1. Anasayfa
  2. Değerlendirmeler

Kendini Tanımlamış Bireyler ve Eğitimciler Olarak Biz

Kendini Tanımlamış Bireyler ve Eğitimciler Olarak Biz
0

İçimizden kaç kişi, kendi farkındalığı olan, hedeflerini doğru belirleyebilen, nelerden hoşlandığına karar verebilen, problemlere karşı ne tür çözümler üretebileceğini görebilir? Belki çok azımız bunlara sahibiz veya sahip olduğumuzun farkında değiliz.

Eğitimcilik hayatımız boyunca yüreğine dokunmuş olduğumuz belki de bir çok öğrencimiz ‘içsel zeka’ya sahip.

Nedir bu içsel/kişisel zeka?

Bireyin tamamen kendinin farkında olması anlamına geliyor. Ben kimim? Neler yapabiliyorum? Nelerden hoşlanmıyorum? Kişisel bir yaşam felsefesi oluşturuyor muyum? Bu sorulara cevap verebilen insanlar büyük ihtimalle içsel zekaya sahipler.

Yaşamdan ve öğrendiklerinden yola çıkarak hayat tarzını belirleyebilen ve bu doğrultuda planlar oluşturan, hedefler belirleyen kişiler..

İnsanın kendisi, özü olabilme yeteneğidir aslında içsel zeka. Kendisi olabilen insan, hedeflerini doğru yolda belirleyerek daha emin adımlarla onlara ulaşabilir, kendini sürekli geliştirmeyi amaç edinir.
Bulunduğu her durumu ve her olayı anlamlandırmaya çalışır ve bunlardan kendine pay çıkarırlar.
İçsel zekaya sahip bireyler daha bebeklikten farkedilebilirler. Bebeğin verdiği tepkiler, ifade etmeye çalıştığı duygular ve anlatmaya çalıştığı haller; içsel zekaya sahip olduğunun kanıtı olabilir.

İçsel zeka, doğumla birlikte gelişmeye başlar. Anne-bebek arasında oluşan duygusal yakınlıkla birlikte gelişime devam eder. Yaşam boyunca karşılaşılan her olayda ve durumda gelişimi süregelir.

Kişisel/içsel zekaya sahip bireylerin özelliklerini kısaca sıralayacak olursak;

Bireysel çalışmalardan ve yalnız kalmaktan hoşlanırlar.
Yaşadıkları her olay üzerinde çok düşünürler, bunlardan kendilerine pay çıkarabilirler.
Duygu ve düşüncelerinin farkına varabilirler ve bu doğrultuda kendilerine bir yaşam felsefesi belirleyebilirler.
Sürekli olarak kişisel değerlendirme süreci yaşarlar.
Sosyal yaşamları biraz pasiftir.
Yaşamlarına hedefleri doğrultusunda motivasyon eklemeyi severler.

Peki içsel zekaya sahip öğrencilerimizin karşısında biz bir eğitimci olarak nasıl durmalıyız?

Bu tür çocuklar kesinlikle fark edilmeli ve geliştirilmelidir. Çocuğu çok iyi gözlemleyip içsel zekasını geliştirmeye yada pekiştirmeye yönelik destek verilmelidir. Örnek olarak;

  • Bireysel çalışmalar verilerek sonucunda performans değerlendirmesi yapılabilir,
  • Yalnız kalmayı sevdikleri için günlük tutmaları yada anılarını yazmak isteyebileceği bir etkinlik önerilebilir,
  • Duygu ifadelerini açığa vurmak adına duygu ifadeleriyle ilgili sözcükler üzerinde çalıştırılabilir,
  • Duygularını ifade edebilecekleri ortamlar oluşturulabilir,
  • Duygu ve düşüncelerini gerek sözlü, gerek yazılı, gerek görsel ifade edebilmeleri sağlanmalı,
  • Okul öncesi çocuklarda duygu ayrımı tam olarak gerçekleşemediği için, okul öncesine yönelik oyun ortamları hazırlanarak duygu ve düşüncelerinin farkına varmaları ve bunları istedikleri şekilde ifade etmeleri sağlanabilir.

Konuyu, Buckminster Fuller’in önemli bir tespitiyle sizleri düşünmeye teşvik ederek sonlandırmak istiyorum ki benim için okunan bir yazı, kitap yada makale; insana ket vurmayıp daha fazla merak uyandırmalı ve düşündürmeli;

“Her çocuk bir dahi olarak doğar. Her 1000 çocuktan 999’u yetişkinler tarafından, istemeden bu dahilikten arındırılıyor.”

 

Hafize Beyza BİLGİ
Eğitimci-Yazar ve Din Bilimci

Facebook Yorumları

İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.