Bu soru sadece günümüz toplumunun değil geçmişin de önemli sorularından biriydi. Elbette bir çok cevabı var ama ben bu yazıda bizde unutulmuş olan önemli cevaplardan bir tanesini ele almak istiyorum.
Günümüz okullarında hemen hemen hepiniz öğretmenin eskisi gibi sınıf içinde “en aktif olan” konumda olamadığını, olmakta ısrar ettiğinde sınıf içinde yönetim sorunları yaşandığını, bu problemin anaokulundan liseye her kademe de gün geçtikçe artarak devam ettiğini biliyorsunuz. Yani eskisi gibi “sen sus ben konuşayım, ben anlatayım sen dinle, ben söyleyeyim sen yaz v.s.” mantıkları artık işlemiyor.
Tam bu nokta da: “artık daha fazla soran ve sorgulayan bir nesil var dolayısıyla bu nesle eski öğretmenlik hareketleri sökmüyor diyebilirsiniz.“işte ben de tam bu noktayı size sormak istiyorum. Gerçekten soran ve sorgulayan bir nesil var mı? Daha da önemlisi; bu soran ve sorgulayan nesil nerede yetişti?
“Tamam ben anladım sen okul ne işe yarar sorusunun cevabını; soran ve sorgulayan nesil yetiştirir diye cevaplayacaksın” diye düşünebilirsiniz. Maalesef bu kadar basit değil. Zira anaokuluna gittiğinizde işin bu kadar da basit olmadığını daha net görürsünüz.
Modern zamanlar ki; şuan da kapısından yavaş yavaş girmek üzereyiz, geçmiş alışkanlıklarımızı ve uygulamalarımızı yavaş yavaş değiştirmekte. Artık bilim neredeyse bireysel keşif yapılamayacak kadar kompleks bir hale geldi. Bilim adamları birlikte ve bilgisayarlar destekli bilim çalışır oldu. Bilim masa başında kağıt ve kalem ile üretilmekten laboratuvarlarda ve gelişmiş sistemler yardımıyla üretilir hale geldi. Ve bu gelişmiş bilim üretime dönüşüp topluma karıştıkça ortaya işte sınıf içinde bize ders işlerken sorun çıkaran çocukları üretmekte. Kısaca yukarıda size sorduğum sorulardan birine cevap verdim. Demek ki bu bizim tırnak içinde “soran ve sorgulayan” diye adlandırdığımız nesli biz değil içinde bulunduğumuz zaman yetiştiriyor. Peki; “biz mi bu zaman için çocuk yetiştirmeliyiz yoksa bu zamanlar mı biz okullar için çocuk yetiştirmeli?”
Yukarıda bir denklem görüyorsunuz belki de bir çoğunuz bu denklemi ilk kez gördünüz. “Sen de çok zor yerden sordun, azıcık daha bildiğimiz yerden sorsaydın mutlaka bilirdik diye düşünüyorsanız o zaman en kolay bilinenini yazıyorum.
“Evet evet bize bunlarla gel. Biz bunu biliyoruz. Bu; Einstein’ ın izafiyet teoremi” diyorsanız devam edebiliriz.
Okullar, hele de özel okullar olarak temel işimiz; bu modern zamanlar için çocuk yetiştirmek ve bu modern zamanlar sorarak ve sorgulayarak bilimi üretim için kullanan bireyler istiyor.
Okulların ne işe yaradığını anlattım ama yanlış anlaşılmamak için hemen şunu da yazıp bitireyim. Biz okullar herkesi bilim adamı olarak yetiştireceğiz diye bir şey yok. Ama hayata atıldığında, hayatını kazanmak için yaptığı işi ne olursa olsun herkesin: okul sıralarında yukarıda iki temel örneğini yazdığım bilimle okul sıralarında tanışması ve sormayı öğrenmesi lazım. Bu yüzden “bilimi üretim için kullanan bireyler” yazdım.