞUN KARAKTER GELİŞİMİ İÇİN ÇEVRE OLUŞTURMAK YETERLİDİR.
-KOŞULSUZ SEVGİ VE SAYGI ESASTIR.
-KARAKTER GELİŞİMİ BİR ÖĞRETİ SÜRECİ DEĞİL, YAŞAM BİÇİMİ OLARAK KAZANIM SÜRECİDİR.
-BU SÜREÇTE MODEL OLMAK ESASTIR.
-KARAKTER GELİŞİMİNDE HATA YAPMANIN GELİŞMEK AÇISINDAN ÖNEMİ BÜYÜKTÜR
-ÇOCUĞU OLDUĞU GİBİ KABUL ETMENİN FAZİLETİNİ İÇSELLEŞTİRMEK GEREKİR.
-ÇOCUĞA GÜCÜ KADAR; (Kural, ödev, sorumluluk) VERİLMELİDİR
-ORTAMI GÖZLEME DAYALI ÖLÇME (sonucu başarı değerlendirmesi olarak görmemek, gidişatı görmek) GEREKİR.
Son söz;
Konu üzerine düşündükçe ve yazdıkça toplum sağlığı adına ne kadar önemli bir insani durum olduğunu içselleştiriyor insan. Bu önemli konu hak ettiği şekilde gündeme gelmeli, sağlam karakterli bireylerin yetiştirilmesi için aile, okul çevre ve teknoloji merkezli bir eylem planı hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Konu göz ardı edilemez.
“Uzun yaşamak için değil, doğru yaşamak için çabalamalıyız.” (Seneca)
-Düşünce yapısı ve hareketleri tutarlı, Sağlam kalabilen bireylerin yetişmesine Muvaffak olabiliyor muyuz?