Korona sürecinin eğitim öğretimi ilk etkilediği tarih olan 16 Mart 2020’den itibaren MEB’in resmi yazıları kapsamında gerçekleşen uygulamaları belirli değişkenler açısından değerlendireceğiz. Tarihlerin yanında verilen sayılar o tarihli resmi açıklanan vaka sayılarıdır.
16 Mart’tan itibaren bir hafta süre ile öğretmen ve yöneticiler bir hafta idari izinli sayılmış açıklamalar doğrultusunda, 23-27 Mart’tan itibaren uzaktan eğitim yöntemiyle eğitim öğretime devam edilmiştir. Resmi okulların büyük çoğunluğundaki öğretmen ve öğrenciler ilk kez “canlı ders” ile tanışacaktı. Tabi bu arada imkânı olduğu halde canlı derse girmeyi tercih etmeyenler, imkanı olup canlı derse katılanlar, tercih edip derse girip, katılım göstermeyenler, tercih etmek isteyip, imkânı olmayan öğrencilerle! Öğretmen açısından düşünüldüğünde, öğretmenin imkanı var mı?, imkanı olanın canlı derse yönelik yetkinliği ve bilgisi var mı?, belirttiğim hususlar tam olsa da, uzaktan eğitimde sınıf yönetimi, eğitim öğretim süreçleri hakkındaki yeterlilikler!…
15 Nisan (4281) ’a kadar canlı ders konusunda yaşanılanlar, EBA girişleri tüm kademelerde sıkıntılı olduğunu gösterdi ve eğitim öğretimin aksamaması adına farklı platformların 8. ve 12. sınıflar hariç kullanılmasında sakınca bulunmadı. Fakat sakıncalı bulunan konular da vardı…
“… diğer sınıf seviyeleri için EBA Canlı Ders uygulaması ülke genelinde kullanıma açılana kadar EBA dışındaki Zoom, Teams, Hangouts Mect, Skype ve benzeri platformların ücretsiz olanlarıyla sanal sınıf uygulaması yapılabilecektir. Ancak söz konusu platformlardan sanal sınıf uygulaması yapılması halinde;
- Bu platformlara kullanıcıların kendi sosyal medya hesapları aracılığıyla giriş yapmaması,
- Öğrencilerimizin kameralarının sadece zorunlu hallerde açılması, zorunlu olmayan hallerde kameraların kapalı olması,
- Kameraların açılması işlemini yapmaya sadece öğretmenin yetkili olması,
- Öğretmenler ve öğrenciler tarafından ders esnasında hiçbir şekilde kişisel verilerin kaydedilmemesi ve hiçbir platformda paylaşılmaması gerekmektedir. Bu kurallara uyulması kaydıyla….”
Kurallar belirtilmişti fakat nedenleri açıklanmamıştı. Belki de olumsuz tecrübelere istinadendi bu kurallar.. Peki, o zaman bu olumsuzlara ait etkenler sizce nelerdi? Önlem alamıyor muyduk? Önlemi kimin için neden alacaktık? Eğitim öğretimden, öğrenci ve öğretmenden bahsediyoruz….
Bir hafta sonra 24 Nisan (3122) ‘da artık başka platformlara gerek kalmaksızın okul idarelerine 3. Sınıf ve üzeri için canlı ders tanımlama yazısı geldi ve artık 27 Nisan’dan itibaren belirtilen sınıflar canlı derslerini EBA’da yapabilecekti. Bu arada yazılımsal sıkıntılar, tecrübesizlikler yine tüm eğitim paydaşlarının sorunu olmaya devam ediyordu. Yaklaşık 4 hafta süreci anlamaya, oturtmaya yönelik sorunlar yaşandı demek yerinde olur.
Mayıs’ın 15’inde, 5 Mayıs 2020 (1832) tarihinde kabul edilen bir yönetmelik (MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM VE İLKÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK) çıkarılarak, 7. Madde başlığı ile birlikte; “Olağanüstü durumlarda eğitim ve öğretime ara verme MADDE 7 – (1) İlçe, il veya ülke genelinde eğitim ve öğretimi aksatacak nitelikte olağanüstü durum, sel, deprem, elverişsiz hava şartları ve benzeri doğal afetler ile hastalık/salgın hastalık gibi nedenlerle Bakanlıkça veya il/ilçe hıfzıssıhha kurulunun kararına istinaden mahalli mülkî idare amirince okullarda eğitim ve öğretime ara verilir.” biçiminde değiştirilmiştir. 2. Maddenin 4. Fıkrası ise, “Bu Yönetmeliğin 7.nci maddesine göre eğitim ve öğretim faaliyetlerine ara verilmesi durumunda uzaktan eğitim yapılabilir. Ancak uzaktan eğitimde puanla değerlendirme yapılmaz.” şeklindedir. Bu madde aslında bir sonraki eğitim öğretim yılını da etkileyecektir…
12 Mart- 17 Temmuz arasında , 69 resmi yazıdan tahmin edersiniz ki eğitim öğretim yılı içinde bulunan tarihlerdeki çoğu yazı Kovid-19 önlemleri, uzaktan eğitim ve ölçme değerlendirmeye yönelik bilgileri ve değişiklikleri içeren yazılardı. Eğitim ve öğretimin niteliğinden ziyade, sınavlardan alınan nicel göstergelerin çok büyük bir önem taşıdığı eğitim sistemimizde, öğrencilerimiz bu kez, Pandemi gölgesinde, yarı uzaktan aldıkları eğitim ile merkezi sınavlara katıldı. Süreci yönetmek, ülke genelinde alışılagelmiş rutinlerin dışına çıkıldığı için birçok bakımdan uyum sağlamaya çalışmaktan başka seçenek tanımamışken, veliler ve öğretmenler için hem maddi hem de manevi olarak yorucuydu. İnternet alt yapısı, platformlara uygun cihazlar, ruhsal değişimler, vb… Başkaları denetim merkezi olan öğrenciler ise, süreci kocaman bir boşlukta kalarak ne yapmaları gerektiğini bilmeden tamamladılar.
Kovid-19 pandemi dönemini atlatacağımızı düşünerek ve sonraki eğitim öğretim yılına yüz yüze eğitim ile başlayacağımızı umut ederek dönemi kapatmıştık…
Peki ne mi oldu?
Normalleşiyorduk, o kadar normalleştik ki! Dünyayı sarsan bir pandemi ile karşı karşıya olduğumuzu unuttuk…,Normalleşmeyi virüse karşı açtığı bir savaş sanan, bana bişey olmazcılar, oyun sanıp oyunu bozmaya çalışanlar sayesinde vaka sayıları artarken, öğretmenler, 2020-2021 Eğitim Öğretim yılının ilk seminerlerine 24 Ağustos’ta (1443) tedirginlikler, bilinmezlikler, Pandemi sebepli aldıkları hastalık veya ölüm haberleriyle başladı.
Bir hafta sonra telafi eğitimleri bakanlığın “Kritik Konu ve Kazanımlarına Yönelik Öğretim Programları ve Etkinlik Örnekleri” adlı dosyalarıyla desteklenerek 4 hafta sürdü. Kritik kazanımlar, MEB tarafından, 26 Mart itibariyle yüz yüze işlenememiş derslerin tüm kazanım sayıları ve kritik olan ve olmayan kazanımlar şeklinde belirlenmişti. Örneğin 7. Sınıf matematik dersinde 30 kazanımdan 22’si, 10. Sınıf Felsefe dersinde 9 kazanımdan 7’sinin kritik oluşu öğretim programımızın içeriğinin ağır olduğunu göstermektedir.
2020-2021 eğitim öğretim yılı, Kovid-19 salgın sürecinin devam eden seyri sebebiyle 21 Eylül 2020 (1743) tarihinden itibaren okula uyum programı ve okul öncesi eğitim ile ilkokul 1. sınıflarda haftada 2 gün yüz yüze eğitimle, diğer sınıf seviyelerinde ise uzaktan eğitim yoluyla başlatıldı. Uzaktan eğitim ile ilgili diğer yazılardakilerden farklı olarak;
“….dersler için öncelikle EBA TV yayın akışının öğrencilerimiz tarafından takip edilmesinin sağlanması, müfredatın işlenmesine yönelik öğrencilere uygun ödev ve proje uygulamalarının gerçekleştirilmesi ve devamında Bakanlığımız www.eba.gov.tr internet adresinde yayınlanan ilkokul ve ortaokullar için canlı derslere yönelik açıklamalar dikkate alınarak derslerin işlenmesi sağlanmalıdır.” ifadeleri göze çarpmaktadır. Öğrencinin EBA TV’yi takibini bir öğretmen nasıl sağlayacaktı?
-EBA TV’yi izledin mi çocuğum?
-Evet öğretmenim
Aynı yazıda bunca yıl yanlış mı yaptık? Uzaktan eğitimle öğrenci dijital araç bağımlısı olmasın diye düşündüren “…eğitimdeki pedagojik ilkeler doğrultusunda canlı dersler için ilkokullarda günlük toplam 4 ders saati, ortaokullarda günlük toplam 6 ders saati aşılmamalıdır.” ifadesi yer alırken 29 Eylül’de yani 1 hafta sonra “…Haftalık Ders Çizelgesinde belirtilen her bir sınıf seviyesindeki toplam ders saatleri doğrultusunda bütün derslerin (ilkokul 1. sınıflarda yüz yüze eğitim dışındaki derslerin) uzaktan eğitim imkânlarından yararlanılarak (canlı ders şeklinde) eksiksiz işlenmesi gerekmektedir.” ifadeleri ile kafalar bir kez daha karıştı. Aslına bakılırsa alınan kararların bu kadar hızlı şekilde değişmesinden kaynaklı bir kafa karışıklığı idi. Zira öğretim programı, haftalık ders çizelgesi, kaç puan verileceği, nasıl verileceği resmi kurumlarda tek yerden belirlenmektedir.
8 Ekim (1615)’deki resmi yazıda artık her şey rayına oturmuş gibiydi, okula giden öğrencilerin sosyal mesafeye uyması için okullar tedbir alıyor, uzaktan eğitim faaliyetlerinde EBA üzerinden sağlanan alt yapının yanı sıra açık kaynaklı diğer güvenilir platformlar da kullanılıyor, isteyen veli öğrencisini okula göndermiyordu. Yeri gelmişken belirtmekte yarar var. Uzaktan eğitimde canlı dersler 40 dakika, yüz yüze eğitimde 30 dakika biçiminde planlanırken Kasım ayından itibaren hem canlı hem de yüz yüze derslerde 30 dakika olarak uyum sağlanması yoluna gidildi. Eee??? Öğretim programı yetişecek mi? Ara sınıflar neyse de(!) Sınav çocuklarımız…
Kademeli yüz yüze eğitim planın sonraki sınıfları olan 5. ve 9. sınıflarda 23 Ekim (2165)’ deki yazıyla 2 Kasım’da haftada 2 gün yüz yüze eğitime başlayacaktı. 27 Ekim (2209) tarihli yazıda hem ortaokulların hem de liselerin önlemler alarak “Yüz yüze eğitim faaliyetleri ile birlikte uzaktan eğitim faaliyetleri de ölçme ve değerlendirme kapsamına alınacaktır.” denildi ve ölçme değerlendirme işlemlerini yine okulların önlem alarak planlayıp uygulaması istendi.
10 iş günü sonra ara tatile girecek olan öğrenciler için kimi okul ara tatil sonrası, kimi okul 5. ve 9. sınıfların yüz yüze eğitime geçerek oryantasyonu sağladıktan sonra, sınav yapma kararı alırken kimi okul da sınavlarını gerçekleştirmişti. Pandemi sürecinde hem canlı dersi, hem yüz yüze dersi hem de sınavları yapmak kalabalık okullar için muazzam bir titizlik ve dikkatli bir planlama gerektirmektedir. 11 Kasım (2693)’ da öğretmenlerin mesleki çalışma programının çevrimiçi gerçekleşeceğinin duyurulması 2 Kasım’da yüz yüze başlatılan eğitiminde kısa süre içinde son bulacağının bir göstergesiydi…
Öyle de oldu…
19 Kasım (4542)’da yüz yüze eğitime 4 Ocak Pazartesi gününe kadar ara verilerek hiçbir şekilde sınav yapılmayacağı da eklendi. 20 Kasım “Canlı Dersler sırasında öğrencilerin kameraları genellikle kapalı olacak, ancak ders süresince birkaç kez olmak üzere derse odaklanmayı artırmak ve kontrol amaçlı olarak öğretmenler, öğrencilerin kameralarını kısa süreli açmalarını isteyecektir.” ifadesini de tartışmakta yarar olacaktır. Yazıyı kaleme almadan önce görüştüğüm çoğu öğretmen sınıf listelerindeki öğrencilerin, %50-%75 arası canlı derslere giriş yaptıklarını, bunların içinden yaklaşık %25’-%50 sinin derse aktif katılım sağladığını ifade etmiştir. Ayrıca dikkat çeken bir diğer konu da kademe arttıkça giriş ve katılımın da düştüğü. Büyük bir sorunumuz var! Uzaktan eğitimde “okul terki”… MEB’in bu konuya dair resmi bir açıklaması ya da alınması gereken tedbirler kapsamında resmi yazısı ya da kamuoyuyla EBA’nın tıklanma sayısını paylaştığı gibi bir istatistiki veri bulunmamaktadır.
Ufak bir matematik hesabı yapmanın tam sırası…
Sınıf Listesi: 40
Canlı Derse Giriş Yapan Öğrenci: 40’ın %50’si 20, %75’i 30 öğrenci.
Derse Aktif Katılım Sağlayan öğrenci sayısı: 20’nin %50’si 10, 20’nin %25’i 5
30’un %50 si 15, 30’un %25’i 7,5
Derse hiç girmeyen, girip katılım göstermeyen öğrencilere ulaşmaya çalışan öğretmenlere verilen cevaplar “maddi imkânsızlıklar”, “internet alt yapısı” gibi açıklamaların yanı sıra “o saatteki derslerde kahvaltı” yapıldığını söyleyen öğrenciden, “sözümü dinlemiyor dersi açıp tablette oyun oynuyor, siz bi arayıp söyleseniz” diyen veliye kadar çok geniş bir yelpazeyi içinde barındırmaktadır.
18 Aralık (26410) ’ta vaka sayısındaki artış sebebiyle dönemin uzaktan eğitim yoluyla tamamlanması ve “….Ancak uzaktan eğitimde puanla değerlendirme yapılmaz.” biçimde bir yönetmelik varken şimdiki resmi yazıda “04 – 22 Ocak 2021 tarihleri arasında ilgili derslerden sadece bir sınav okul ortamında yüz yüze yapılacaktır.” ifadesi yazıyordu. 1 hafta sonra yüz yüze sınavların getireceği hareketlilik sebebiyle ortaöğretim kurumlarında ertelendi, ilkokullarda “1 inci, 2 nci ve 3 üncü sınıflarda dönem sonu işlemleri ilgi (a) Yönetmelikte belirtildiği şekliyle uygulanmaya devam edecektir. 4 üncü sınıflarda ders etkinliklerine katılım puanlarının aritmetik ortalaması ile dönem puanı hesaplanacaktır. Ayrıca yapılmış olan sınavlar varsa hesaplamaya dâhil edilecektir.”, ortaokullarda “5 inci, 6 ncı, 7 nci ve 8 inci sınıflarda ders etkinliklerine katılım puanları ve varsa proje puanlarının aritmetik ortalaması ile dönem puanı hesaplanacaktır. Ayrıca yapılmış olan sınavlar varsa hesaplamaya dâhil edilecektir.” şeklindedir.
Kafamıza takılan sorularımız var…
Sınav olan öğrenci ile sınav ol(a)mayan öğrencide nasıl bir eşit sağlanacak?
Ders etkinliklerine katılım, “Öğrencilerin, sınıf veya okul içinde yaptıkları; eleştirel düşünme, problem çözme, okuduğunu anlama, araştırma yapma gibi bilişsel, duyuşsal, (Değişik ibare:RG-23/10/2014-29154) psikomotor alanındaki becerilerini kullanmasını ve geliştirmesini sağlayan, performansını değerlendirmeye yönelik çalışmaları” şeklinde tanımlanırken öğretmenin uzaktan eğitim ile öğrencilerini değerlendirip puan vermesi nasıl mümkün olacak?
Uzaktan eğitimde hala tablet dağıtımı yapılırken, öğrencilerin pandemi sürecinde psikososyal durumlarına yönelik çalışmalara yer verilip, eğitim sistemimizde yüksek not almanın çok önemli bir yeri varken, yukarıda konu edinilen bir çok değişiklik söz konusuyken, verilen puanların güvenilir ve geçerli olmasını nasıl sağlanacak?
Hiçbir şekilde iletişime geçilememiş bir öğrenciye öğretmen nasıl puan verecek?
2021’in ilk haftası itibariyle pandeminin başından itibaren eğitime yansımalarını, değişiklikleri ve çelişkileri tartıştık.
Sabırla okuduğunuz için teşekkürler.