Bir milyonun üzerinde ortaokul öğrencisi, sekizinci sınıfta eğitim alırken bir yandan da evinde ve muhtelif kurslarda (dersanelerde)/özel derslerde LGS’ye (Liselere Giriş Sınavı) hazırlandılar. Çünkü proje okullara (nitelikli) LGS puanıyla öğrenci alan ve çoğunlukla üniversiteye öğrencileri hazırladığı düşünülen liselere giriş, kayıt ve yerleştirme sistemi bu sınavda alınan puanlarla gerçekleştirilmektedir.
Tercih işlemleri devam ederken öğrenci ve ailelerini, liselerin geçen yıl aldığı yüzdelik dilimler ve LGS puanları veya yerel adrese dayalı yerleştirmeyle öğrenci kabul eden liseler için ortaöğretim sonu başarı puanı üzerinden eldeki verilerine göre en iyi okula yerleşme telaşı sardı. LGS sınavında ülke genelinde tüm soruları yapan ve birinci olan öğrenci sayısı yanında hangi puan aralığında yığılma olacağı ve bunun tercih edilecek okulların geçen yılki puanlarına göre etkileri tahmin edilmeye ve kararlar verilmeye çalışılıyor.
Herkes LGS sınavında yüksek puanlı öğrencilerin birarada okuyacağı okulların, dört veya hazırlık sınıfı varsa beş yıl sonra ortaöğretim başarı puanlarının düşmeyeceğini biliyor. Büyük ihtimalle üstün gayretle YKS sınavına da hazırlanarak bu liselere yerleşen öğrencilerin tamamına yakını benzer performansı lise sonuna kadar sürdüreceklerdir. Ancak bu liseye kayıt olmuş ve başarılı emsalleriyle iyi bir eğitim almış olmaları kendilerine üniversite sınavı için garanti vermiyor.
YKS (TYT/AYT) için yine en az bir yıl önceden konu tekrarlarına, testlere, denemelere, evde bireysel, okulda destekleme yetiştirme kurslarıyla, özel kurumlarda hazırlık kurslarına/özel derslere velhasıl sınav öncesi maraton koşusuna hazırlanacaklar. Belki ilk yıl istenilen puan alınamayacak ve hedeflenen üniversite ve bölüm için mezuna kalıp (bu tabir de yeni moda oldu) bir yıl tam gün yeniden sınava hazırlanılacak. Çünkü herkes böyle yapıyorsa ben rakiplerimden geride kalmayayım mantığıyla yarışa hazırlık yapılması normal bir durum olarak kabul ediliyor.
Peki, ne için? kariyer sahibi bir mesleğe sahip olmak, toplumda kabul görmek ve hepsinden önemlisi iyi bir iş bulmak, işe kabul edilmek, daha iyi ekonomik şartlarda yaşamak, evlenip yuva kurmak ve yeni bir hayata başlamak için. Bu süreç yaklaşık hazırlık sınıfı varsa ve sınıf tekrarı olmazsa (yıl/dönem kaybedilmezse) en az beş yıl sürecek. Sonra eğer kamuda bir iş düşünülüyorsa son yıl KPSS sınavına girilecek tabikî bunun için de ayrı bir hazırlık gerekiyor. Yine atanmak için istenilen puan alınmazsa boşta kalıp bir yıl tam gün buna yeniden hazırlanılacak ve atanma beklenecek. Özel sektörde işe girilecekse iş görüşmeleri ve çeşitli sitelere özgeçmişler yüklenecek. Bir yandan emsallerinden bir adım öne geçmek için yüksek lisans ve beceri kazandıran kurslara gidilecek.
LGS, YKS, KPSS vd. tüm bu sınavlar için yaşanan stres, harcanan emek, zaman ve para hepsi sonuçta meslek ve iş için. En azından çoğunluk için durum böyle. Bu açıklamalar; kimseyi diğer lise türlerini tercih etmekten alıkoymak için değil doğru-isabetli ve kişiye özel tercih yapabilmeleri için farklı pencereden gerçeklere bakmalarına destek olmak içindir.
Peki, bu yoğun ve yorucu koşturmacadan başka meslek ve iş için farklı bir seçenek yok mu? Var tabikî. O da mesleki eğitim ve meslek liseleri. Ancak maalesef yukarıda saydığım sınav maratonları sürecine meslek lisesi öğrencileri de ne hikmetse katılıyor. YKS sonrası tercihte bulunabilmek için var olan 150-180 barajının kalkması maalesef meslek liselilerin üniversite heveslerini artıracaktır. Sonuçta anaokulundan başlayan hazırlık sınıflarıyla en az ondokuz yıl eğitim hayatı sonunda otuzlu yaşlara yakın bir insanın hala iş, meslek ve hayat kurma çabası aileleri de ekonomik açıdan etkilemektedir.
Özellikle son birkaç yılda Milli Eğitim Bakanlığının mesleki eğitim alanında yaptığı çabalar sonuç vermeye başladı ve önemli atılımlar gerçekleştirildi. Bu çalışmalar sonucunda ülkemizde meslek lisesi/mesleki eğitim mezunu olmanın diğer lise/üniversite türlerinden mezunlara göre avantajlarına bir göz atacak olursak;
• Yazılımdan siber güvenliğe, yenilenebilir enerjiden tarım teknolojisine kadar yüzlerce meslek seçme imkânına kavuşurlar.
• Kendi meslek alanında YKS sınavlarında tercih yaptığında ek puan alarak üniversiteye yerleşmede avantaj kazanırlar.
• Son yıl 12. Sınıfta akademik destek paketli haftalık ders programı seçerek YKS sınavlarına iyi hazırlanma imkânına kavuşabilirler.
• Lise mezunları sadece “diploma” alırken meslek lisesi mezunları ise “diploma” haricinde “işyeri açma belgesi, EuroPass belgesi ve modül sertifikası” sahibi olmaktadır.
• Uluslararası akreditasyonlu/sertifikalı bir meslek sahibi insan olabilirler.
• Lise mezunları mezun olduğunda bir “unvan” sahibi olmazken meslek lisesi mezunları “teknisyen” unvanı almaktadır.
• Lise mezunları eğitimleri sonunda kazandıkları becerilerini belgeleyemezken meslek lisesi mezunları “modül sertifikasında” yazan iş tanımlarını ve yapabileceklerini, hangi becerilere sahip olduğunu kanıtlayabilmektedir.
• Kamu ve özel sektör işe alım ilanlarında; asgari eğitim şartları olarak çoğunlukla “meslek lisesi mezunu” şartı aranmaktadır. Bu açıdan işe girmede istihdam önceliğine sahip olurlar.
• Lise mezunları eğitimleri sırasında iş ortamıyla buluşup deneyim kazanamazken meslek lisesi mezunları eğitimlerinin bir bölümünü gerçek iş ortamlarında mal ve hizmet üretimi yaparak deneyim kazanmaktadırlar.
• Her şeyden önemlisi lise mezunu olmak bir meslek sahibi yapmaz iken meslek lisesi mezunları tüm dünyada geçerli olan bir meslek sahibi olarak mezun olmaktadır.
• Yabancı ülkelerin yurtdışından nitelikli eleman taleplerine başvurulabilmektedir.
• Lise mezunları eğitimleri boyunca para kazanmazken meslek lisesi mezunları eğitimleri boyunca okuldayken döner sermaye gelirinden ücret almakta, işletmede beceri eğitimi yaparken de asgari ücretin 1/3 – 1 /2 si kadar ücret almaktadır. Öğrenciyken emeğin alınterinin karşılığını almaktadır.
• İşletmede uygulamalı meslek öğrenirken iş kazası ve meslek hastalığına karşı sigortası devlet tarafından ödenmektedir.
• İşyerleri meslek lisesi mezunlarını alanında işe aldığında “Genç, kadın ve mesleki belge sahibi olanların istihdamına yönelik teşvik” ve destek almaktadır. Bu sebeple işe alımlarda meslek lisesi mezunlarına öncelik verilmektedir.
• Meslek lisesi mezunları kendi işyerini açması halinde “genç girişimci teşviki” alabilmektedir.
• Erkek mezunlar için askerlik ertelemesi ve askerlik hizmetinden sınavla askeri personel seçme başvurularında ek puan alarak öncelik kazanmaktadır.
• Meslek liseli mezun olur olmaz iş hayatına atılabilmekte ve bu sayede hayata erken başlayarak kariyer yolculuğunda her zaman diğerlerine göre daha hızlı ilerlemektedir.
• İş pedagojisi ve usta öğreticilik kursunu (40 saatlik) tamamlayarak öğretmenin olmadığı durumlarda öğretici görevi yapabilmektedir. İşletmelerde stajyerlerden sorumlu yetkili kişi olabilmektedir.
• Öğrencinin üretip kazanmasıyla kendine güven duygusu gelişmektedir.
• Mesleğini, iş hayatını lisede okurken sevmeye ve alışmaya başlamaktadır.
• Kendi ihtiyaçlarını karşıladığı gibi aile bütçesine katkı sağlayabilmektedir.
• Toplumda işi-gücü olan saygın bir kişi konumuna erişmektedir.
• Ülkesine, milletine fayda üreten, vergi veren, insan istihdam eden iyi bir vatandaş olmanın hazzını yaşamaktadır.
• Öğrenciler Erasmus projeleriyle yurtdışına çıkarak dünya tecrübesine sahip olabilmektedirler.
• Alanında nitelikli öğretmen kadrosuyla iyi bir meslek insanı olabilirler.
• Daha mezun olmadan işe girme fırsatı yakalayabilirler.
• Gelecekleri ekonomik açıdan garanti altındadır.
• Meslek liselerinin üniversiteler ve sektörün seçkin firmalarıyla güçlü işbirlikleri sayesinde hem üst öğrenim hem de iş hayatını daha iyi tanırlar.
• Hazırlık sınıfı olan meslek liselerinde nitelikli yabancı dil öğrenebilirler.
• Uluslararası öğrencilerle okuma şansına sahip olurlar.
• Başarılı öğrencilere verilen burs ve diğer desteklerden faydalanabilirler.
• Yurtdışında staj yapma hakları bulunmaktadır.
• Okulların harika konumlarıyla deniz kenarında veya ormanın doğanın içinde okuma imkânları olur.
• Geniş kampüsü olan meslek liselerinde sosyal-kültürel –sportif imkanlara kavuşurlar.
• Tam donanımlı atölye ve laboratuvarlarda uygulamalı eğitim imkanları vardır.
• Okul-sanayi işbirliği kapsamında firmalarda staj ve çeşitli iş hayatı deneyimlerine ulaşabilirler.
• Belirli alanlarda seçilmiş “mükemmeliyet merkezi” okullarda okuyabilirler.
• İTO, İSO ve MÜSİAD gibi güçlü/önemli sektör kuruluşlarının hamiliğindeki proje okullarda okuyabilirler.
• Ülke genelinde özel seçilmiş elli ARGE okulundan birini tercih edebilirler.
• Her meslek/alan-dal için özenle seçilmiş ve protokol imzalanmış ülkemizi dünyada temsil eden global marka-firmalarla tanışabilirler.
• E-mezun portalına kayıt olarak binlerce akranlarıyla-firmayla buluşturan sosyal ağa dahil olabilirler.
• Kariyer günlerinde onlarca firma temsilcisiyle iş görüşmesi/mülakat yapabilirler.
• Öğrenciyken öğrenirken üreten ve yurtiçinde satış yapan yurtdışına ihracat yapan okullarda meslek öğrenebilirler.
• Tübitak, Kalkınma Ajansı, Ulusal Ajans, Teknofest ve Uluslararası Robot yarışmalarına proje yaparak katılma imkânı vardır.
• Hayallerinin, hobilerinin peşinde koşarak müzik-spor gibi özel becerilerini geliştirmek mutlu ve başarılı olma hazzını yaşayabilirler.
Daha önce; https://egitimheryerde.net/galatasaray-lisesi-ile-itu-mesleki-ve-teknik-anadolu-lisesi/ internet adresinde yayınladığım “Galatasaray Lisesi ile İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi” ve https://egitimheryerde.net/hangi-liseyi-ve-meslegi-nasil-secmeliyim/ adresinde “Hangi Liseyi ve Mesleği Nasıl Seçmeliyim?” başlıklı yazılarıma göz atılabilir. Son üç yıl içinde siber güvenlik, yazılım, tarım, spor, sanat alanları başta olmak üzere gençlerin ilgisini çekebilecek bölümler açılmıştır. Çeşitli üniversiteler destekli okulların müdürünün bir profesör olduğu okullarımızın da sayısı artmıştır.
Tüm bu somut ve genç bir insan önemli güzel değerli kazanımlar için mesleki eğitim almaya, meslek liselerini tercih etmeye değer. Çok tercih edilen teknolojik popüler bölümler ilk yüzdelik dilimlerinden sınırlı sayıda öğrenci aldığı göz önünde bulundurulmalıdır. Ülkemizin ekonomik yapısında iş imkânlarının % 85’inin özel sektörce sağlandığı, özel sektörün de her zaman nitelikli meslek insanlarına üniversite mezunundan daha çok ihtiyaç duyduğu düşünüldüğünde mesleki eğitim ve meslek liseleri hiç de gözardı edilecek okullar olmadığı ortadadır.