Bütün insanlar düşünür. Doğamız gereği böyle yaparız. Ancak kendi haline bırakıldığında düşünce sürecimiz çoğu zaman önyargılı, çarpıtılmış, taraflı, bilgilendirilmemiş ve indirgemeci bir yapı gösterir. Yaşam kalitemiz, ürettiklerimiz, ya da yapıp ettiklerimiz tamamen düşünce kalitemize bağlıdır. Böyle olmakla birlikte, düşüncede mükemmelliğe, ancak ona sistematik bir şekilde yatırım yaparak erişilebilir.(1)
Eleştirel düşünme (kritik düşünme) akıl yürütme, analiz ve değerlendirme gibi zihinsel süreçlerden oluşan bir düşünme biçimidir. Eleştirel düşünme yerine kimi zaman tartışma mantığı ya da biçim dışı (enformel) mantık terimleri de kullanılmaktadır.(2)
Eleştirel düşünmenin üç tane süreci vardır.
1. Akıl yürütme
2. Analiz yapma
3. Değerlendirme
Değerlendirme açısından eleştirel düşünmede amaç, öğrencilere günlük yaşamda karşılaştıkları ön yargıları tanımada, yardımcı olmaktır.
Analiz yapma eleştirel düşünmede öğrencilere hiçbir problemin tek çözümünün olmadığı, her zaman alternatiflerin olabileceğinin örneklerle gösterilmesi, öğretilmesidir.
Akıl yürütme ise problemin(lerin) tanımlanması, hedeflerinin belirlenmesi ve hedefe ulaşmak için neler yapılabileceğine karar verilmesi süreçlerini kapsar. İdeal eleştirel düşünce tarzı, kişinin kendi düşünce süreçlerine egemen olmayı öğrenmesi olarakta özetlenebilir.
Güven ve Kürüm(2006), üst düzeyde bilişsel becerileri gerektiren, karmaşık ve kapsamlı bir süreç olarak aslında olayın çok basite indirgenmeyecek kadar kapsamlı bir çalışma olduğunun özellikle altını çizer. Elbette öğrencileri bu noktaya getirebilmek zaman alan bir süreçtir. Eleştirel düşünme, bu bilgi bombardımanı çağında ve yeni bilgi ekonomisinde daha gerekli hale gelmiştir. Öğrencilerin karmaşık bilgileri daha iyi anlamalarını, daha yüksek dereceler elde etmelerini ve daha fazla istihdam edilebilir, bilgili ve aktif vatandaşlar olmalarını sağlar. Sosyal ve kişiler arası bağlamlarda iyi karar vermeyi ve problem çözmeyi kolaylaştırır. Bilişsel önyargıların ve sezgisel temelli düşüncenin etkilerini azaltır.(3)
Öğrencilere birden bire eleştirel düşünme alışkanlığı kazanması tabi ki mümkün olmayacaktır. İlköğretimin ikinci sınıftan itibaren tüm kurumlarda bu yetkinliğin üzerinde durulması ve geliştirilmesi için çaba harcanması gerekir. Tıpkı kitap okuma alışkanlığının birkaç haftada kazandırılamayacağı gibi eleştirel düşünce yetkinliği de bir yılda kazanılması düşünülemez. Eleştirel düşünme becerilerinin kazanılmasında dört koşulun mutlak olması gerekmektedir.
- Birey öncelikle bu bilgiye, yetkinliğe ihtiyaç hissetmelidir. Birey, bilginin gelişimine katkısının takdir gördüğü bir güven ortamında bulunduğunu hissetmeye ihtiyaç duyar.
- Planlanan öğrenme deneyimleri bireye, hem bocalama hem de destek fırsatları sunmalıdır.
- Belirli bir süre.Gelişim çoğunlukla beklenmeyen veya yepyeni deneyimlerden doğar (Birey, bir şeyler üzerine derinlemesine düşünmek ve düşüncelerini düzenlemek için zamana ihtiyaç duyar).
- Kişisel gelişime katkı sağlama. Eğitim sürecinde edindiği deneyimler, bireyin gündelik hayatta kullanabileceği, bireyin hem zihinsel hem de duygusal gelişimini desteklemelidir.(4)
İsterseniz makalemizin bu aşamasında kısa bir ara vererek Zehra İpşiroğlu’nun, üniversite gençlerinin ne kadar düşündüğünü anlayabilmek için bir yaptığı deneyden bahsedelim. Araştırmacımız bu deney için Ferid Edgü’nün ince bir alayla kaleme aldığı “Türk politikacılarının Kültürle ve Sanatla Olan İlişkileri” konulu denemesini seçer. Yazıyı, yazarın adını vermeden öğrencilerine okur ve bu yazıdan ne anladıklarını açıklamalarını ister. Bu yazı, hem yazınsal bir metnin okunup değerlendirilmesi hem de gerçeklere yapılan somut göndermeler açısından önem taşımaktadır. Hatta İpşiroğlu’nun bu girişimine üniversitedeki hocalar gülerler ve üniversite düzeyine gelmiş bir öğrencinin böyle bir yazıyı yanlış yorumlamasının olanaksız olduğunu söylerler.
Sonuç, gerçekten çarpıcıdır. Yazıyı sınıftaki 92 öğrenciden sadece 4’ü anlamıştır.
Zehra İpşiroğlu bu sefer başka bir yazı okutur öğrencilerine ve sonra her iki yazının da aynı yazara ait olduğunu söyler. Öğrenciler şaşırırlar, kimi yazara kızar, kimi kendine güler, kimi de yazıyı anlamamış olduğu için üzülür. Üniversiteye kadar gelen öğrencilerimiz bir şekilde eleştirel düşünme yetkinliği kazanamadan eğitim hayatlarını tamamlamaktadırlar. Tüm eğitim süreçleri boyunca ezbere dayalı bir sistemle ilerleyen gençler okul hayatı bitip te iş hayatına atıldıklarında karşılarında binlerce problem bulacaklar ve eğitim hayatlarında öğrendikleri yöntemlerle bunların üstesinden gelemeyeceklerdir.
Öyle ise bu kadar önemli bir yetkinliği nasıl kazanacağız, nasıl eleştirel düşünebileceğiz?
İşte bir çözüm listesi.
“- Zihniyet, tutum, yapılanma değişikliği
– Okulların demokratik ve katılımcı öğrenim ortamlarına dönüştürülmesi,
– 29. 05. 1995 tarihli ve 22297 sayılı Ders Kitapları Yönetmeliği’nin öğrencilerde bilimsel ve eleştirel düşünme yetisini geliştirecek yönde yeniden düzenlenmesi
– Öğrencilerde bilimsel ve eleştirel düşünmeyi, yaratıcılığı ve katılımcılı¤ı geliştirmeye yönelik olarak düşünülmesi gereken
faaliyetleri düzenleyen 06/06/1983-2140 tarih ve sayılı “İlköğretim,Lise ve Dengi Okullar Eğitici Çalışmalar Yönetmeliği’nin yeniden
düzenlenmesi
– Öğretim programlarının eleştirel düşünmeyi destekleyecek biçimde ele alınması ve öğrencilerin gelişim aşamaları dikkate alınarak
yaşlarına uygun düşünme becerilerini yerleştirecek öğretim etkinliklerinin programa dahil edilmesi,
– Ders kitaplarının seçiminde kullanılan kıstaslar arasına eleştirel düşünmeyi destekleyen özelliklerin öncelikli olarak yerleştirilmesi,
– Eleştirel düşünmeyi geliştirecek derslerin öğretim programına katılması ve verilmekte olan derslere, çoğulcu, eleştirel, farklı
bakış açılarını içeren yaklaşımların yerleştirilmesi,
– Kitapların açık ve örtük olarak yer alan ayrımcılıktan, ötekileştirmeden, önyargıdan ve mutlak bilgi yaklaşımından arındırılması ve güncel, eleştirel, insan odaklı ve sorgulayıcı hale getirilmesi,
– Talim Terbiye Kurulu’na (ders kitapları konusunda tek yetkili merci olmaktan çıkarılarak) bir bilim kurulu (etik kurul) statüsü
kazandırılması,
– Öğretmenlere eleştirel düşünmeyi edindirmeyi hedefleyen eğitim stratejilerinin öğretilmesi,
– Alışkanlıkların kırılması,
– Yukarıda sayılanları yapmak isteyecek ölçüde öğrencisine değer veren ama yapabilecek ölçüde de donanımlı öğretmenler,
– “Mış gibi” yapmamak, göstermelik işlere (örneğin öğrencinin göstermelik katılımı) kapılmamak, içi boş söylemlerden uzak
durmak,
– Öğretmenlerin eleştirel düşünme işlemini gerçekleştiren modeller olmaları,
– Öğrencileri değerlendirme sistemlerinin eleştirel düşünme becerilerini değerlendirmeye ağırlık vermesi,
– Okulların mimari olarak da ilişkisel olarak da öğrenim mekanlarına dönüştürülmesi”(6)
Mitat Özder
Kaynaklar:
1.https://tr.wikipedia.org/wiki/Eleştirel_düşünme
2.Dr. Richard Paul-Dr. Linda Elder Minik Eleştirel Düşünme Kılavuzu Kavramlar ve Araçlar
3.Christopher Dwyer http://www.psychologytoday.com/us/blog/thoughts-thinking/201807/15-things-we-have-learned-about-critical-thinking
4.https://www.parent.com/how-to-raise-critical-thinkers-in-a-world-that-desperately-needs-them/_https://www.egitimpedia.com/elestirel-dusunme-becerisi-yuksek-insanlar-yetistirmek/
5.Zehra İpşiroğlu, “Düşünmeyi Öğrenme ve Öğretme”
6.Prof. Dr. İpek Gürkaynak, Prof. Dr. Füsun Üstel, Doç. Dr. Sami Gülgöz Eğitim Reformu Girişimi Eleştirel Düşünme Raporu