Anne babaların, sürekli medyadan ve çevreden çocuk terbiyesi konusunda baskıya maruz kaldığını düşünmekle beraber bu konunun çok önemli olduğunu düşünerek yazıyorum. Çok konuşuluyor olması, maalesef sorunları azaltmıyor veya çözüldüğü anlamına da gelmiyor.
Günümüzde anne-babalar, kendi duygu ve düşüncelerine göre büyütmek, yetiştirmek istedikleri çocukları için büyük fedakarlıklar yapmaktadırlar. Bu önemli olmakla beraber genelde her zaman, özelde de çocuk terbiyesinde iletişimin katkısını ve önemini görmezden gelemeyiz. Çünkü iletişim kuvvetli bir silahtır! savunma aracıdır, sorunların çözümünde maliyeti ucuz bir anahtardır. Bu bilgiler ışığında, anne-baba ve çocuk iletişiminde de çocukların gelişim dönemlerini tanımak ve uygun tepkiler vermenin çocuk ruh sağlığında çok önemli terbiye edici yönü bulunmaktadır. Bunun yanında iletişimin gücünden faydalanılması sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır. Bu nedenle, çocuklarla konuşurken uzmanlar ‘’Sen Dili’’ değil de daha ikna edici ve terbiye edici ‘’Ben Dili’’ kullanılması gerektiğini belirtmektedirler.
Sen Dili ‘’sen yaramazsın, sen kötüsün, yalancısın’’ gibi çocuğun kişiliğini örseleyici, doğrudan benliğine yönelik onu itham edici, suçlayıcı bir iletişim biçimidir ve sağlıklı iletişimin en önemli engellerindendir. Aradaki iletişim engelleri sorunların büyümesine, ertelenmesine ve dolayısıyla büyümüş ve çözülmesi güç sorunlar olarak karşımıza çıkmasına neden olmaktadır. Sen Dili iletişimi sınırlayan, aradaki mesafeleri artıran sorunlu bir dil olarak olumsuz bir iletişim dilidir. Çünkü sen dilinde suçlayıcı, yargılayıcı ve hedef gösterme vardır. Sonuç olarak, çocuk yanlışta daha çok ısrar edecek, belki de mesajın içeriğine değil de şekline olan öfkesi nedeniyle sizi dinlemeyecek ve dediklerinizi ciddiye almayacaktır. Kendi benliğine yönelik, suçlayıcı, yargılayıcı ithamlara maruz kalan çocuk, anne babadan duygusal olarak uzaklaşır.
Kişiliğine değil de, davranışı eleştirmek üzerine inşa edilen ‘’Ben Dili’’ ise davranışların sizde uyandırdığı duygu ve düşünceyi ön plana çıkararak, çocuğun sizi anlamasını kolaylaştırmaktadır. Sen dili kısaca; “sen benim için önemli ve değerlisin, fakat bu davranışını onaylamıyorum” demektir. Onaylanan, değer verilen çocuğun kendisi iken, onaylanmayan ve kabul görmeyen ise olumsuz olduğu düşünülen davranıştır. Örneğin, yalan söyleyen çocuğunuza, ‘’Allah seni taş yapar, sen yalancısın” ve benzeri sözler yerine, ‘’yalan söylemen hoşuma gitmiyor, sana olan güvenim azalıyor’’ ya da ‘’bana değer vermediğini düşünüyorum’’ gibi ifadeler daha etkili olmaktadır. Ya da derslerine çalışmayan bir çocuğa, tembel ve benzeri ifadeler yerine “derslerine gereken önemi vermediğini düşünüyorum, olman gereken yerde değilsin, çalışırsan daha başarılı olacağını düşünüyorum” gibi ifadeler öncekine göre daha yapıcı bir iletişim dili olmaktadır.
‘’Ben dili’’ ile kurulan iletişim, çocuğa saygı duyduğumuzu, ona değer verdiğimizi, en önemlisi biz onu anlamaya çalışırken, onun da bizi anlamasını kolaylaştıracaktır. Karşılıklı empatik ilişki, tarafların birbirini anlamasını kolaylaştırırken, huzurlu bir aile ortamına da katkı sağlayacaktır. Sadece çocuklarla değil, eşler arasında, insanlarla konuşurken ben dilini kullanmayı öğrenmek ve geliştirmek sosyal ilişkilerimize de yansıyacak, daha olumlu daha nitelikli iletişim kurabildiğimiz, bazı sorunların daha kolay, daha az maliyetle kırmadan dökmeden çözülebildiğini göreceğiz. Hoşça kalın.