Herkese merhaba. Yıllardır içerisinde yer aldığım eğitim dünyasında en büyük amacım öğrencilerim ve elbette onların ailelerinden başlayarak topluma fayda sağlayabilmek olmuştur. Değişen ve gelişen çağla birlikte, öğretmenler olarak bu konuda artık sadece sınıf ve okullara bağlı, bağımlı değiliz, olmamalıyız. Dijital ortamlar aracılığıyla çok daha fazla insana ulaşıp ufacık da olsa bir şeylerin fark edilmesine, farklı bir açıdan düşünülmesine katkı sağlamak, kelebek etkisi misali beklenmedik, büyük dönüşümlere başlangıç olabilir belki. Bu niyetle bir süredir kendi web sitem ve başka bir kişisel gelişim sitesi aracılığıyla yaptığım paylaşımlara, birlikten kuvvet doğar inancıyla “eğitimheryerde.net” ailesi de eklendi. Sevgi ve saygılarımla ilk yazımı paylaşıyorum :)
Bir toplumun en önemli varlığı çocukları ve gençleridir. Bireysel anlamda elbette en çok önem verip üzerine titrediğimiz, hayatımızın tam da merkezinde yer alan, her ne yapıyorsak uğurlarına yaptığımız, hiç düşünmeden canımızı verebileceğimiz yegane varlığımız kendi evlatlarımızdır. Toplum ise hem anne-baba olarak hem de devlet olarak çocuklarımızı nasıl yetiştirdiğimizin, nasıl eğittiğimizin, yani aslında bizim tek tek ve bütün olarak, kendimiz için ve birbirimiz için nasıl düşünüp, nasıl davrandığımızın, kendimize, birbirimize ve çocuklarımıza neyi hak gördüğümüzün göstergesidir. İğneyi her zaman önce kendimize bir batıralım, çuvaldız biraz bekleyebilir.
Her konuda, karşılaşılan her türlü sorunun çözümünün eğitimde olduğuna inanırım. Evet, başka bir takım çözümlere göre biraz yorucu ve zaman alıcıdır bununla beraber en etkili ve kalıcı yöntemdir. Evet, eğitim her zaman ailede başlar, ailenin verdiğinin ya da vermediğinin üzerine koyar okul, öğretmenler. Peki ailedeki eğitim nereden başlar? Tabii ki kayıtsız şartsız, anne-baba olarak çocuğa model olmaktan başlar. Nasıl bir davranış görmek istiyorsanız öyle davranınız. Çocuğunuzun nasıl davranmasını istiyorsanız ona öyle davranınız, çocuğunuzun sizinle nasıl konuşmasını istiyorsanız onunla öyle konuşunuz. Çocuklar için anne-babalar mutlak doğrudurlar. Ebeveynleri ne yaparsa, ne söylerse doğrudur ve öyle yapılmalı, öyle söylenmelidir. Bazılarınızın itiraz ettiğini duyar gibiyim; “ama bizim oğlan okula başladı öğretmeni ne derse kanun gibi kabul ediyor, bizi dinlemiyor”, “liseye başlayınca bizim kıza bi haller oldu, hiç dinlemiyor, ne desek itiraz ediyor”. Evet haklısınız, her ne kadar okul çağında, ergenlik çağında öyle değilmiş gibi görünse de temel düşünce şeklinde, temel davranışlarda ve tepkilerde en büyük etken o zamana kadar çocuğunuzun sizden aldığı yapı taşlarıdır. Doğumdan sonraki ilk 5-6 yıl ve sonrasında da ergenliğin sonuna kadarki süreç bir insanın kişiliğinin, karakterinin -bildiğiniz üzere ikisi farklı kavramlardır :)- inanç ve tutumlarının vb. oluştuğu, şekillendiği ve hatta belki bazı kavramların değişmezcesine sabitlendiği süreçtir.
Kendinizden pay biçin, çocukluğunuzda ya da ergenlik çağınızdayken anne ya da babanızla çatıştığınız ve şu an aynı şekilde düşünüp, davranıp, söylediğiniz neler var?
Şencan Yılmazhan Gültutan