Daha çok üzüntü kaynaklı gelişen, kalp krizi benzeri belirtiler gösteren psikolojik bir sendromdan bahsediliyor, kırık kalp sendromu diye…
Kalbimiz kırılan bi şey yani 😊
Bizi kıran, inciten, kızdıran olaylar, ne kadar dirayetli olursak olalım,
ne kadar güçlü görünürsek görünelim illa bir zararı dokunuyor içten içe bize…
Kimisi bu durumu içinde çok şiddetli yaşarken kimisi de dışa vurup, bazen de yok sayarak, kalp incinmelerini kendince telafi etmeye çalışıyor.
Ama bir gerçek var ki bizi inciten durumlardan içsel olarak zarar görmememiz çok da mümkün değil…
Dışa yansısa da yansımasa da illa bir ateş yakıyor içimize….
Başımıza gelen olumsuz ve yıkıcı durumlarda kendi kendimize teselli versek de olmaz bazen…
Birilerinin desteğini alsak da yetmez her zaman…
“vardır bunda da bir hayır, herkes ettiğini bulur, nasip böyleymiş, kısmet değilmiş desek de dinmez kimi zaman içimizin sızısı…
İlahi adalete güvenip kendimizi avutmaya çalışsak da yaratandan bekleriz bizim öcümüzü almasını…Eğer kişilerden dolayı bir zarar görmüşsek aynı oranda incinsin isteriz insan nefsimizle…
Yani benim yapamadığımı, alamadığım intikamı yaratan bir şekilde alsın bende göreyim deriz içten içe…
Neyse konuyu daha fazla dağıtmadan, incinmiş bir kalbin hüznünü sendrom olarak tanımlıyor uzmanlar…
Üzüntü ve stres zamanlarında kalbin, hormonel dalgalanmalara yanıt olarak geliştirdiği düşünülüyor bu sendromu. İlk duyulduğunda kulağa psikolojik bir rahatsızlıkmış gibi gelse de olayın seyri pek de öyle değil aslında…
Kırık kalp sendromunu tetikleyen etkenlerin genelde yoğun stres, üzüntü ve psikolojik sıkıntılar olduğu söyleniyor.
Taaaa M.Ö yıllardan yaşamış Cornelius Celsus korku, üzüntü, öfke gibi zihni olumsuz olarak etkileyen olayların kalbi de etkileyebileceğini belirtmiş.
Yani stres ve kalp rahatsızlıkları arasındaki bağlantılar hep ilişkilendirilmiş. Kalbin sadece kan pompalayan bir organ olmadığı, zihni ve psikolojiyi etkileyen birçok durumun kalbi de olumsuz etkileyebileceği hep vurgulanmış. Yakın zamanlarda yayınlanan pek çok çalışmada da stres sonrasında kalp krizini taklit eden çeşitli bozuklar gelişebildiği belirlenmiş. 1990 larda Hiraru Sato, yalnız ve stres altındaki kişilerde kalp yetmezliği şikayetleri olduğunu görmüş ve bu kişilerin kalp görüntülerini inceleyerek kalp kası bozukluğun varlığını tespit etmiş. Hastaların kalp görüntülerini de Japon balıkçıların ahtapot avlamada kullandığı vazoya benzettiği için Takotsubo ismini vermiş. Kişilerin duygusal durumlarında yaşadıkları zorluklardan dolayı gelişen kalp sıkıntılarının olduğunu bilimsel çalışmalarla tespit etmiş. Yani kalp kırıklığı sendorumu böyle ortaya çıkmış.
Kırık kalp sendormu, yoğun olumsuz duyguların, kalpte geçici hastalık meydana getirdiği bir durumdur. Duygusal çöküntüler, travmalar ve şoklar vücuttaki hormon dengesini olumsuz etkileyerek kalp hassasiyetini tetikliyor. Depresyon ve stres kalbin işleyişini bozuyor.
Yani aşırı üzüntü hali ve stresli durumlar nefes alışımızı değiştiriyor, kalbimizin sıkıştığını hissediyoruz, sıkıntı basıyor…
İçimize sığmayan sıkışmışlık hissi…
Yaşamayan yoktur sanırım😊
Duygusal olarak hassas kişilerde daha çok görülüyor kırık kalp sendromu…
Kişiyi duygusal olarak çıkmaza sürükleyen olaylar kalbin işleyişini de etkiliyor.
Yaşanan duygusal gerilimler, kalbi fiziksel anlamda yormaya başladığı için, ağrı ve kasılmalar şeklinde belirtiler vererek olayın seyri değişebiliyor…
Ben çok yaşadım bu sendromu, daha çok da yaşayacağımı biliyorum 😊
Hayat karşımıza yıpranmamıza sebep olacak pek çok sürprizleri çıkaracaktır. Bu kaçınılmaz.
Hatta bazen en yakınlarımızın buna sebep olması daha da kırıcı olsa da
incindiği yerden güçlenmeyi de öğreniyor insan…
Üzülen ve kırılan olmak,
kıran ve üzen olmaktan da her zaman iyidir o ayrı bir mevzu 😊 …
Asıl mesele üzen, kıran, inciten olmamak da…
Söylenen bir cümlenin, gerçekleştirilmeyen bir sözün, verilen bir vaadin, yıkılan bir güvenin hasar bırakabileceğini fark etmekte…
Karşımızdaki insanın incinebileceği gerçeğini unutmamakta…
İnsan ilişkilerinde hassasiyette yani…
Ha bir de kırılacağınızı bildiği halde bile isteye defalarca aynı davranışları sürdürenler var..
Onları da Allah ıslah etmiyor zaten…
Kimsenin kalbinin incinmesine sebep olmamak dileğiyle 😊
Selametle….
Nermin ELMAS
