Ruh Sağlığı
Ruh sağlığı, kişinin kendisiyle ve çevresiyle ilgili gereksinimleri karşılayabilmesi için onun kendi iç güçlerinin çevre olanaklarını kullanabilecek olgunluğa erişme süreci, olarak tanımlanır. Okullarda ruh sağlığı kavramı ise öğrencileri psikolojik olgunluğa ulaştırma aşamasında çocuğa destek ve güven verme durumudur (1). Geçmişten günümüze baktığımızda her branşın öğretmeni kendi dersi çerçevesinde görevli olup bu yükümlülüğü taşımaktadır. Bu imkânlar göz önüne alındığında sınıf içerisinde çocukların ruh sağlığı durumu çoğu zaman ikincil plana atılmaktadır. Öğretmenler tarafından başlangıçtaki en önemli husus öğrencilerin derslerinden elde ettiği başarı durumu ve algılama düzeyidir. Fakat bu durumlarda göz ardı edilen durum çevresel faktörler ve öğrencinin ruh sağlığıdır. Bu koşullarda okul psikolojik danışmanının görevi öğrencinin ruh sağlığını desteklemek ve belirli olgunluğa gelmesini sağlamaktır. Birçok okulda gözlemlenen sonuçlara göre bilhassa alan dışı okul psikolojik danışmanı, öğrencilerin ihtiyaç ve gereksinimlerini karşılamaktan ziyade öğrencilere belirli çalışma planları yapıp rapor veya evrak işleriyle ilgilenmektedir. Bu durumlarda hem okul idaresinin hem de okul psikolojik danışmanının hatası bulunmaktadır. Asıl ilgilenilmesi gereken durumun, öğrencilerin içinde bulunduğu olumsuz ruh sağlığı durumunun iyileştirilip olumlu ruh sağlığı durumuna geçmesini sağlamaktır.
Okullarda Ruh Sağlığı
İnsanlar yaşamlarını olumlu ve işlevsel bir şekilde devam ettirmek için başka insanlarla iletişime gerek duyarlar. Başka insanlarla iletişim kurma gereksinimimiz bizim sosyal ilgimizdir ve bizler sosyal ilgiye ihtiyaç duyarız. Sosyal ilgi kavramımızın temel yapısı ise çocuklukta oluşur. Çocuklukta anne baba ile kurulan sağlıklı bir iletişim, çocuğun bağlanma stilini oluşturarak insanlarla arasındaki güven durumuna zemin hazırlar. Anne baba ile başlayan bu iletişim kurma yolculuğunun en önemli aşaması ise okullarda devam eder. Okullar hem iletişim becerimizi geliştirme açısından hem de ruh sağlığımız açısından oldukça önemli kurumlardır.
Öğrencilerin ruh sağlığını olumsuz etkileme konusunda en önemli faktör kıyaslama veya eleştirilme durumudur. İnsanlarda doğuştan olan “aşağılık duygusu”(Adler’in bireysel psikoloji kuramına göre, insan doğuştan çaresiz olarak doğar ve kendini tamamlamak için mücadele ve başarı kazanmaya çalışır.) kıyaslama ve eleştirilme gibi faktörlerle artış gösterebilir ve bu durum bir duygu iken aşağılık kompleksine dönüşerek zararlı bir duruma gelebilir. Yetersiz hissettiğimizi düşündüğümüz durumlarda kendimizi daha fazla kıyaslar ve iç duygularımızı kontrol edememe durumuna geliriz. Kendimize öfke duymaya, benlik saygısını kaybetmeye, suçlamaya, eleştiri kabul etmemeye, doyumsuzluk yaşamaya başlarız ve bu durumlar beraberinde kişilik bozuklarını getirir. Kişilik bozuklukları ise geri dönülmesi zor olumsuzluklardır. Bu nedenle önlemin başlangıcı, ailede daha sonra ilkokul sıraları öncelik olmak üzere eğitim hayatımızdadır.
Eğitim fakültesi boyunca “her öğrenci eşittir.” İbaresini sıkça duyar ve kendimize aşılamaya çalışırız. Günümüze baktığımızda ise çoğu öğrencinin bilhassa derslerde başarısız görülen öğrencilerin arka plana atıldığını ya da iyi öğrenciler arasında rekabet oluşturulduğunu görmekteyiz. Bu durum çocukların ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Hep daha iyi olma çabasına girme durumu veya zaten ben başarısızım algısı öğrencide yetersizlik hissettirmektedir. Öğretmenin buradaki en önemli görevi başarı sağlayan öğrencilere pekiştireç verirken başarı gösteremeyen öğrencileri es geçmemesi ve öğrencilerin kendini yetersiz hissetmesini sağlamamasıdır. Hayatın anlamının ders başarısı olmadığı hem öğretmenlere hem de öğrencilere aşılanmalıdır ve öğrenci var olduğu için sevildiğini, önemsendiğini ve değer gördüğünü hissetmelidir. Öğrenci kendisinin zeki, başarılı, güzel ya da yetenekli olduğu için sevildiğini ya da var olduğunu hissediyorsa bu durum olumsuz bir ruh sağlığının temelinin oluşması anlamına gelmektedir. Öğrenciler dinlendiğini hissetmelidir gerek travma yaşayan gerek ailesi ile ilgili problemleri olan çocuklar davranışlarıyla ya da sessizlikleriyle kenara itilmemelidir. Unutulmamalıdır ki nedensiz hiçbir davranış yoktur. Sonuca odaklanıp nedeni göz ardı edersek geleceğin birçok bireyini kaybetmiş olacağız. Ruh sağlığı sağlıklı olan bireyler yetiştirmeyi hedef edinmeliyiz, derslerde başarılı olma kriteri ruh sağlığının önüne geçmemeli geçtiği anda, çok başarılı ve yetenekli olan ama ruh sağlığında olumsuzluklar oluşan ve gelişimsel döneminde bir yerde takılı kalmış bireyler ile toplumu oluşturmuş olacağız. Başarılı lakin mutsuz bireyler ya da başarısız ve mutsuz bireylerin oluşmaması için başta aileler ve eğitimciler olmak üzere tüm bireylerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki her birey varoluşu ile değerlidir.
Kaynakça:
- Okullarda ruh sağlığı hizmetleri 76-83, 2008. Erişim Tarihi: 14 Aralık 2020 http://www.osmansezgin.com/assets/2018_guz_okullardaruhsagligi_ruhsaligi.pdf