Eskiden elit kesimin ya da maddi gücü iyi olanların çocuklarının öğrencisi olduğu özel okullar artık o kadar da özel değil. Köşesinden döndüğünüz birçok sokakta bulabildiğiniz için bir özelliği de kalmıyor maalesef. Peki hepsi aynı standartlara mı sahip? Hepsini ayni kefeye koymak haksızlık olmaz mı? Türkiye’de kendini sokak başı özeli okullardan ayıranlar elbette var. Onları konunun dışında bırakarak diğerlerinde olan yabancı dil eğitiminden bahsetmek istiyorum.
Barınma, karnını doyurma, güvenlik gibi temel hayatta kalma şartlarını sağladıktan sonra her insanın tartışmasız doğal hakkı olan iyi eğitim almak en meşakkatli ve dikkat edilmesi gereken en önemli konudur. Eğitimin hayatın ve bir ülkenin gelişmesindeki rolü düşünülünce titizlikle üstünde düşünülmesi gerekir. Bundan yola çıkan birçok veli de çocukları için doğal olarak en iyi okulu seçmeye çalışır. Özel okulun tercih edilmesinin sebeplerinden başlıcası yabancı dil eğitimidir. Bugün hangi mesleği tercih ederseniz edin CV’nizde öncelikle İngilizce bildiğiniz yazmıyorsa hiç şansınız yok. Bugün dünyayı anlamak için de dünya dili İngilizceyi bilmeniz şart. Eskisi gibi sizi özel bir insan da yapmıyor maalesef. Ancak okula kayıt yapma aşamasında velilerin gözünü boyamak için birkaç İngilizce terim kullanarak ders saatinin, sınıf mevcudunun, okutulacak kitapların seviyesinin uyumluluğunun ve seviyeye göre sınıf belirlemenin önemiyle ilgili sorular hiç gündeme gelmiyor. Bilen veli belki bu soruları sorabiliyor ama genel olarak bu sorular hiç o konuşmalarda sorulmuyor. Genelde okulların fiziki şartları (havuz var mı yok mu gibi), öğretmenlerin kaç yıldır mesleklerini yaptıkları, komşunun oğluyla aynı sınıfta olsun savaşları gibi iyi bir eğitime hiçbir katkısı olmayan konular ise gündemden düşmüyor. İnşaatı daha başlamamış, maket üzerinden kayıt satışı yapan okullara çocuğunu “iyi eğitim” almaya yollayan bazı velilerden bu soruların gelmemesi de normal tabi.
Peki yabancı dil eğitiminin iyi olup olmadığını bir veli olarak nasıl anlarız?
Öncelikle o okula çocuğunu gönderen velilerden tanıdığınız olanlarla görüşebilirsiniz. İnternette biraz araştırma yapmak da size yardımcı olacaktır. Okula kayıt ettirmeden önce hangi yayınların kullanıldığını, kaç saat yabancı dil eğitimi verildiğini ve bunun ne kadarının main course (yani ana ders) ne kadarının skills (yani beceri: konuşma, yazma, dinleme, okuma üzerine ek aktiviteler) dersleri olduğunu, İngilizce derslerine ek olarak okulda hangi aktivitelerin yapıldığını (English Day, o dilin kültürüne ait özel günlerin tanıtımı, film geceleri gibi) o dilin kültürünün nasıl tanıtıldığını ve en önemlisi de sınıf mevcudunun ne kadar olduğuna dair sorular sorabilirsiniz. Dil eğitiminde ideal sınıf mevcudu 12 civarındadır. Bunda fazla mevcudu olan sınıflarda özellikle beceriye (skills) yönelik çalışmalar yapmak çok zordur. Dil öğrenimini, tahtaya öğretmenin dil bilgisi kurallarını yazıp öğrencilerin de defterine geçirmesi ve hiç ya da çok az beceriye yönelik çalışmalar yapması şeklinde ders işlenmesinden dolayı zaten “Anlıyorum Ama Konuşamıyorum” nesilleri yetiştirdik.
Veliler olarak en iyi eğitimi sağlama çabanızı takdir ediyorum. Ancak bu süreç kolay değil maalesef. İyi eğitim arayışında okulun eve olan mesafesi, ücreti, servisi, yemekleri gibi konular da eklenince orta yolu bulmak oldukça zorlu olabiliyor. Ancak günümüz dünyasında nihai amaç olan iyi bir işte çalışmaya giden süreç de kolay değil. Ve bunun yolu da iyi ve sorgulanan bir eğitimden geçiyor.
Sağlıkla kalın.