Covid–19 virüs salgını öncesindeki, sonrasında ve halen yaşadığımız süreçte anne-babalık rolü ve davranışlarımızın evde/dışarıda çocuklarımızla daha çok zaman geçirmek dışında önemli değişiklik olmadığını düşünüyorum. Geçmişe göre birlikte geçirdiğimiz daha uzun zaman diliminde neler yapmalıydık, yapıyoruz ve yapabiliriz bu önemliydi. Belki de gerçek ebeveynlik şimdi başlamıştır. Geçmişte birlikte geçirebileceğimiz zaman daha az iken konuşacak ve yapabilecek konuları bulmak için zorlanmamıştık. Şimdi ise bir anlamda kendimizi öğretmen yerine koyup zamanı nasıl daha iyi değerlendirebiliriz bunu düşünmeye başladık.
Her zaman tekrar ettiğimiz gibi toplumda herkesin rolü ve sorumlulukları ayrıdır. Rollerin karışması ilişkilerin bozulmasına yol açabilir. Anne-baba olarak çocuklarımıza karşı davranışlarımız, konuşmalarımız, bizim ve onların beklentileri bir öğretmeninkinden çok farklıdır. Doğal olan budur. Okullarımız kapalı olabilir ancak herşeye rağmen eğitim/öğretim uzaktan devam ediyor. Öğretmenlerimiz ve çocuklarımız ekran karşısında hergün yine buluşuyor, ders yapıyor ve yine ödevler veriliyor. Bu süreçte eğer daha önce eksik bıraktıysak onlara derslerinde daha fazla destek olabilir, rehberlik yapabilir ve ilgi gösterebiliriz. İyi bir şey yapıyoruz zannederek bunu abartırsak ilişkilerin bozulmasına yol açabiliriz. Okula gidememek, arkadaşlarla yüzyüze görüşememek ve sosyal ortamlardan kısıtlamalar sebebiyle zorunlu uzak kalmak zaten psikolojik olarak çeşitli olumsuzluklar yaşatırken bizde üzerine eklemek istemeyiz.
Onlarla uzun zaman içinde neler yapabileceğimiz konusunda ilk başta zorlanmamız normaldir. Yapacaklarımız çabucak bitip tükenebilir. Kara kara düşünmek yerine internet üzerinde uzmanların tavsiyelerini okuyabilir ve deneyimleyebiliriz. Uzmanların pandemi sürecinde ebeveynlik tavsiyelerine birlikte göz atalım ve daha sonra da üzerinde konuşalım. Tabikî aslında bu konu bir kitap olacak uzun ve geniş olsa da biz sadece özetini yapmaya çalışalım.
Baş başa daha çok zaman geçirelim. Her çocuk özel olduğu için birden çok çocuğumuz varsa ayrı ayrı ilgi bekleyeceklerini unutmayalım. Bizim ne yaptıracağımız değil onların bizimle neler yapmak isteğini öğrenelim. Bebekler, küçük çocuklar ve ergenlerin farklı fikirleri ihtiyaçları olduklarını bilelim. Bebeğimize hikâye anlatırken, çocuğumuza kitap okuyabilir ve ergenimizle sevdiği konularda konuşabiliriz.
Tüm dünyada yaşanan ve herkes için endişe, stres ve bunalmışlık hissi yaşatan salgın döneminde herşeye rağmen sinirlenmeden olumlu duygular içinde sürekli pozitif kalmaya çalışmalıyız. Çocuklarımızla daha az sorun yaşamak için kurduğumuz cümlelere dikkat etmeliyiz. Bir yandan gerçekçi olurken onların güzel davranışlarını vurgulayıp yapmasını istemediğimiz davranışları pozitif cümlelerle söyleyebilmeliyiz. Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarımızla iletişimimizi iyi düzeyde tutmaya çalışmalıyız.
Aslında hepimizin evimizde hergün düzenli yaptığı işler yani rutinlerimiz vardır. Pandemi dönemine özel de ev içinde çocuklarımızla şarkılar söyleyerek veya müzik eşliğinde bedensel hareketler yapabiliriz. Günlük zaman tablomuzu oluşturur ve uymaya çalışırsak daha az sorun yaşarız. Evde olmamız bulaşım için güvenli mesafe ve hijyeni unutturmamalı. Gün içinde belirleyeceğimiz kısa zaman diliminde birbirimize hatıralarımız, hayallerimiz ve güzel şeyler anlatalım.
Sürekli evde kapalı olmak, göz önünde bulunmak, yapabileceklerimizin sınırlı olması daha önce gözümüze çarpan olumsuz davranışların daha fazla görünmesine de sebep olabilir. Olumsuz bir davranışı, bağırıp çağırmak yerine bekleyip sakinleştikten sonra konuşarak doğru davranışı anlatarak, sonuçlarını değerlendirerek ve hoşlanacağı yeni görev-sorumluluklar vererek düzeltmeye çalışabiliriz.
Ne kadar süreceğini bilemediğimiz pandemiyi sağlıkla atlatabilmek için önce kendimize her açıdan iyi bakabilirsek daha sonra ailemize katkı sağlayabileceğimizi unutmayalım. Öncelikle bu durumun geçici olduğunu, tüm insanların aynı şartlarda bulunduğunu ve her şeyin bir çaresi mutlaka olabileceğini düşünelim. Özellikle sosyal medyada dolaşan gerçekliği şüpheli olumsuz haberlerden uzak duralım.
Konuşmak, paylaşmak ve karşılıklı kaygı ve düşüncelerimizi aktarmak herkesi rahatlatacaktır. Açık konuşabilmek, birbirimizi iyi dinlemek ve yanlış olduğunu düşündüklerimizin doğrusunu açıklamak kirli bilgi bombardımanı altındayken birbirimize destek olmak zorundayız.
Aile; güven, uyum, sevgi, dayanışma, paylaşma kısaca huzur ve hayat demektir. Aile içinde tüm fertler görev paylaşımıyla birbirimize destek olmalıyız. Stres ve öfkeli anlarımızda birbirimize daha sabırlı davranmalıyız. Tatlı dil ve güler yüz birçok şeyin ilacıdır. Önce anne-baba kendi arasında güzel söz ve davranışlarla çocuklarına örnek olabilmelidir. Lütfen, teşekkür ederim, sağol, harikasın, iyi ki varsın gibi küçük-kısa-kolay insani iltifatları eksik etmeyelim. Herkes birbirine daha değerli olduğunu ve sevildiğini hissettirebilirse daha mutlu oluruz.
İstemesek de bazen stres altında çeşitli durumlarda öfkelendiğimiz zamanlar olabilir. Bunun olabileceğini bilerek öfkemizle nasıl başa çıkabileceğimizi de öğrenebiliriz. Uykusuz, aç ve yorgun olduğumuz zamanlar daha çok öfkelenebildiğimiz için düzenli uykuya, beslenme ve dinlenmeye dikkat etmeliyiz. Kontrolümüzü kaybedemeden ve birbirimize zarar vermeden öfkeli durumlarda sakinleşmek için molalar verebiliriz. Bulunduğumuz ortamı değiştirebilir, nefes egzersizleri yapabilir, ılık bir duş alabiliriz. Hatta dertleşebileceğimiz bir arkadaşı, dostu ve yakınımızı arayabiliriz.
Başta çocuklar tüm insanlar oyun oynamayı eğlenceli bulur. Fark sadece farklı oyun tercihlerimizdedir. Çocuklarımızın öğrenci olduğunu düşünerek tabikî ilk aklımıza gelen öğretici oyunlardır. Sürekli öğretici oyunlar belli bir zaman sonra sıkıcı da gelebilir. Serbest bir konuda ailenin bir üyesi hikâye başlatabilir diğerleri kaldığı yerden devam edebilir. Herkesin iyi olduğunu düşündüğü bir konuda yeteneklerini sergilemesi de olabilir. Yardım almadan bile kendimiz onlarca oyun üretebiliriz.
Pandemide toplum sağlığını korumak amaçlı getirilen kısıtlamalar çoğumuzun ekonomik olarak kayıplar yaşamasına yol açmış olabilir. Hele de ödenmesi gereken borçlar, faturalar ve karşılanması gereken kiralar-ödemeler varken işyerimizin kapanması, zorunlu izne çıkarılmak veya ticaretin azalması/durması hepimizin bütçe dengelerini bozmaktadır. Bu durumlarda ebeveynlerin stres, yorgunluk ve öfkeli olması diğer aile üyelerinin de kendilerini kötü hissetmesine yol açacaktır. Bu durumda bütçeyi hep birlikte yeniden gözden geçirelim. Şu anda yaptığımız harcamaları listeleyip bunların gerçekten acil ihtiyaç olup olmadığını konuşup tespit edelim. Belki de aile üyelerinin evde veya uzaktan yapabilecekleri küçükte olsa iş imkânları araştırabiliriz.
Hepimiz pandemi döneminde interneti kullanarak alışveriş, öğrenim ve eğlence ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışmaktayız. Başta çocuklar olmak üzere hepimiz internette risk altındayız. Çevrimiçi olmak, sitelere girmek ve alışveriş yapmak için çoğunlukla çeşitli üye olmayı, kişisel bilgileri yazmayı ve paylaşım izinleri vermemizi gerektiriyor. Özellikle çocukların kullandığı internet hattının ve bilgisayarların siber zorbalık, virüsler ve çeşitli tehlikelerden korunması için özel yazılım ve sınırlamalar kullanmalıyız. Birbirimizi bu konuda sürekli uyarmalı ve bilgilendirmeliyiz. Çocukların hesaplarına paylaşım yapmasak da kendimizi ekleyip güvende olduklarına emin olabiliriz.
Klişe bir cümle olsa da “paylaşmak; acıları hafifletir, mutlulukları artırır” çok doğru bir sözdür. Pandemide evlerde kapalı kısıtlı olmasak da bulaş bitene kadar bir süre daha birbirimizi ziyaret edemeyeceğiz. Bu durumda başta telefon ve internet üzerinden dost, arkadaş ve akrabalarımızla görüşmeye devam edelim. Hatta çocuklarımız başta olmak üzere aynı konuda aynı sorunları olan tanıdıklarımızla bu konuları paylaşalım.
Şimdi tekrar başa dönelim ve pandemi öncesi ve sonrası anne-babalık arasında ne gibi farklar olmuş tekrar düşünelim. Yukarıda uzmanlar tarafından geliştirilen tavsiyeleri biz ebeveynler olarak normal zamanda yapıyor muyduk? Yapmalı mıydık? Şimdi yapıyor muyuz? Aslında neredeyse tamamına yakını her zaman yapmamız ve uymamız gerekli öneriler değil mi? Normal zamanda farklı ortamlarda farklı kişilerle sosyal yaşantılarımızla karşılayamadığımız ihtiyaçlarımızı aile içinde kalarak nasıl sürdürebiliriz. Tabikî hepsi burada yazılanlarla sınırlı değil burada yazmayan belki yüzlerce farklı etkinlik, çözüm ve davranışla bu zor süreci akıl-ruh ve beden sağlığımızı koruyarak geçirebiliriz. Sağ kalıp sağlıcakla kalmak için tüm resmi uyarılara hassasiyetle uyalım. Evde kalalım-Güvende Kalalım.
(*) Bu yazı “UNICEF COVID-19 SÜRECİNDE EBEVEYNLİK” kitapçığından faydalanılarak hazırlanmıştır.
https://www.unicefturk.org/public/uploads/files/UNICEF_COVID19_Surecinde_Ebeveynlik.pdf?utm_source=Euromessage&utm_medium=AylikMail&utm_campaign=bireysel