Meslek liseleri, belli sektörlere teknik eleman yetiştirme görevini üstlenmiş eğitim kurumlarıdır. Türkiye’ye bakıldığında, meslek seçiminin bireysel ideallerin göz önünde bulundurulmasının yanı sıra, içinde bulunulan ekonomik duruma, kişinin kendine seçtiği rol modellere göre veya tesadüfi olarak yapıldığı görülebilmektedir. Meslek seçiminde meslekî saygınlık ve yüksek gelir düşüncesine öncelik verilmektedir. “Uygun meslekî yerleştirmelerin yapılamaması mutsuz bir çalışan kitlesinin oluşmasına neden olabilir. Aynı zamanda bireysel ve üretime dair kayıpların gerçekleşmesi sonucunu da doğurabilir” (Tuncer, 2011: 936).
Meslek seçimini, bireyin değişik aşamalardan geçmek suretiyle kendisi için açılmış meslek tercihleri içinden kendi gereksinimlerine ve beklentilerine yönelik olarak istenilen yönlerinin çok, istenmeyen yönlerininse az olduğu birini seçmesi ve bunun için çaba göstermesi olarak tanımlamak mümkündür (Baysal, 1993: 36).
Meslek seçimi, bir kimsenin yaşamının en az üçte birini hangi faaliyetleri yaparak geçireceğine karar vermesi demektir. Bu seçim, kişinin yaşamını nasıl bir çevrede geçireceğini, nasıl bir ortamda yaşayacağını, kimlerle iletişim ve etkileşim içerisinde yer alacağını ve hatta hayat arkadaşı olarak seçeceği insanı bile belirlemektedir. Bireyin dünya görüşü, değer yargıları ve idealleri girdiği meslekî çevre içinde değişikliğe uğrayabilir, yeniden biçimlenebilir (Kuzgun, 1995: 47).
Ulaşılabilir olan tercihler arasından, istenilen tarafları istenilmeyen taraflardan fazla olana yönelme eğilimi, seçme kavramını oluşturur. Meslek seçimi de, bireyin kendisine açık meslekleri farklı tarafları ile ele alıp inceleyerek, kendi ihtiyaçları bakımından arzu edilen taraflarının çok, istenmeyen yönlerinin ise az olduğu birine yönelmeye karar vermesidir. Bu karar, kişinin tüm yaşamı boyunca verdiği en önemli kararlardan birisidir. Zira meslekteki faaliyetler bireyin yaşamının yaklaşık olarak üçte birini kapsamaktadır. Mesleği yalnızca maddi kazanç elde etmek olarak değil, daha da önemlisi kişilerin kendilerini ifade etme, gerçekleştirme yolu olarak görmek gerekmektedir. Kendini gerçekleştirme kavramını ruh sağlığının en önemli belirtisi olmasının yanında, sağlıklı bir organizmanın da en kuvvetli eğilimidir. Bireyler diğer etkinliklerde de görüldüğü gibi, meslekî etkinliklerle ruhsal ihtiyaçlarını karşılamakta ve kendilerini gerçekleştirmektedirler (Kuzgun, 2000: 72-73).
Meslek seçimi teknolojide ilerlemiş toplumların sorunudur. Endüstri devriminden önceki feodal toplumlarda aile bir ekonomik birim olduğundan, çocuklar yetişmeleri sırasında ana babalarının çalışmalarını gözler, güçleri oranında üretim sürecine katılır ve yetişkin oldukları zaman, geniş aile birimi içinde daha karmaşık görevler yüklenerek aile mesleğini sürdürürlerdi. Aile hem üretim, hem de eğitim birimi olarak çocuğu günlük yaşam içinde mesleğe hazırlardı. Bu koşullarda üretici sınıflar için aile mesleğinden başka bir meslek sahibi olmak pek düşünülmezdi. Bununla birlikte, meslek çeşidi de oldukça azdı. Diğer bir deyişle, meslek seçimi için seçenekler çok sınırlıydı (Kuzgun, 2000: 75).
Çağımızda teknolojik gelişmeler ve bu gelişmelerin uygulamaya konulduğu endüstri, yaşamın bütün boyutlarını etkilemektedir. Teknolojik olanaklarla desteklenen çağdaş endüstri, toplumun en dinamik kuvvetlerinden biridir. Endüstrileşmenin hızlanması toplumdaki kültürel, ekonomik, politik ve eğitim gibi temel sistemleri etkilemektedir. Endüstrileşme sürecinde meydana gelen bu hızlı gelişme, toplumu oluşturan diğer sistemler arasında da kopukluklara neden olmaktadır. Örneğin, endüstri ile eğitim sistemi ele alınacak olursa, endüstri ile kullanılan teknolojik düzeyi geliştikçe, insan gücünün nitelikleri de değişmektedir. Şayet, eğitim sistemi sanayide ortaya çıkan gelişmelere vaktinde ayak uyduramaz ise, söz konusu iki sistemin arasında kopukluklar yaşanmakta ve eğitim sistemi içinde edinilen becerilerin sanayi alanında kullanılması pek fazla mümkün olmamaktadır (Alkan vd., 1996: 61-62).
Son yıllarda, insanın bir uğraşı alanı ya da bir meslek seçmesi konusu, üzerinde önemle durulması gereken bir problem haline gelmiştir. Bu durum yalnızca kişinin temel hakkı olan seçme özgürlüğünden değil, aynı zamanda günümüzde yer alan seçeneklerin çoğalmasından dolayı da ileri gelmektedir. Teknolojinin ilerlemesiyle, bazı meslek gruplarının fonksiyonlarına toplumun duyduğu ihtiyaç makinelerle karşılandığından ya da ekonomik ve teknik gelişim sonucu olarak önceden duyulan gereksinim artık duyulmaz olduğundan; bazı meslekler çalışma hayatından silinmekte ya da biçim değiştirerek varlığını sürdürebilmektedir. Mesleklerde, uzmanlaşmanın da rolünün giderek arttığı çok açıkça anlaşılmaktadır. Gelişen teknolojiyle birlikte, bu hızlı değişimler ilerleyerek devam edecek ve süregelen bu değişimlere ayak uydurup takip etmek de giderek zorlaşacaktır
KAYNAKÇA
ALKAN, Cevat, DOĞAN, Hıfzı, İLHAN, Sezgin; Meslekî ve Teknik Eğitim Esasları: Kavramlar, Gelişmeler, Uygulamalar, Yönelmeler, Gazi Büro Kitabevi, Ankara, 1996.
ASLAN, Mustafa; Meslek Liselinin Kariyer Yolu,İstanbul,2015
BAYSAL, Ayşe Can; Çalışma Yaşamında İnsan, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1993.
KUZGUN, Yıldız; Meslek Seçimi Kılavuzu, Seha Neşriyat, İstanbul, 1995.
KUZGUN, Yıldız; Meslek Danışmanlığı Kuramlar ve Uygulamalar, Nobel Yayınları, Ankara, 2000.
TUNCER, Murat; “Yükseköğretim Gençliğinin Gelecek Beklentileri Üzerine Bir Araştırma”, Turkish Studies, 6, 2, 2011, 935-948.