1. Anasayfa
  2. Değerlendirmeler

Organize Sanayi Bölgelerinde Mesleki ve Teknik Eğitimin Değerlendirilmesi

Organize Sanayi Bölgelerinde Mesleki ve Teknik Eğitimin Değerlendirilmesi
0

Ülkemizde özel sektörün henüz yeterince güçlenip gelişmediği yetmişli yıllarda başta eğitim olmak üzere her türlü hizmet devletten beklenmekte ve kurumlar arasında yeterli işbirliği bulunmamaktaydı. Çırak okulu yapılmasının planlanması ve teşvik edilmesi, işyeri açılmasında yasal ustalık belgesi istenmesi, eleman alırken yasal belge sahibi olma koşulu aranması, eğitim merkezi yapılmak üzere uygun yer ve büyüklükte arsa tahsis edilmesi, çırak ve kalfalara ulaşım kolaylığının sağlanması gibi konularında çalışacak kurulları düzenlemek üzere 05.07.1977 tarih 15987 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanunu uygulamaya konulmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı sekretaryasında Ankara’daki Çıraklık Kurulunda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı,Ticaret Bakanlığı, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, İşçi Sendikaları Konfederasyonu Temsilcisi bulunmaktaydı. Ayrıca uygun görülen yerlerde mahalli çıraklık eğitimi komiteleri kurulması öngörüldü. Bu komitelerde de; Milli Eğitim müdürü, Esnaf ve Sanatkârlar Dernekleri Birliği, Mahalli Esnaf ve Sanatkârlar Dernekleri Birliği, Ticaret ve Sanayi Odası ve meslek okulları temsil edilirdi. Bu Kanunda “Devlete bağlı kurumlarla, Kamu İktisadi Teşebbüsleri kendi bünyelerinde çırak okulları açabilirler” hükmü yer almaktaydı.

Yine o yıllarda daha çok illerde ve gelişmiş ilçelerde Sanayi Siteleri Kooperatifleri kurulmaya başlanmıştır. Düzenli imarlı atölyeler, işyerleri, imalathaneler, satış yerleri, idari bina, sosyal tesisler (büfe, lokanta, berber, cami, taksi durağı, PTT, eczane, banka, sağlık ocağı vd) yanında kooperatif yönetimi çıraklık eğitimi binası veya bunun için eğitim alanı arsası tahsis etmekte MEB tarafından merkez binası inşa edilmekteydi. Daha sonraları birden çok sanayi sitelerinin birarada olduğu daha büyük yapılara Organize Sanayi Bölgelerine ihtiyaç duyuldu. Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), üretim ve hizmet sağ¬layan kurumların bir araya getirilerek belirli bölgelerde toplanmasıyla oluşan ve bölgenin ekonomisi üzerinde önemli rolü olan alanlardır. Mesleki Eğitim Merkezleri ile Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin Organize Sanayi Bölgesi ve sanayi sitelerinde açılması hem sektör hem de mesleki eğitim hizmetlerinin etkinliği ve verimliliği açısından çok önemlidir. Ülkemizde ilk OSB 1961 yılında Bursa’da kurulmuştur. Şu anda 78 ilimizde var olan 308 OSB’de 39’u özel 33’ü resmi/devlet olmak üzere toplan 72 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bulunmaktadır. Ayrıca 18 ildeki OSB’lerde 32 Mesleki Eğitim Merkezi hizmet vermektedir. (1)

Kanuni düzenlemelerden; 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nun 34. Maddesinde,“Sanayi ve Ticaret Bakanlığı; bakanlıkla koordineli olarak sanayi sitelerinde çıraklık eğitimi kurumlarının yer almasına yardımcı olur.” Hükmü yer almaktadır. Organize Sanayi Bölgeleri uygulama yönetmeliğinde; “MADDE 23 – (1) Müteşebbis heyetin ve genel kurulun görev ve yetkileri; i) Katılımcıların nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere eğitim merkezi ve/veya eğitim kurumu oluşturmak ve/veya işletmek” ve 36. Maddesi 4. Maddesinde; “OSB’nin imar planlarında, bölge büyüklüğünün %10’unu geçmemek üzere, katılımcı veya kiracılara yönelik küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık hizmetleri için hizmet ve destek alanları ayrılabilir.” Hükmü yer almaktadır. Buradaki ifadelerden OSB’lerde mesleki eğitim alanları oluşturulup hizmete açılması isteğe bağlı bir durum gibi anlaşılmakta olup aslında bu zorunluluk olmalıdır.

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 12. Maddesinde; “Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) veya dışında açılan özel mesleki ve teknik eğitim okullarında belirlenen meslek alanlarında öğrenim gören her biröğrenci için, 2012-2013 eğitim öğretim yılından başlamak üzere, resmî okullardaöğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, her eğitim öğretim yılı için Maliye Bakanlığı ile MEB tarafından müştereken belirlenen tutarda, MEB bütçesine bu amaçla konulan ödenekten eğitim ve öğretim desteği yapılmaya başlanmıştır.(2)

MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğünce hazırlanan “(1) Organize Sanayi Bölgelerinde Mesleki ve Teknik Eğitim Raporu” na göre; 2018- 2019 eğitim öğretim yılında OSB’lerde yer alan mesleki ve teknik eğitim kurumlarında toplam 56.334 öğrenci eğitimine devam etmektedir. Bu sayı ülkemizde meslek liselerinde okuyan tüm öğrenci sayısına oranı ise % 2,83 ile çok düşük bir seviyededir. Bu öğrencilerin 45.514’ü (% 80,79) MTAL’de, 10.820’si (% 19,21) MEM’de bulunmak¬tadır. MTAL’deki öğrencilerin ise 32.062’si (% 70,44) özel, 13.452’si (% 29,56) resmi kurumlarda eğitim almaktadır.

Meslek lisesinde okuyan öğrencilerin büyük çoğunluğunun mezun olduktan sonra kazanma ihtimali çok düşük olsa da üniversite sınavlarına girerek yükseköğretime devam etme eğilimindedir. Yine mezunların çok önemli bir bölümünün mezuniyeti dışındaki mesleklerde istihdamda olduğu bilinmektedir. Meslek lisesinde okuyan öğrencilerin % 70 inin özel meslek liselerinde okuyor olmasını; öğrenci açısından devlet desteğiyle özel okulda okuma imkânını kullanmak için okul sahipleri açısından da devlet teşvik ve desteklerinden sonra bu okulların açıldığı dikkate alınırsa para kazanmak için olduğunu düşündürtmektedir. Tabikî eğer mülkiyeti ve işletmesi doğrudan OSB tüzel kişiliğince yürütülenleri bunun dışında tutmak gerekir.

OSB’de yer alan MTAL’lerde eğitim alan tüm öğrenciler dikkate alındığında en sık tercih edilen mesleki alan¬lar sırasıyla Elektrik-Elektronik Teknolojisi (% 20,18), Makine Teknolojisi (% 15,49) ve Endüstriyel Otomasyon Teknolojileridir (% 8,02). Bu sonuçla birlikte birçok ilde OSB’lerdeki üre¬tim alanları ve ilin genelindeki çalışma alanları ile OSB kapsamındaki MTAL’lerde yoğunlaşan eğitim alanla¬rının uyumlu olmadığı belirlenmiştir. Özellikle tekstil üretimi, mobilya imalatı, gıda ürünlerinin imalatı, tarım ve mineral üretiminin yüksek olduğu bazı illerde, OSB kapsamındaki MTAL’lerde bu meslek alanlarında eğitim verilmediği ya da bu alanlardaki öğrenci sayısının düşük olduğu görülmüştür. Bu durumda göstermektedir ki okul ve merkezlerde alan ve dalların açılmasında yerel ihtiyaçlar birinci öncelik olarak etkili olamamıştır. Öğrencilerin çoğunluğu mezuniyetinde yükseköğretime devam etme isteği, OSB içindeki işletmelerde eleman ihtiyacının artarak süreklilik arzetmesi ve çalışmayı düşünmemeleri üzerinde özellikle düşünülmelidir. Staj, işletmede meslek eğitimi ve işbaşı eğitim programları sırasında eğitim-istihdam ilişkisinin kurulamamış olması yanında çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini akla getirmektedir.

Sanayinin ihtiyaç duyduğu çırak, kalfa ve usta gibi nitelikli eleman ihtiyacının ve mevcut çalışan elemanların eğitim ihtiyaçların hiç eksik olmadığı tüm OSB’lerde Mesleki Eğitim Merkezi (MEM) olması gerekirken 18 ilde 32 MEM hizmet vermekte ve bu kurumlarda 10.820 öğrenci ve 522 öğretmen bulun¬maktadır. Aslında 78 ilde toplam 308 MEM olması gerekirdi. OSB’lerdeki MEM’lerde öğrenci sayısının en fazla olduğu meslek alanları Güzellik ve Saç Bakım Hiz¬metleri (% 21,54), Motorlu Araçlar Teknolojisi (% 16,21), Makine Teknolojisi (% 13,84) ve Elektrik-Elektronik Tek¬nolojisidir (% 11,06). Birçok İlde OSB’lerdeki üretim alanları ve ilin genelindeki çalışma alanları ile OSB kapsamında¬ki MEM’lerde öne çıkan meslek alanları arasında yeterli uyum görülmemektedir. Bazı illerde OSB’ler kapsamın¬da tekstil ve giyim üretimi ile gıda ürünlerinin imalatına yoğunlaşılmasına rağmen MEM’lerde bu alanlarda eği¬tim verilmediği ya da bu alanlarda eğitim alan öğrenci sayısının düşük olduğu belirlenmiştir. OSB içindeki MTAL’lerde eğitim yapılan alanların sanayi kuruluşlarıyla uyumsuzluğu, yükseköğretime devam hevesi düşünülerek bir nebze anlaşılabilir iken zaten doğrudan sektörde çalışarak eğitim alması gereken MEM ’lerdeki uyumsuzluk anlaşılabilir değildir.

OSB’ler mesleki ve teknik eğitim alan öğrencilerin mes¬leki becerilerini en üst düzeyde geliştirmelerini sağ¬layan uygulamalı eğitim imkânları sunmaktadır. OSB’lerde uygulamalı eği-timle yetişen mesleki eğitim merkezi mezunları özel sektörün usta ve kalfa ihtiyacını büyük oranda karşılayabilecektir. Mesleki eğitim merkezlerinden mezun olan ustaların kendi mezuniyet alanlarında istihdam edilme oranları oldukça yüksektir (% 88). İşbaşı eğitim yoğunluğunun yüksek olduğu mesleki eğitim merkezlerinde öğrenci¬lerin mezun olduktan sonra istihdamı çoğunlukla işbaşı eğitimlerini tamamladıkları işletmelerde gerçekleş¬mektedir (% 75). Mesleki eğitim merkezlerinde gerçek¬leştirilen ağırlıklı işbaşı eğitimlerinin, OSB’lerde üretime destek olacak nitelikli insan kaynağını geliştirme açısın¬dan yüksek potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir. Bu açıdan, OSB’lerde özellikle mesleki eğitim merkezle¬rinin yaygınlaştırılması teşvik edilmeli hatta zorunlu kılınmalıdır.

İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesi yönetimince tarafından yaptırılarak özel eğitim sektörünce işletilmekte olan yine hizmete sokulan Mesleki Eğitim Merkezi ve İstanbul Tuzla Organize Sanayi Bölgesi yönetimince yaptırılarak MEB’na devredilen Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri doluluk oranı ve başarılı uygulamalarıyla iki farklı iyi örnek olarak gösterilebilir. Bu başarılı uygulamaların örnek alınarak yaygınlaştırılması faydalı olacaktır.

Organize sanayi bölgelerindeki işletmelerin, nitelikli işgücü temininde sorun yaşadıkları görüşüne, yöneticilerin % 86 gibi büyük bir çoğunluğu katılmaktadır. Organize sanayi bölgesi yöneticileri ve sanayicilerle yapılan görüşmelerde de sanayiciler ve yöneticiler nitelikli iş gücü bulmakta zorluk çektiklerini belirtmektedirler. Organize sanayi bölgelerindeki işletmelerin nitelikli eleman ihtiyaçlarını karşılamak için organize sanayi bölgelerinde meslek lisesi ve meslek yüksekokulu gibi mesleki eğitim kurumlarının kurulması önerisini, yöneticilerin % 95 gibi büyük çoğunluğu desteklemektedir. Sanayicilerin nitelikli eleman, teknisyen, tekniker ihtiyacını karşılayacak meslek lisesi ve meslek yüksekokullarının bu bölgelerde kurulmasının yaygınlaştırılması ve irtibatlarının güçlendirilmesi önem taşımaktadır. Mesleki ve teknik eğitimin iş piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda verilmesi, eğitim ile istihdamın arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi, eğitim müfredatlarının belirlenmesinde sanayicilerin görüşlerinin alınması, öğrencilerin staj ve uygulama yapma imkânlarının artırılması gibi işbirliği imkânları geliştirilmelidir.(3) Bu bilgi ve açıklamalardan OSB içinde her düzeyde yeterince mesleki eğitim okul ve kurumlarının sayısal olarak bulunmadığı, bulunanların istenilen aranılan mesleklerde eğitim vermediği için bu konuda önemli çalışmalar yapılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilebilir.

(1) Organize Sanayi Bölgelerinde Mesleki ve Teknik Eğitim Raporu, MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, Eğitim Analiz ve Değerlendirme Raporları Serisi No: 6, Haziran 2019
(2) Mesleki ve Teknik Eğitim Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2014-2018), S.29
(3) “Türkiye’de Organize Sanayi Bölgelerinin Kurumsallaşması ve Karşılaştıkları Sorunlara Çözüm Önerileri,” Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Çankırı Vol. 5, Iss. 2, (2015): 615-638.

Facebook Yorumları

Erol DEMİR 1967 yılında Gölcük’te doğdu. Piyale Paşa İlkokulu, Gölcük İmam Hatip Ortaokulu, Gölcük Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Üniversitesi Bilecik Meslek Yüksekokulu Elektronik programını ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yöneticiliği alanında yüksek lisansı “Eğitim Yöneticilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri” konusunda tezini tamamlamıştır. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesinde işletme alanında doktora öğrencisidir. 1990 yılında Türkkablo fabrikasında kalite kontrol teknisyeni olarak çalıştı. Öğretmenlik hayatına 1991 yılında Hakkari’de başladı. 1994 yılında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi’ne elektronik öğretmeni olarak atandı. 1995 yılında müdür yardımcısı oldu. 2000 şubat ayında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü oldu. 2003 yılında Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak çalışmaya başladı. Aralık–2007 ile Haziran-2016 arası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube müdürü olarak çalıştı. Temmuz – 2016 Bakırköy İlçe MEM, Temmuz-2022 İstanbul İl MEM, Ekim-2023 Küçükçekmece İlçe MEM Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibidir.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.