1. Anasayfa
  2. Değerlendirmeler

Kural 1: Aldığın Şeyi Yerine Koymalısın

Kural 1: Aldığın Şeyi Yerine Koymalısın
0

Daha çok anne ya da ablamızdan duyduğumuz bu yönlendirme kalıbının aslında ne kadar önemli bir uyarı olduğunun çoğu zaman farkında değilizdir. Çocukların en büyük özelliği aldıkları bir eşya ya da malzemeyi kullandıktan sonra eski yerine koymayıp gelişigüzel yerlere bırakmalarıdır. Sonra o eşyayı kullanma ihtiyacı hâsıl olduğunda ise o malzemeyi çoğu zaman bulamayarak evin altını üstüne getiririz. Çok basit bir uygulama gibi görünse de aslında kullandığı şeyi yerine koymak çocukların öz-disiplinini geliştirme noktasında önemli bir işlev görmesinin yanında hızla yaşadığımız çağda biz yetişkinlere zamandan tasarruf sağlaması anlamında büyük kolaylık sağlamaktadır.

Düzenli olmak önemli bir özellik olduğu için aileler, çocukluk yıllarında dikkatli bir şekilde üzerinde durarak bu davranışı alışkanlık haline dönüştürmelerine yardımcı olurlar. Alışkanlık haline getirilen davranış daha sonraki yıllarda çocuğun kendisi ve çevresi için de faydasını görebileceği bir yaşam felsefine dönüşür. Birçok ebeveyn çocuklarının da kendileri gibi düzenli ve sorumluluklarının farkında olan birey olmasını ister fakat bunu sağlamak sanıldığı kadar kolay değildir; büyük bir sabır ve özveri gerektirir. Her şeyden önce ailelerin, okulda öğretmenlerin ve çocuğun örnek aldığı kişilerin bu konuda onlara rol model olması gerekmektedir. Düzenli olmanın bireyler için kaliteli bir yaşam tarzından tutun da planlı olmaya kadar birçok faydasının olduğu göz ardı edilmemelidir. Özellikle düzenli olmayı öğrenmek birçok alışkanlığın kök saldığı ve yerleştiği ev içerisinde yapılan uygulamalar ve yönlendirmelerle gerçekleşmektedir. Ev içerisinde kazanılmayan bu davranış ilerleyen yıllarda çocuk için hem akademik hem iş hayatında ve dahi sosyal hayatında büyük karmaşaya ve karışıklığa yol açabilir.

Ağaç yaşken eğilir atasözünden hareketle çocuklar için eğitimin en verimli ve davranışların en hızlı alışkanlıklara döndüğü yıllar, okul öncesi dönemlere aittir. Bu dönemde verilen yönlendirmeler ve edinilen alışkanlıklar çocuğun hayatının şekillenmesinde önemli rol oynar. Ufak yaşlardan itibaren kuralların önemi, hayatımızın nasıl kolaylaştırdığı, uyulması takdirde bizi bazı kazalardan nasıl uzak tuttuğu üzerine konuşmalar gerçekleştirilebilir. Örneğin dağıttığı oyuncakları kendisinin toplaması ya da odanın içerisinde dağınık halde duran eşyalarını yine kendisinin toplamasının bu eğitimin ilk aşaması olarak değerlendirilebilir. İlk başta aileler bu konuda zorlansa da titizlikle ve sabırla aynı zamanda tatlı bir dille odayı beraber toplamaya sürdürmeleri ile istenilen davranışın yerleşmesini sağlayabilirler. Özellikle yumuşak bir dil kullanmak önemlidir çünkü emir kipi ile yapılan hiçbir yönlendirmenin olumlu sonuçlar doğurduğu görülmemiştir. Emir komutu ile yapılan ikazlar anlık davranış değişikliğine sebebiyet verse de davranışın alışkanlık haline dönüşmesini engellediği bilinmelidir.

Çocuklar doğası gereği karışıklığı ve dağınıklığı severler. Nasıl olsa tekrar kullanacağım düşüncesi ile eşyalar dağınık bırakılır ve oda içerisinde kötü bir görüntüye sebebiyet verebilir. Çocuklar, olumsuz davranışların birçoğunu nasıl davranması gerektiğini ya da nasıl tepki vereceğini bilmediklerinden dolayı yaparlar. Ebeveynlerin düzenli olmasını istedikleri çocukları için ilk öncülü-bunun neden önemli olduğunu da anlatarak- “aldığın şeyi yerine koymalısın” kuralını vermek olmalıdır. Aldığı eşyayı yerine koymayı öğrenmiş çocuk, düzenli olmanın hayatını nasıl kolaylaştırdığını fark eder ve bunu diğer yaşantılarına da adapte etmeye çalışır.

Ebeveynler öncelikle çocukların dağıttığı oyuncak veya eşyaları kendileri toplamamalıdır. Dağınık eşyalar çocukla birlikte toplanarak eylem, eğlenceli bir hale getirilmelidir. Örneğin bir şarkı eşliğinde ya da kim daha fazla eşya toplayacak bakalım şeklinde bir yarışma içerisine sokma işinizi kolaylaştırabilir. Her eşyanın bir yerinin olduğunu, alınan eşyanın kullandıktan sonra tekrar toplanarak yerine konulması gerektiği her defasında dile getirilmelidir. Bir diğer uygulama ise oyuncaklar için kutuların kullanımıdır. Yani çocuk oyuncakların oynandıktan sonra o kutuların içine koyması gerektiğini bilmeli ve kutular özenli bir şekilde çocuğun odasında muhafaza edilmelidir. Oyuncaklar toplandıktan sonra odanın daha temiz, düzenli ve ferah göründüğü de mutlaka söylenmelidir. Düzenin olmadığı yerde kaos ve kargaşanın eksik olmayacağı bununla birlikte yaşanan karışıklığın akabinde çokça çatışmaların yaşanacağı da bilinen bir gerçektir. Bu nedenle ebeveynler çocuklarına, düzenli olmanın insanı rahatlattığı, insanın kendini düzen içerisinde sağlıklı, güvenli ve huzurlu hissedeceğini anlatmalıdır. Aile içerisinde çocukların kendilerini ifade etmeye başladıkları andan itibaren eşyaların yerlerinin sabit kalması gerektiği, kullanılan eşyaların yerlerinin sabit olmasının hem zamandan tasarruf sağladığı hem de aile içinde yaşanacak çatışmalara da engel olacağı ifade edilmelidir.

Öğretmen bu süreçte öğrencinin düzenli olmasına nasıl katkı sağlayabilir diye sorduğumuzda ise çocuğa istendik davranışların kazandırılmasında okul ve ailenin birlikte hareket etmesi gerektiği gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Ülkemiz açısından değerlendirdiğimizde en büyük sıkıntımızın bu gerçeğin üzerinde çok fazla durmadığımız ve iki sacayağının da bu sorumluluğu üzerine almaktan kaçındığını söyleyebiliriz. Okul, sorumluluğu ailenin almasını isterken veli de okulun bu sorumluluğunu yerine getirmediğinden şikâyet etmektedir. Davranış kazandırma sürecinde okul ve ailenin birbirine tam anlamıyla destek olmadığını, eşgüdüm içerisinde hareket etmediklerini söylenebiliriz. Bu kısır döngüye çok fazla girmeden çocuk eğitiminde herkes üstüne düşen sorumluluğu azami derece yerine getirmekle mükellef olduğunu hatırlatmak isterim.

Bu bağlamda çocuklara düzenli olma alışkanlığı kazandırma sürecinde öğretmenler de davranış değiştirme/yerleştirme işlemine katkı sağlamalıdır. Örneğin sınıf içerisinde alınan bir eşyanın yerine konulmasının, tekrar ihtiyaç duyulması halinde o eşyaya kolay ulaşılmasının önemi üzerinde öğrencilerle konuşmalı, düzenli olmanın hayatımızı nasıl kolaylaştırdığını örneklerle açıklamalıdır. Belirli aralıklarla ders başlangıcından önce evde öğrenciler tarafından hazırlanan okul çantalarının düzenli bir şekilde yerleştirilip yerleştirilmediği kontrol edilmeli, okul bitiminde de çantaların içerisinde konulan kitap ve defterlerin düzenli bir şekilde konulup konulmadığı takip edilmelidir. Özellikle bu kontroller askeri bir tavır veya uygulama içerisinde değil daha sevecen ve olumlu bir yaklaşımla gerçekleştirilmelidir. Düzenli olmanın planlı ve programlı yaşamayı sağladığı, planlı ve programlı olmanın ise başarıya kapı aralayacağı vurgulanmalıdır.

Yaşar DİLBER

Psikolojik Danışman

2020 Kasım/Bursa

Facebook Yorumları

1980 Bursa doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Bursa’da tamamlamıştır. 1998 yılında girdiği 19 Mayıs Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünü 2002 yılında bitirmiş aynı yıl Aydın ili Söke ilçesinde MEB’e bağlı bir kurumda göreve başlamıştır. Daha sonra Erzurum ve İstanbul’da farklı eğitim kurumlarında okul psikolojik danışmanı olarak görev yapmıştır. 2012 yılında Bursa'ya atanmıştır. 2013 yılında Eğitim Yönetimi ve Denetimi tezli yüksek lisans programını iyi bir derece ile bitirmiştir. Meslek yaşantısının büyük bir kısmını özel eğitim kurumlarında geçirmiştir. 2017 yılında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetimi doktora programına kaydolmuştur. Uzun yıllar Türk PDR Derneği Bursa Şubesi yönetim kurulu üyeliği yapmıştır. Eğitim Yöneticileri ve Uzmanları Derneği (EYUDER) Bursa İl temsilcisi, Özel Eğitimde Yenilik ve Araştırma Derneği (ÖZYAD) kurucu üyesi ve aynı zamanda Uluslararası Eğitim Dernekleri Federasyonu (ULEDEF)'na bağlı Okul Psikolojik Danışmanları Derneği (O-PDR) yönetim kurulu üyesidir. Eğitim politikaları, kapsayıcı eğitim, bağımlılıklar, akran zorbalığı, siber zorbalık, özel yetenekliler, özel eğitimde istihdam, stratejik planlama, AR-GE, İşyerinde Mobbing konularında ulusal ve uluslararası çalışmaları bulunmaktadır. Bursa BTSO Kamil Tolon Bilim ve Sanat Merkezi’nde psikolojik danışman ve müdür yardımcısı olarak görev yapmıştır. 2020 yılında Kestel Rehberlik ve Araştırma Merkezi'nde müdür yardımcısı iken 2021 yılında Gürsu BİLSEM kurucu müdürü olarak görevlendirilmiş, 2022 yılı eylül ayında ise aynı kuruma kadrolu müdür olarak ataması gerçekleştirilmiştir.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.