1. Anasayfa
  2. Bilgi Bankası
Trendlerdeki Yazı

Recaizade Mahmut Ekrem’in “Şevki Yok” Şiirinin Açıklaması

Recaizade Mahmut Ekrem’in “Şevki Yok” Şiirinin Açıklaması
1

Bir insan yaşadığı ayrılık acısını çeşitli şekillerde dile getirir. Bu mümkün olmazsa ağlar, dövünür, içine atar, bazen de kendi köşesine çekilir. Ayrılık acısını yaşayan bir şairse, o da duygularını şiirle anlatmaya çalışır. Hislerini mısralara döker. Recâizâde Mahmut Ekrem’in yazdığı “Şevki Yok” adlı şiir bunun açık bir örneğini teşkil ediyor. Şair, genç yaşta kaybettiği oğlunun acısını bu şiirle okura hissettirmeye çalışmış.

Şevki Yok - Recaizade Mahmut Ekrem

Şair: Recâizâde Mahmut Ekrem
Şiirin vezni: Gül ha zîn sün/ bül pe rî şan/ bâ ğ zâ rın/ şev ki yok
Fâ i lâ tün/ Fâ i lâ tün/ Fâ i lâ tün/ Fâ i lün

1. Dörtlük

Gül hazîn sünbül perîşan Bâğzârın şevki yok..
Derdnâk olmuş hezâr-ı nağmekârın şevki yok..
Başka bir hâletle çağlar cûybârın şevki yok..
Âh eder, inler nesîm-i bî-karârın şevki yok..
Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok!

Bazı kelimeler

bağzâr: bahçe
cûybâr: akarsu
derdnâk: dertli
hâlet: hal
hazîn: hüzünlü
hezâr-ı nağmekâr: güzel nağmelerle öten bülbül
nesîm-i bî-karâr: kararsız rüzgar
şevk: keyf, istek

Anlamı:

Gül hüzünlü, sünbül darmadağınık.. Bahçenin neş’esi yok Her zaman güzel nağmeler söyleyen bülbül dertli olmuş, onun da neş’esi, eski coşkunluğu yok Başka bir halle, başka bir duygu ile çağlayan ırmağın şevki yok Ne yöne gideceğini bilmeyen, kararsız rüzgar, âh edip inliyor; şevki yok Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok..!

Açıklama:

Bu kıtanın ilk dört mısrasında, gül, sünbül, bahçe, bülbül, ırmak, rüzgar gibi tabiat unsurları kişileştirilerek her birinin neşesiz, şevksiz olduğu, durumlarına uygun sıfatlarla belirtiliyor. Son mısrada şairin çok sevilen birisinden ayrı olmanın üzüntüsü içinde bulunduğunu anlıyoruz. İçi hüzünle, acıyla dolu olduğu için çevreye de üzgün gözlerle bakıyor, ruhunun acısını tabiata aksettiriyor.

2. Dörtlük

Farkı yoktur giryeden rûy-ı çemende jâlenin.
Hûn-ı hasretle dolar câm-ı safâsı lâlenin.
Meh bile gayretle âğûşunda ağlar hâlenin!
Gönlüme te’siri olmaz âteş-i seyyâlenin.
Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok!

Bazı kelimeler:
âğûş: kucak
âteş-i seyyâle: akıcı ateş
câm-ı safâ: gönül hoşluğu veren kadeh
girye: gözyaşı
hâle: bazı geceler ayın çevresinde görülen ışıklı çember
hûn-ı hasret: hasret kanı
jâle: kırağı, çiğ
meh: ay
rûy-i çemen: çimenliğin yüzü
te’sir: etki

Anlamı:

Yeşillikler üzerindeki çiğ tanesinin gözyaşından farkı yoktur… Gönle hoşluk veren veren bir şarap kadehine benzeyen lâlenin içi de, hasret kanı ile; hasret acısıyla atkılan kanlı gözyaşlarıyla doluyor… Sevdalı gönüllere arkadaşlık eden, sevimli tebessümler gönderen ay bile ışıktan çemberi içinde şimdi sıkıntı ile ağlıyor. Gönlüm senin yokluğunun üzüntüsüyle öylesine duygusuz bir halde ki adeta ölmüş; akıcı ateşin, yıldırımın bile ona etkisi olmaz… Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok!

Açıklama:

Bu kıtada da şair, aynı ruh hali ve aynı dışa vurma mekanizması ile tabiatın başka unsurları üzerinde duruyor. Bir bakıma derdini tabiatla paylaşıyor.

3. Dörtlük

Rûha verdikçe peyâm-ı hasretin her bir sehâb..
Câna geldikçe temâşâ-yı ufuktan pîç ü tâb..
İhtizâz eyler çemen.. izhâr eder bin ızdırâb..
Hem tabîat münfail hicrinle.. hem gönlüm harâb…
Geldi ammâ n’eyleyim, sensiz bahârın şevki yok!

Bazı kelimeler:

hicr: sevilen bir şeyden ayrı kalma
ihtizâz: titreşme
izhâr etme: gösterme
münfail: gücenmiş
peyâm-ı hasret: hasret haberi
pîç ü tâb: sıkıntı ve ızdırab
sehâb: bulut
temâşâ-yı ufuk: ufuk seyri

Anlamı:

Göğe baksam, her bulut bana senin hasret haberini verir. Ufukları seyretsem, bu seyirden ruhuma sıkıntı gelir. Çimenliğe dönsem, çimen titrer ve bin ızdırap gösterir. Senin ayrılığının acısıyla hem tabiat küskün ve üzgün, hem de benim gönlüm yıkık! Her yer, her şey bana seni ve senden ayrı kalmanın, seni kaybetmenin üzüntüsünü, ızdırabını hatırlatıyor. Geldi ammâ n’eyleyim, sensiz bahârın şevki yok!

Açıklama:

Bu şiir, oğlunu kaybetmiş bir babanın gönül sızısını, dinmez hasretini, hiçbir şeyde tad ve şevk bırakmayan gönül yıkıntısını dile getirmektedir. Şair, pek genç yaşta ölen oğlu Nejad’ın acısı ve özlemi içindedir.

Facebook Yorumları

1980 Isparta doğumlu. İlkokul ve ortaokul öğrenimini Uluborlu'da, liseyi Gönen'de, üniversite öğrenimini ise Dokuz Eylül'de tamamladı. Yıllarca Türkçe öğretmenliği yaptı. Şimdilerde İngilizce öğretimi, reklam yazarlığı ve grafik-tasarımla meşgul.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.