Hepimizin de bildiği gibi bir bireyin psikolojik olarak iyi oluş hali gerek kendisi ile olan bağın gerek ise çevresi ile kurduğu bağın daha verimli ve kuvvetli olmasını sağlamaktadır. Buna ek olarak günümüzde birçok hastalığın sebebinin yine psikolojik olarak ortaya çıktığını ve en son çare olarak psikolojik desteğe başvurulduğu bilinmektedir. Peki, psikolojik iyi oluş tam olarak ne demek?
Kendisini olumlu algılayan, sınırlılıklarının farkında olduğunda bile kendisinden memnun olan, kişisel ihtiyaç ve isteklerini karşılayacak şekilde çevreyi şekillendiren, bağımsız hareket edebilen, yaşamında amaçları olan, kapasitesinin farkında olup, bu kapasitesini geliştirmeye çalışan, başkalarıyla güvenli ve sıcak ilişkiler geliştiren bireyler psikolojik iyi oluşa sahiptirler. Psikolojik iyi oluşa sahip, ruh sağlığı yerinde olan bireyler çevresindeki kişilerle sağlıklı ve mutlu ilişkiler kurabilirler.
Anlamlı ilişkiler kuran bireyler, kendilerini daha mutlu hissederler. Kendisini mutlu hisseden bireylerin verimleri de yüksek olacağından, çevrelerine ve topluma katkıları üst düzeyde olur. Yüksel’in de belirttiği gibi, diğer insanlarla başarılı ilişkileri kurabilmek öğrenilirse, kariyerde ve tüm uğraş alanlarında işin %85’i; kişisel mutluluk yolunda ise işin %99’u halledilmiş olacaktır. Bu nedenlerden dolayı bireylerin iletişim becerilerine sahip olmaları önemlidir.
İLETİŞİM BECERİSİ
Bireyin etkili bir iletişim kurabilmesi için kendisine ve iletişimde bulunduğu kişilere içten bir şekilde saygı duyması, empatik anlayışla yaklaşması, etkin bir dinleme sağlaması, anlaşılabilmesi adına somut konuşması, “ben dilini” kullanması, sözel ve sözel olmayan mesajları uyumlu olarak kullanması gerekir.
Saygı duymak; Öncellikle bireyin kedisine karşı saygı duyması ile başlar. Birey bu sayede olumlu ve olumsuz özelliklerini daha iyi görerek kendini kabul eder. Bu yapıya sahip bireyler karşısındaki kişilere de saygı duyar. Kişilerarası ilişkilerde insanlar, genelde iki tür saygı davranışı göstermektedirler. Bunlar savunucu saygı ve içten saygıdır. Savunucu saygıda, kişi insanların değerli olduğunu ifade etmekle birlikte aslında böyle hissetmemekte ve davranmamaktadır. Böylece kişi, kendi sergilediği eylemlerinin saygı olduğuna inanmakta ancak, bu eylemler karşısındaki kişi tarafından saygı olarak hissedilmemektedir. İçten saygıda ise, kişide gerçekten insanların değerli olduğu görüşü, hissi ve davranışı vardır. Bu da karşıdaki kişi tarafından saygı olarak hissedilmektedir. Saygı gören birey ise karşısındaki kişi ile kolay iletişim kurabilir.
Saygı konusunda, dikkat edilmesi gereken noktalardan biri saygı ile boyuneğiciliğin birbirine karıştırılmamasıdır. Boyun eğicilik, bireyin duygu, inanç, düşünce gibi kendine özgü unsurları yansıtmada yetersiz olması, hakları başkalarınca çiğnenince buna karşı koymaması ve kendini savunamaması olarak tanımlanmaktadır.
Yaşamı boyunca her yaptığından kuşku duyan, içinden geldiği gibi davranmaktan çekinen; eleştirilmek, suçlanmak vb. kaygılarla giderek kendisi olmaktan vazgeçerek başkalarına boyun eğer kişiler; bağımlı kişilikler sergilemektedir.
Saygı ile boyun eğicilik kavramı karşılaştırıldığında, anne babaların çocuklarından, yönetenlerin yönetilenlerden, öğretmenlerin öğrencilerinden, büyüklerin küçüklerden saygı adına boyun eğici davranışlar istedikleri görülmektedir.
Karşımızdaki kişiye empatik anlayışla yaklaşmak, iletişimde bulunduğumuz kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamaya ve anladığımızı iletmeye çalışmaktır. Burada unutulmaması gereken konu ise empatik yaklaşımı sempatik yaklaşıma dönüştürmemektir. sempatik yaklaşımda karşımızdaki kişi ile aynı duyuları hissederiz, onunla birlikte güler ve ağlarız bu da iletişimde iki taraf için de yorucu olur.
Etkin bir şekilde dinleme için göz teması kurulması oldukça önemlidir. Etkili iletişim için karşımızdaki kişiyi iyi bir şekilde dinlediğimizi mimiklerimiz, göz temasımız ve kelimelerimiz ile belli etmemiz gerekmektedir.
Somut konuşmak sağlıklı bir iletişim kurabilmek için kullanılması gereken becerilerden biridir. Burada ifade edilen durum, iletişim sırasında karşımızdakini dinledikten sonra konuyla ilgili duygu, düşünce, istek ve beklentileri ifade etmektir.
Ben dilinin kullanılması iletişim sırasında en önemli unsurlardan biridir. Yaşanılan duygu ve düşünceleri çekinmeden aktarmak, karşımızdaki kişinin bizi anlamasını sağlayacaktır. Karşımızdaki kişiyi suçlamadan, küçümsemeden duygularımızı ve düşüncelerimizi ifade etmek iletişimde samimi bir açılma sağlayacaktır.
Sözel olmayan davranışlarla sözel olan davranışların uyumlu olması ile kastedilen durum; yüz ifademiz, ses tonumuz, beden duruşumuzun söylediklerimiz ile uyum içinde olmasıdır. Yüz ifadesinin donuk olması durumunda kendinizin iyi olduğunu söylemeniz iletişimi zedeleyecektir.
Buraya kadar yazılanlarda Psikolojik iyi oluşun bir insanın yaşamı için oldukça önem taşıdığını ve psikolojik iyi oluş için ise iletişim becerilerinin iyi kullanılması gerektiğini okudunuz. Özetleyecek olursak psikolojik iyi oluşun en temeli “kendini kabuldür” bu sayede kişinin öz saygısı yüksek olur, kişi kendini sever ve öz güvenli bir birey olur. İkinci önemli boyut bireyin diğer insanlarla olumlu ilişkiler içinde olmasıdır ki bunu iletişim becerilerinde bahsetmiştik. Üçüncü boyutta ise yaşam için amaç belirleme bulunmaktadır.
DİPNOT
Bu yazımda Alim KAYA’nın “İnsan ilişkileri ve iletişim” adlı kitabından aldığım bilgileri yorumlayarak size aktarmak istedim. Daha kapsamlı bir içeriğe sahip olan Psikolojik iyi oluş başlığı için ben bu yazımda sadece iletişim becerilerine değindim. Kendini kabul ve amaç belirlemenin de Psikolojik iyi oluş için temel boyutlar olduğu unutulmamalıdır.
Nisa KARAMAN