‘Ben kardeş istiyorum, bütün arkadaşlarımın kardeşleri var benim neden yok?’ ifadesinden ‘Ben bunu sevmedim, geri gönderelim, başkasına verelim.’ ifadesine geçiş de diyebiliriz kardeş kıskançlığına. Çok yoğun yaşamış ve süreci çok iyi hatırlayan biri olarak çocuğun hissettiklerini, yapılabilecek hataları ve ebeveynlerin neler yapması gerektiğini paylaşmak istiyorum. Öncesinde neler yaşadığımı tabii.
Anasınıfında neredeyse bütün arkadaşlarımın kardeşleri vardı ve ben de anneme sürekli ‘Kardeş istiyorum anneee.’ diyerek baskı yapıyordum. Annem ve babam beni ciddiye mi aldılar yoksa kendi kararları mıydı hala bilmiyorum ama bir gün annem kardeşim olacağını söyledi. Hamilelik döneminde bir kız kardeşim olacağını hayal etmiş ve çok mutlu olacağımı düşünmüştüm. Çevremdeki herkese kardeşimin kız olacağıyla ilgili iddialarda bulunuyordum. 1997 yılının Haziran ayı… Bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, çok sevdiğim annemi evde başka bir şeyle paylaşacağımı, kardeşimin erkek olduğunu anladığım o kara gün. İlk gün annemi hastanede o çocukla bıraktığımda ‘Onu bırakalım, annem gelsin.’ diye ağlamıştım. Ertesi gün annem eve geldiğinde herkesin o yumuk gözlü sürekli ağlayan şeyle ilgilendiğini görüp prenses tacımı kaybedeceğimi sezmiştim. Sen beş yıl annenin biriciği ol, baban gittiğinde evde annenle sürekli hem de çok keyifli vakit geçir ve o sadece senin olsun, beş yıl sonra çocuğun teki gelsin ilgiyi üzerine çeksin. Daha neler. Yaklaşık iki gün sonra kardeşin büyülü bir şey olmadığını anlayıp ‘Neyinize yetmedim? Ne eksikti de bunu yaptınız?’ diyerek uzaklara dalmaya başladım. Ona emzik alındı diye beş yaşında koskoca kız ağzında emzikle gezdi, annesi onu ayağında sallıyor diye sadece kafasını koyabildiği yastıkta ayakta sallanmaya çalıştı, gizlice çocuğun mamalarını yemeye başladı. Evde belirli aralıklarla ‘Beni artık sevmiyorsunuz, hep onunla ilgileniyorsunuz.’ krizleri yaşanıyordu. Hikayenin sonunda kardeşin geldikten sonra bir daha gitmeyen bir şey olduğunu anlayıp en azından bir daha yapmasınlar diye annemlere tüm huysuzlukları yaptım ve kazandım. En azından sadece bir tane. Şaka bir yana o zamanlar öyle düşünmesem de şimdi onu çok seviyorum ve iyi ki var.
Sanırım çocukların hissettiklerini yukarıda güzelce ifade ettim. Birinci ağızdan hem de! Şimdi anne babalar ne gibi hatalar yapıyor bunlara bakalım;
- Çocuğa bir kardeşi olacağını söylememek, bir anda eve yeni gelen bir bebek çocuğun tüm dengesini bozabilir.
- Anne baba yeni bir çocuk yapma kararı aldıklarında çocuğa ‘Kardeş istiyor musun?’ diye sormamalılar. Çocuk istemediğini söylediğinde gerçekten onun kararına saygı duyacaklarsa bu soruyu yöneltmeliler. Özellikle anne hamileyse ve çocuğa kardeş istiyor musun sorusu yöneltiliyorsa, istemiyorum dediği ihtimalde ‘Ama biz yaptık. Kihkihkih.’ demek empati kurduğumuzda çok da hoş olmuyor.
- Kardeşi olan çocuğa ‘Biz seni daha çok seviyoruz, o sürekli kaka yapıyor, ağlıyor baksana!’ demek çocuğun kardeşine karşı olumsuz tavır geliştirmesine neden olur.
- Eve gelen misafirler direkt olarak yeni bebekle ilgilenip onun güzelliğinden, sevimliliğinden bahsedip diğer çocuğa artık sevilmediği mesajını verebilirler.
Yapılan hatalar aile yapısına, çocuğun bireysel farklılıklarına göre değişebilir ancak aklıma gelen temel hatalar bunlar. Peki ne yapılmalı?
- Çocuk muhakkak bir kardeşi olacağına hazırlanmalıdır,
- Kardeşi olduğunda çocuk ebeveynlerini dikkatlice izler ve tüm ilginin eve yeni gelen bebeğe verildiğini gören çocuk artık sevilmediğini düşünür. Ebeveynler burada dengeyi nasıl kuracaklarını bilmelidirler.
- Kardeşinin bakımı konusunda çocuktan yardım istemeli, kardeşiyle ilgili küçük sorumluluklar vermeli ve çocuğun kardeşiyle temasta bulunmasını sağlamalıdırlar.
- Bazı çocuklar dışa vuramadığı kardeş kıskançlığını aşırı sevgi göstererek ifade eder. Bu sahte sevgi sırasında vurarak sevme davranışı görülebilir. Ebeveynler gerekli kontrolü sağladıktan sonra çocuğun kardeşini sevmesine fırsat vermelidirler.
- Çocuğa onun da ilk doğduğunda o kadar küçük olduğu, onun da ihtiyaçlarının olduğu ama kendisinin onları hatırlamadığı eğer anlayacak yaştaysa ifade edilmelidir.
- İleriki yaşlarda kardeşler arasında yaşanan çekişmelerde anne ve babalar hakim ya da hakem olmadıklarını bilmeli, çocuklar birbirlerine zarar vermedikleri sürece müdahalede bulunmamalıdırlar.
- Çocuğum çok kıskanç, asla kardeşiyle iyi anlaşamayacak diye endişeye kapılmamalı ve kıskançlık duygusunun insanın doğasında olduğu unutulmamalıdır.
Ben Mert’i sevdiysem herkes herkesi sevebilir… O olmasa derslerimde anlatacağım anılarım olmaz ve sanırım sıkıcı bir çocukluğum olurdu. İyi ki var, iyi ki de o zamanlar hata olarak gördüğüm onu yapmışlar..