“Yaratıcılık nedir? Diğer şeylerin arasında, varsayımlarla uğraşabilme, örnekleri fark edebilme, değişik şekillerde görebilme ilişki kurabilme risk alabilme, bir şansı yakalama becerisidir.” (Bill Moyers)
Yaratıcılık, geçmişten günümüze her alandan kişinin ilgisini cezbetmiştir. Nitekim yukarıda yaratıcılığın ne olduğunu sorgulayan kişi ABD’li gazeteci ve halkla ilişkiler danışmanı olup 1965-67 yıllarında Lyndon B. Johnson Hükümeti’nde Beyaz Saray Basın Sekreteri olarak görev yapmıştır. Bunun yanında, bilim insanlarından psikologlara, sanatçılardan sosyologlara, akademisyenlerden sanatçılara kadar pek çok kişi “Yaratıcılık nedir?” sorusuna cevap aramıştır. Nasıl ki yaratıcılık kavramı farklı alanlardaki kişilerin merakını cezbettiyse, yaratıcılığın tanımı da bir o kadar farklı uzman tarafından yapılmıştır. Nitekim, “yaratıcılık” kavramının sanattan eğitim psikolojisine; ticaretten öğretime; psikoalanalitikten bilime kadar birçok alanda önemsendiği, ilgilenildiği, merak edildiği ve araştırıldığı ve bu alandaki kişilerce tanımlandığı görülmektedir. Buradan, yaratıcılığın, insan ve insan ürününün yansıması olduğu her alanda kendisine yer bulduğunu söyleyebiliriz.
Zaman içerisinde insanla birlikte kavramlara yüklenen anlamlarda da değişiklikler olmaktadır. Yaratıcılığın kaynağıyla ilgili tarihteki mistik, doğaüstü güçlere atıfların ve spiritüel yaklaşımların günümüzde artık pek de geçerliliği kalmadığı ifade edilebilir. Bunun yanında bu tabulara ait kalıntıların günümüze kadar ulaştığı, hatta yaratıcılığın bilimsel açıdan araştırılmasına ket vuran bazı hurafelerin/batıl inanışların/ yanlış genel kanıların (artık adına her ne derseniz) hala devam ettiği gözlemlenmektedir. Bunlar tespit edilerek 4 (dört) başlık altında toplanmıştır. İlki: İnsanlar, “yaratıcı olan” ve “yaratıcı olmayan” şeklinde doğarlar; ikincisi, Yaratıcılık, psikoloji ve toplumun olumsuz yönleriyle iç içe geçmiş durumdadır; üçüncüsü, Yaratıcılık bulanık, yumuşak ve güvensiz bir yapıdır; dördüncüsü, yaratıcılık bir grup içinde geliştirilir. Bu tarzdaki yanlış algıların yanında, yaratıcılık kavramını popülist şekilde yorumlayan pragmatik (faydacı) yaklaşımların yaratıcılığın bilim alanında hak ettiği ciddiyete sahip olmasını gölgelediği şeklinde yorumlanmasına zemin hazırlamıştır.
Yaratıcılık ve alan ile ilgili öğrenilecek çok şey bulunmaktadır. Yaratıcılık ile ilgili gerekli bilgileri elde etmek için odaklandığımız şeyleri ve bakış açımızı/yönümüzü değiştirmemiz gerekebilir. Belki öğrenme yolundaki bireysel çabamız yetersiz ya da başarısız da olabilir; ama (yaratıcılığı) öğrenme ve anlama sürecindeki deneyimin paha biçilemez olduğunu Garson Kanin’ in cümlesiyle özetlemek istiyorum:
“Bir insanın hayatındaki en iyi bölüm, çalışma kısmı, yaratıcı kısmıdır. İnanın bana, başarılı olmayı çok seviyorum. Ancak, gerçek manevi ve duygusal heyecan, yaparken alınan hazdır”.
Kaynaklar:
- Kaufman, J. C. (2009). Creativity 101, Springer Publishng Company
- Plucker, J. A.,Beghetto, R. A., & Dow, G. T. (2004). Why isn’t creativity more important to educational psychologists? Potentials, pitfalls, and future directions in creativity research. Educational psychologist, 39(2), 83-96
- Bill Moyers- http://www.e-motivasyon.net/ozdeyisler/yaraticilik-ozlu-sozleri (E.T. 19.02.2018)
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Bill_Moyers, (E.T. 19.02.2018)